• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

‘Türkiye-IŞİD sınırı’ndan notlar: ‘Bir gün büyük gürültü kopacak burada’

20/08/2015 20:39


 

 

CAN ERTUNA*

Adı konmasa da Türkiye’nin fiili bir IŞİD sınırı var artık.


Gaziantep’in Karkamış ilçesi ile Kilis arasındaki 90 kilometrelik hattın karşısı Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) denetiminde.

ABD ve Türkiye’nin üzerinde fikir birliğine vardığı konu, buranın IŞİD’den ‘arındırılması.’ Ancak bunu kim, nasıl yapacak? Bu konuda belirsizlik ve yer yer anlaşmazlık sürüyor.

IŞİD’e karşı bu cepheye sürülen örgütler henüz böyle bir savaşı uzun süre yürütmek için yeterli değil.

Üstelik zaman geçtikçe IŞİD bölgedeki yerini sağlamlaştırıyor. Sınırın iki tarafında örgüte destek azımsanmayacak ölçüde. Bunun en önemli sebeplerinden biri de alternatif olarak sunulan muhaliflerin bozuk sicili.

İşte ‘Türkiye’nin IŞİD sınırı’nda son durum…

‘IŞİD’den arındırılmış bölge’ savaşı

Fotoğraf: Reuters

Kilis’ten sınır… Fotoğraf: Reuters

 

Kilis’te Türkiye-Suriye sınırını belirleyen tek sıra dikenli telin hemen arkasından birkaç yüz metre ötedeki yoğun çatışmayı izliyoruz.

“Bunlar IŞİD’i yenemez abi” diyor Muhammed. 20’li yaşlarında, köyünde çatışmalar artınca yürüyerek sınırı geçip geceyi Türkiye tarafında geçirmiş.

Soruyorum; “Neden?”

“Ben de muhaliflerle birlikte savaştım, Liva El Tevhid’deydim (Tevhid Tugayları), Halep’te, beni kendi grubumdan adamlar vurdu.”

Yakasından tişörtününü sıyırıyor, omzundaki mermi yarasını gösteriyor, sonra tişörtünü alttan açıyor ve karnını boydan boya kaplayan ameliyat dikişlerini işaret ediyor: “Silahlarımızı almak için yaptılar bunu, sonra o silahları sattılar.”

“Peki ya diğer gruplar?” diye soruyorum. Ağabeyi kısa bir süre El Nusra’da savaşmış. “Onlar daha sıkı ama hiçbiri bunlar kadar değil.” Karşıyı gösteriyor. ‘Muhalifler’ tank ve zırhlı araçlarla bir köyü ateş altında tutuyor. Bu ikinci denemeleri. İlkinde köye girmiş ama geri çekilmişlerdi, bu sefer de pek ilerleme sağlayamıyorlar…

Muhammed üç gün önceki ilk çatışmada köyde sıkışıp kalmış. “Muhalifler tank soktu köye, o da namlusunu çeviremedi tabii daracık sokaklar, kıstırdılar, üstteki kapağı açıp tanktan çıkardıklarının kafasını kestiler sonra köy meydanında sergilediler.”

Konu ‘baş kesme’ye gelince soruyorum: “Korkmuyor musunuz?”

Muhammed, “Kendilerine karşı savaşanları kesiyorlar, kurallarına uyduğun sürece sorun yok” diyor.

Kurallar elbette oldukça ağır, kadınların tamamen örtünmesi gerekiyor, sigara yasak, namaz vakti cami dışında pek ortalarda gözükmemek gerekiyor, küfür edenler cezalandırılıyor; en hafifi kırbaç cezası…

Sigara yasağı, ‘sınır ticareti’ olarak adlandırdıkları kaçakçılığa darbe vurmuş elbette. Ama çay kaçakçılığı sürüyor. IŞİD öşür vergisi koymuş kaçakçılara.

Muhammed’in yanındaki Türkiye vatandaşı Mustafa Arap kökenli. Muhammed’in köyünden bir kadınla evli, onun da çok sayıda akrabası var ‘karşı tarafta.’ Benzer bir tonda konuşuyor. “Muhalifler geldiğinde hırsızlık yaptılar, girdikleri evleri yağmaladılar, IŞİD öyle yapmıyor” diyor.

Sınırdaki çatışma karakolların yanıbaşında gerçekleşiyor. Ateş artınca askerler mevzilerine saklanıyor. ‘Muhalifler’ Türkiye sınırına vermiş sırtını, karşı taraftan atılan uçaksavar ve havan mermileri ıslık çalarak başımızın üstünden geçiyor ve köye düşüyor, halk tedirgin, evlerine giriyorlar.

“Abi biz hep silah cephane veriyoruz bunlara” diyor Mustafa muhalifleri göstererek. “Ama IŞİD kafasına vuruyor hepsini alıyor…”

 “Karşı tarafta kimler var IŞİD’de?” diye soruyorum; “Azeriler, Afrikalılar, Çeçen, çok da Türk var” diyor.

Yanımızdakilerden birçoğu IŞİD safındaki Türkleri tanıyor, zaman zaman sınırın öte tarafındaki köylerinin camiindeki vaazları dinliyorlar. “Geçmek istemez misiniz karşıya?” diye soruyorlar. Bunun iyi bir fikir olmadığını söyleyip soruyorum, “Ne kadara geçiriyorlar karşıya?” Mustafa, “Adamına göre” diyor: “100 liradan başlıyor, 300 dolara kadar çıkıyor, kime ne tuttururlarsa artık.”

IŞİD’e karşı ‘ılımlı’ cihatçılar

20140217 suriyeli muhalif egitim kampiSuriye’deki savaş coğrafyası dünyanın en karmaşık dengelerini (ya da dengesizliğini) barındırıyor. 2011’deki ayaklanmadan beri yüzlerce grup kuruldu, birleşti, dağıldı. Kimi zaman da ittifaklar dağılırken birbirleriyle çatıştılar.

Muhammed ve Mustafa’yla sınırın öte tarafında IŞİD’e saldıran iki ana grubun operasyonunu izliyorduk.

Biri, Türkiye’nin de desteğini aldığı ifade edilen gruplardan Ahrar uş Şam. Bu grup, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde kurmayı hedeflediği ‘güvenli bölge’ye desteğini açıklamıştı. Şimdi de o kurulması öngörülen bölgenin Batı ucundaki IŞİD mevzilerine saldırıyor. Komutanlarının zaman zaman Türkiye’de de toplantılar yaptığı ifade edilen bu grup da cihatçı Selefi ideolojiye sahip. El Kaide’ye yakın duruşuyla ABD’nin (en azından resmi söylemde) temkinli yaklaştığı gruplardan.

Diğer grup ise Aralık 2014’te,  ‘İslami Cephe’ altında savaşan grupların da katılımıyla kurulan Şam Cephesi. İçinde selefi savaşçıların yanı sıra daha ılımlı unsurların da olduğu belirtiliyor. İngiltere’de yayımlanan The Times gazetesi, kısa süre önce, Şam Cephesi komutanlarının Türkiye’den kendilerine silah sevkiyatı yapıldığını söylediklerini yazmıştı. Alanda yeni beliren Şam Cephesi, ‘Bir de bunlara bakalım’ kontenjanında, izleniyor.

Eğit-donat faaliyetleri Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’e karşı savaşabilecek bir güç yaratmaktan aciz olduğu ölçüde, ‘IŞİD’den arındırılmış bölge’ ya da ‘güvenli bölge’ için ‘bel bağlanan’ örgütler şimdilik bunlar.

Ankara, izlediğimiz çatışmanın bulunduğu noktanın yaklaşık 90 kilometre ötesine kadar uzanan bölgenin Kürt YPG/YPJ güçlerinin eline geçmesine ‘seyirci kalmayacağını’ açıklamıştı.  PYD’nin kontrolündeki Kobani ile Afrin kantonları arasında kalan bu 90 kilometrelik hatta IŞİD Türkiye’nin fiili sınır komşusu.

Kürt güçlerinin ‘uzak tutulmaya’ çalışıldığı bu bölgenin kısaca ‘Özgür Suriye Ordusu’ (ÖSO) ya da ‘muhalifler’ olarak adlandırılan silahlı güçler tarafından denetimi öngörülse de sahada gözüken bunun pek de kolay olmayacağı. Bu bölge, PYD’nin denetimindeki diğer bölgelerden farklı olarak Arap ve Türkmen nüfusun yoğun olarak yaşadığı bir coğrafya. Ama bu, bölge halkının IŞİD’in yerine ‘muhalifler’i tercih edeceği anlamına da gelmiyor.

Düzensiz muhalif grupların denetimi altında yaşadıkları zamana ilişkin kötü anılar hala hafızalarında; “En azından bunlar (IŞİD’i kastediyor) hırsızlık yapmıyor, zorla savaştırmıyor” diyor Muhammed. Kısacası IŞİD işgali altında “İşler bir şekilde yürüyor.” Bunun bedeli, ‘İslam Devleti’ne biat edip katı kuralların dışına çıkmamak…

Elbette IŞİD’i Afganistan’daki Taliban gibi bir ‘halk hareketi’yle kıyaslamamak gerekiyor. Bu örgütün belkemiğini (henüz) ‘yabancı’ cihat savaşçıları oluşturuyor. Buna karşılık Suriye ve Irak’taki dini ve etnik gruplarla, kendilerini kabul etmeyenlere karşı kanlı bir kıyım yürüterek elde ettiği coğrafyaları ‘Sünnileştiren’ örgüt, ‘biat’ edenlere çeşitli kısıtlamalarla olsa da soluk alıp verme şansı tanıdığı için belirli bir halk desteğine de sahip. En azından diğer birçok muhalif gruptan daha fazla kabul görüyor. Bu elbette korkuyla karışık bir kabullenme hali.

IŞİD’e yerel destek

A Turkish soldier stands guard at the Turkish-Syrian border in Karkamis, bordering with the Islamic State-held Syrian town of Jarablus, in Gaziantep province, Turkey, August 1, 2015. Karkamis is a Turkish town of 10,500 people that sits directly opposite the border post. Shut for more than a year, the military sealed the crossing with a breeze block wall a few months ago. Behind it, just inside Syria, the black flag of Islamic State flaps in the breeze. Karkamis lies on the northeastern edge of a rectangle of Syrian territory some 80 km (50 miles) long, controlled by the radical Islamists. The United States and Turkey hope that by sweeping Islamic State from this border zone, they can deprive it of a smuggling route which has seen its ranks swollen with foreign fighters and its coffers boosted by illicit trade. Picture taken August 1, 2015. REUTERS/Murad Sezer

Karkamış’tan sınır…

 

“İlk kafa kesmeler başladığında gelip burada telin üstüne astılar bir kısmını, bazılarını da tren raylarının oraya attılar, ambulans gitti aldı, bedenler yok kafalar var.”

IŞİD’in kontrolündeki bölgenin doğu ucundayım bu kez. Karkamış’ta HDP İlçe örgütünde görevli  bir kişiyle (isminin kullanılmasını istemiyor) konuşuyoruz.

“Kimlerin başını kestiler?” diye soruyorum. “Kendilerine direnen bir aşiret vardı, onların” diyor.

‘Al sana IŞİD’

Fotoğraf: DHA

Fotoğraf: DHA

 

Hemen karşımızda uzun süredir IŞİD’in kontrolünde olan Cerablus var, Fırat’ın batı kıyısında. Nehrin doğu kıyısında ise Kürt güçlerin denetimindeki topraklar uzanıyor. Bir çay bahçesinde oturuyoruz. “Geçen yıl gelseniz buruda bırakın oturacak yeri, ayakta duracak yer yoktu. Çeçen’i, Rus’u, Maraşlı, Adıyamanlı vs. karşıya geçmek için burada beklerdi” diyor. Anlattığı durum artık yok ama insan geçişlerinin hala kesilemediğini söylüyor.

Bölgede IŞİD’e karşı yey yer bir sempati, yer yer de zorla kabullenme hali oluğunu ifade ediyor: “Birebir görüşenler de var, beraber çalışanlar da. Hala insan kaçıranlar var. Eskiden kaçakçılık vardı, savaştan beri ticaret azaldı. İnsanlar para kazanamıyor, yoksullaştı. Buradaki hayatla karşıdaki arasında fark görmüyor.  Oraya para için gidenler de oldu. Bugün git bir yaşlı amcayla konuş, IŞİD güzel diyecek.”

Birkaç yüz metre ötede, sınırı belirleyen tel örgülerin hemen yanıbaşında bölgedeki IŞİD ’emiri’nin direktifleri doğrultusunda hendek kazan kepçelerin sesi duyuluyor. “Bugün sınırda kepçeler çalışıyor, ne var bu hendeklerin altında? IŞİD’le mücadele edeceksen al sana IŞİD” diyor.

IŞİD’lilerin sınır hattında kazdıkları hendeğin boyu her geçen gün uzuyor. Sınırın Türkiye tarafında köylüler endişeyle izliyorlar. Sohbete kulak misafiri olan birisi “Bir gün büyük gürültü kopacak burada, artık halimiz ne olur Allah bilir” diyor. Gözüken o ki ‘telin öte tarafı’ daha çok olaya gebe.

Adına ister ‘güvenli bölge’, ‘ister IŞİD’den arındırılmış bölge’, ne denirse densin, orada istikrarlı bir yapı kurmak kısa vadede mümkün görünmüyor. IŞİD’in yerine monte edilmeye çalışılan güçler üzerinde konsensüs sağlamak, o güçler arasında uzun süren sağlam bir ittifak oluşturmak ve onların bölge halkının kabül ve desteğini almasını başarmak bugünkü koşullarda güç erişilebilecek bir hedef gibi gözüküyor.

*Gazeteci

Filed Under: Aktüel

SON HABERLER

Karamollaoğlu: Tayyip bey, zayıf bir ihtimalle başka birisini de aday gösterebilir

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip … Devamı...

Gerekçe ‘insanların güvenliği’: Norveçli yetkililer deniz aygırı Freya’yı öldürdü

Norveç'teki Oslo Fiyordu'nda 'insanlar için risk oluşturduğu' düşünülen … Devamı...

İçkili araç kullanırken 13 yaşındaki çocuğu öldüren kaymakama yeni görev

Batman'ın Gerçüş ilçesinin kaymakamıyken içkili kullandığı aracıyla bir … Devamı...

Samsun’da sahipsiz develer sahile indi

Samsun'un 19 Mayıs ilçesinde sahile inen sahipsiz develer çöpten … Devamı...

Kılıçdaroğlu ‘kariyer sınavı’ çağrısını yineledi: Gelin birlikte çözelim bu işi

İktidara seslenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, öğretmenlerin tabi … Devamı...

Kahramanmaraş’ta patoz makinesine düşen çiftçi öldü

Kahramanmaraş'ın Onikişubat ilçesinde patoz makinesine düşen 50 yaşındaki … Devamı...

Kılıçdaroğlu: Bu ülkeye sevgiyi getireceğiz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu ülkeye huzuru, bu ülkeye … Devamı...

Erdoğan’dan sonra Nebati de zincir marketleri ‘fiyat indirmeye’ çağırdı

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Tarım Kredi Kooperatif … Devamı...

Tiyatro, konser ve komediyle dolu iki ay: Açıkhava geceleri başlıyor

Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda 18 Ekim'e kadar devam edecek … Devamı...

Akşam Postası / 14 Ağustos 2022

Kılıçdaroğlu ‘kariyer sınavı’ çağrısını yineledi: Gelin birlikte çözelim bu … Devamı...

Özerklik açıklamasına katılan Hakkari Belediye Eş Başkanları gözaltına alındı
VİDEO | Müezzinoğlu asker cenazesinde öfkeli kitlenin elinden zor kurtuldu

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1748 gündür hapiste

YAZARLAR

Street Fighter’la dış politikanın ne alakası var?

Bahadır Kaynak

Muhalefet yönetmeye hazır mı?

İhsan Dağı

İstanbul Belediyesi’nden ‘de’ atılan KHK’liler

Murat Sevinç

Her ulusalcı bir gün mutlaka reisçi olacak!

Dağhan Irak

Bu düzen değişmeli!

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Ejderhaya nanik yapmak

Bahadır Kaynak

Muhalefet ‘ceketini koysa’ bile seçimi kazanır mı?

Levent Gültekin

GÜNÜN 11’İ

Rahmi Turan: Fakirin ekmeği umuttur, ye Memed ye!

Necati Doğru: Erdoğan çok yakında Esad’ı Ankara’ya davet edebilir

Orhan Bursalı: Hayal sona mı erdi?

Zülal Kalkandelen: Bir kişi de demiyor ki anayasada Türkiye’nin laik olduğu yazıyor

Gözde Bedeloğlu: 20 yıl kulak vermedikleri, mecburen görüş açısına girdi

Ümit Alan: Anti-Instagram çağı mı başlıyor, BeReal bir vaha mı?

Ahmet Taşgetiren: Cemevi ziyareti jestten öte bir anlam taşır mı?

Taha Akyol: Hem ‘Faiz sebeptir’ diye direteceksin, hem de ‘Gelin yatırım yapın’ diyeceksin!

Ayşen Şahin: Şöyle memleketin her köşesine yayılmış bir ‘Gönderelim, bitsin’ heyecanı yok

Mehmet Faraç: Suriye’deki kaosun büyüyeceğinin işareti…

Nihal Bengisu Karaca: AK Partili siyasetçilerinki boş, anlamsız bir feveran değilse nedir?

‘Zenginlik toprağın üzerinde’ diyen akademisyen Tunceli’deki endemik türlerin izini sürüyor

Üçüz buzağılar biberonla besleniyor

Çağla Büyükakçay Polonya’da şampiyon oldu

Trafik kazasında ölen Anne Heche hakkındaki soruşturma kapandı, evi yıkılan kadın başsağlığı diledi

Boğulma tehlikesi geçiren kartal kurtarıldı: Yılanı bütün halde yutunca sindiremedi

Denizde mahsur kalan karaca jet skiyle kurtarıldı

82 yaşında 282 dağa tırmanma hedefine ulaştı

Zoom görüşmesinde mastürbasyon yaparken yakalanmıştı: CNN yorumcusu işi bıraktı

Aydın’da ‘incir cipsi’ mesaisi başladı

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi