• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Türkiye İşçi Partisi'nin 'bugün' ve 'geleceğe' ilişkin açıklamaları

15/12/2021 12:16

MURAT SEVİNÇ

Birinci yazı…

TİP yeni bir parti, ancak partinin adı ister istemez ilk TİP’i anımsatıyor. Bugüne dek konuyla ilgilenmemiş okur için: İlk TİP, emekçilerin kurduğu, Mehmet Ali Aybar’ın genel başkanlığında 1965 seçimlerinde ‘parlamentoya giren’ ilk sosyalist parti. 1965-69 arasında yalnızca 15 milletvekiliyle mecliste etkili oldu (kuşkusuz 1961 Anayasası’nın ve dönemin siyasi koşullarının ve bünyesindeki simgeleşmiş isimlerin etkisiyle) ve 12 Mart’ta AYM tarafından kapatıldı.


Devletin Kürt sorununa yönelik hiddetli refleksi sonucunda AYM tarafından, kamuoyunda bilinen terminolojiyle ‘bölücülük’ gerekçesiyle (kongresindeki bir kararında, özetle Kürt’e Kürt dediği için!), rekor sürede (bir ay kadar sürer) kapatılan ilk TİP’in ardından yeni girişimler başarısız oldu, 1980 darbesinden yıllar sonra TKP ile birleşip TBKP (Türkiye Birleşik Komünist Partisi) adını aldı, TBKP de AYM tarafından kapatıldı. TİP’in tarihi yalnızca bir partinin değil, 1960-70’ler Türkiye solunun iç tartışma ve bölünmelerinin ve Kürtlerle sol ilişkisinin de tarihi aynı zamanda. 

Şu anki TİP, o TİP değil ve bu yönde bir iddiası ya da açıklaması yok. Buna mukabil 2017’de kurulan partide, geçmiş sol örgütlenmelerle ilişkili isimler mevcut ve TİP, bugüne dek oluşmuş parçalı ve renkli ‘sol birikime’ yaslanan partilerden.

Bir kez daha: İktidar bloğundan yönelen ve uzun süredir sövgünün tekrarından ibaret cümlelere kulak tıkayıp muhalefetin ‘sözünü’ olabildiğince çoğaltarak, geleceğe yönelik ‘ilerici’ vaatleri konu etmenin ve bir, iki, üç, kaç kişiyse, gözden kaçırmış olanlara bir kez daha hatırlatmanın yararına inanıyorum. Sol düşünce/siyasetin temsilcileri içinse, ‘evleviyetle’ geçerli bir tutum olmalı bu. İnsanı da, dünyayı da, doğayı börtü böceği de ‘sol’ değerler, emek ve eşit yurttaşlık mücadelesi kurtaracak ve bu mücadeleye katkı sunan her söz, yeniden anılmalı, çoğaltılmalı, anlatılmalı, açıklanmalı. 

Çoğu soyut kavram ortalama yurttaş için pek bir anlam ifade etmez, asıl mesele, o kavramların yaşamlarımıza nasıl dokunduğunu, bize/insana ne kaybettirdiğini ya da kazandıracağını anlatabilmekte. Sosyalizan eşitlik, soyutluk düzeyinde kalmayan, görülebilir, dokunulabilir ve zıddını (örneğin yeni atanan ekonomi bakanının, devletin sınıfsal niteliğini açık ettiği müthiş kriz açıklaması gibi) her gün deneyimlediğimiz bir olgu. Bu nedenle, söz konusu eşitlik idealine hizmet eden her söz ve çabanın değerini bilmeli.

Muhalefet partilerinin, hükümet sistemleri ve diğer bazı konulardaki önerilerine ilişkin yazılara bugün TİP ile devam ediyorum. TBMM’de hâlihazırda dört milletvekiliyle temsil edilen TİP’in ilk seçimler ve hem sonrasında kurulacakla ilgili ‘tutum açıklamasını’, ikinci yazıda ittifaka yönelik kaleme alınan ‘üç yazıyı’ özetleyeceğim.

TİP’in internet sayfasında 20 Ekim’de yayınlanan ve ‘Türkiye İşçi Partisi Merkez Komitesi’ başlığını taşıyan ‘açıklamanın’ başlığı ‘Kurtuluş ve Kuruluş için… BİR YOL VAR!’

TİP, durumun vahametini sözü evirip çevirmeden tanımlayarak başlamış açıklamasına. ‘Keskin’ bir yol ayrımındayız, üstelik, âmiyane tabirle ‘çilemiz henüz dolmadı’ ve yol ayrımı, bazı geçmiş yol ayrımlarından daha keskin, zahmetli. 

Yurttaşa önerdiği yolu dört maddede açıklıyor: 

Öncelikle, Türkiye’nin bu hükümet sistemi ve rejimle artık devam edemeyeceği kanısıyla, diğer muhalefet partileri gibi ‘acil’ erken seçim çağrısı yapıyor. Seçimlere dair ‘genel’ endişeyi görmezden gelmeden: “Şeffaf ve adil bir seçim sürecinin yaşanması için her türlü tedbir alınmalı, tüm yurttaşların ve onların temsilcilerinin bu süreci özgürce takip edebilmesi sağlanmalı.” Bu satırı okur okumaz, bir süredir gündeme getirilmeye çalışılan, seçimlerde ‘dijital’ oylama seçeneği (nasıl da Batılı ve demokratik/kolaylaştırıcı bir katılım yolu, öyle değil mi!) ve iktidar halesinden bir profesör hazretin ‘ekonomik gerekçelerle OHAL ilan edilmesi ihtimaline’ dair ifadelerini hatırlıyorum tabii.

TİP’e göre, rejimden kurtuluşun yolu gerçek bir ‘hesaplaşma’. Burada iktidar tarafından (bir kısmı tarihsel) mağdur edilmiş belli başlı yurttaş kesimleri sayılmış. Sömürülen emekçiler, kadınlar, gençler, emekliler, köylüler, Kürtler, Aleviler, farklı cinsel yönelimler, tüketilen doğa, bilim insanları vs.

Üçüncü madde AKP sonrasına, bir başka deyişle ‘kuruluşa’ ilişkin. TİP’e göre TBMM yeniden işlevli hale getirilmeli, ancak ‘parlamenter sisteme dönüş’ ile yetinen bir siyasetin ‘tarihin tekerrürü’ olacağı kanısındalar. Haksız değiller. Burada, diğer muhalefet partilerinin hükümet sistemi önerilerinin başına ‘güçlendirilmiş’ sıfatını eklediklerini ve oradaki ‘güçlendirilmişin’, yalnızca hükümet biçimiyle ilgili ‘teknik’ önerileri değil, genel olarak siyasal sistemin demokratikleştirilmesi gerekliliğini anlatmak için tercih edildiğini bir kez daha hatırlatmak gerekiyor. Ezcümle, artık ‘parlamenter sistem’ derken, aslında hiç kimse yalnızca hükümet biçimini kastetmiyor ve doğrusu da bu.

Bu bağlamda TİP, ‘temsilcilerin’ parti yönetimlerince değil yurttaş tarafından seçilmesi gerektiğini (anlamlı ve çoğulcu bir katılım) vurgulamış. ‘Patron’ ve onların temsilcilerinden, çoğunluğu ‘yaşlı’ ve ‘erkeklerden’ oluşan bir yasama organına karşı. ‘Erkek çoğunluk’ karşıtlığını makul ve gerekli bulmakla birlikte, genç temsilcilerin varlığının önemi daha farklı ifade edilebilirmiş sanki. TİP’in bir katılım önerisi de ‘geri çağırma’ (yurttaşın belli sayıda imza ile, seçtiği yöneticiyi geri çağırabilmesi) benzeri mekanizmaların gerekliliği. Partinin bu başlık altındaki asıl hedefi yeni bir ‘yurttaşlık bilinci’ yeşertilmesi, ‘kaderi üzerinde söz sahibi olan’ yurttaş tipinin ortaya çıkarılması.

Son başlık, kurtuluş ve kuruluş için Türkiye’nin yüzünü dönmesi gereken yerin, solun, sosyalizmin temel değerlerine ilişkin. 12 Eylül ardından solun darbecilerce tasfiyesi, AKP’nin bu tasfiyenin nihai ürünü olduğu, dolayısıyla ülkenin ancak o gün yok edilmeye çalışılan solun, özcesi, ‘halkın’ gücüyle düze çıkabileceği belirtilmiş: “Çağrımız, yalnız siyasi partilere değil tüm yurttaşlaradır. Gerçek bir kurtuluşa, halkın özne olacağı bir yeniden kuruluşa emek koyacak herkesle birlikte yürümeye hazırız.” Metnin sonunda, ırkçılık karşıtlığına, halkçılığa, laikliğe, adalete, barışa ve ‘birlikte’ mücadeleye özellikle vurgu yapılıyor.

Bir sonraki yazı, TİP’in seçim ittifakları hakkında yayınladığı ‘üç yazı’ üzerine olacak.

Kitap önerileri: 

İlgilenen okur için, ilk TİP hakkında yazılmış bir-iki kitap: Sadun Aren’in ‘TİP Olayı, 1961-71’ (Cem), Artun Ünsal’ın ‘Türkiye İşçi Partisi, 1961-1971’ (Kırmızı Kedi), Tarık Ziya Ekinci’nin ‘Türkiye İşçi Partisi ve Kürtler’ (Sosyal Tarih), Mehmet Ali Aybar’ın ‘Türkiye İşçi Partisi Tarihi’ (İletişim), Attila Aşut ve Gökhan Atılgan’ın ‘TİP Radyo’da, Proletaryanın Büyülü Kutusu’ (Yordam) ve Turhan Salman’ın derlediği, ‘TİP Parlamentoda, 1963-66’ kitaplarını öneririm. Döneme ilişkin yazılmış, sol polemikleri, siyasi hareket ve örgütlenmeleri anlatan hemen tüm kitap ve biyografiler bir ucundan TİP’e değinir. Uğur Mumcu’nun, zamanında Behice Boran ve Mehmet Ali Aybar ile yapıp kitaplaştırdığı söyleşiler de çok değerli. Çetin Altan’ın ‘Ben Milletvekili İken’ (Bilgi) adlı anı kitabı da. Anmadan geçemem, birkaç yıl önce vefat eden Hamdoş’un anıları, başlı başına bir hazine. Vefatının ardından iki satır yazmıştım. Hamdi Doğan, ‘Türkiye İşçi Partisi’ne Âşık Oldum’ (İletişim).

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Murat Sevinç

SON HABERLER

KKTC, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının konut alma hakkını artırdı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Hükümeti, kararname çıkararak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının konut alma haklarını artırdı.

İBB soruşturmasında bir gözaltı daha

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) odaklı yolsuzluk soruşturmasında tutuklanan Fatih Keleş’in kardeşi Zafer Keleş gözaltına alındı.

Milli tekvandocular Bulgaristan'da dokuz madalya kazandı

Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da düzenlenen 10’uncu WT Başkanlık Kupası’nda Türk tekvandocular, dokuz madalya kazandı.

Mansur Yavaş'tan gençlere: Önünüzde duran engelleri hep birlikte kaldıracağız

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, 9 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutladı.

Melodili yol: Asfaltta Türk marşı duyulacak

Ankara’da ‘melodili yol’ uygulaması başladı. Türkiye’de ilk olan uygulamayla, sabit hızda seyreden araçlarda Mozart’ın Türk Marşı bestesi duyulacak.

Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı
İktidar daha ne kadar ileriye gidecek? Muhtemel hedef ne?

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 757 gündür hapiste

YAZARLAR

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

Yeşil zeytini neden yemedin Sait?

Ayhan Tinin

GÜNÜN 11’İ

Şükrü Hatun: Sokaklarda şişmanlık taramasının iyi bir fikir olmadığını düşünüyorum

Aziz Çelik: Genç istihdamı ve genç işsizliğine ilişkin tablo giderek vahim bir hâl almaya başlıyor

İpek Özbey: Ülkenin geleceğinin emanet edildiği gençler hangi sorunlarla mücadele ediyor?

Müjdat Gezen: Sakın bu şarkıyı yasaklamasınlar?

Orhan Bursalı: Yaşasın 19 Mayıs, yaşasın gençlik

İbrahim Kahveci: Görüntüde büyüyoruz ama gerçekte fakirleşiyor

Abdulkadir Selvi: 'Bir oy CHP'ye, bir oy HDP'ye' derken PKK'nın Lozan'la ilgili değerlendirmelerinden haberiniz yok muydu?

Murat Muratoğlu: Türkiye'de enflasyonun asıl dümeni siyaset rüzgarıyla döner

Deniz Zeyrek: 500 milyon liralık bu kamu zararının hesabı sorulmayacak mı?

Saygı Öztürk: 'PKK'nın silah bırakması' tartışmaları

Erdal Sağlam: 19 Mart krizinin ekonomide yarattığı tahribatın etkisi devam ediyor

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×