Amerikan gazetesi Los Angeles Times, Türkiye’nin ‘giderek otoriterleştiğini’ yazdı. AKP hükümetinin 17 Aralık operasyonu sonrası attığı adımları başyazısında irdeleyen gazete Türkiye’ye, ‘ifade özgürlüğü ve demokrasinin temellerinin korunması için rota değiştirme’ çağrısı yaptı. ‘Türkiye’de otoriterliğe dair rahatsız edici işaretler var’ başlıklı başyazı özetle şöyle:
‘İslam değil, otoriterlik korkutmalıymış’
* Tayyip Erdoğan 2003’te iktidara geldiğinde, İslami kökenli partisinin yaklaşık 100 yıldır resmi laikliğe alışmış bir ulusu değiştirip değiştirmeyeceği konusunda endişeler vardı. Fakat görünüşe göre, dünyanın esasında otoriterliğe doğru bir hamle konusunda kaygı duymuş olması gerekiyormuş; bu tür hamleler, hükümete internet sitelerini kapatma ve internet kullanıcılarını mahkeme kararı olmaksızın izleme yetkisi veren yeni yasayla hızlanmış görünüyor.
‘Basın özgürlüğü iyice zarar görecek’
* Yeni yasayı eleştirenlere göre, hükümet yolsuzluk soruşturmasını kısıtlamayı ve bir demokraside vatandaşların temel haklarından birinin altını oyarak, protestoları bastırmayı umuyor. Yasa aynı zamanda, basın özgürlüğü sicili zaten kötü olan hükümete araştırmacı gazatecilerin temaslarını izleme olanağı da tanıyacak.
‘Demokrasiye değil, diktatörlüğe doğru’
* Bunlar bir demokraside değil, bir diktatörlükte atılan türden adımlar ve Türkiye’nin kilit önemdeki bir Amerikan müttefiki, NATO üyesi ve muhtemel AB üyesi olarak statüsü düşünüldüğünde, uluslararası toplumda ciddi endişelere yol açıyor.
‘Erdoğan yeni yetkilerini nasıl kullanacak?’
* Hükümet geçen yaz düzenlenen gösterilere gözyaşartıcı gaz, plastik mermi ve tutuklamalarla karşılık verdi. Bu protestolar kısmen, yeni yasanın ifade özgürlüğüne zarar vermeyeceğini savunan Erdoğan’ın ‘bela’ diye nitelediği sosyal medya üzerinden örgütlenmişti. Dolayısıyla öncelikli soru, Erdoğan’ın yeni yetkilerini nasıl kullanacağıyla ilgili…”
‘ABD çağrı yapmalı’
* Türkiye’nin rota değiştirmeye ihtiyacı var ve ABD de bu yönde çağrı yapmalı. ABD’nin baskıcı hükümetlerle geçmişte kurduğu yakınlıklar çoğunlukla diplomatik çabaları karmaşık hale getirdi ve ABD’nin insan haklarını ne kadar güçlü biçimde savunduğu konusunda dünya çapında duyulan şüpheyi artırdı. Türkiye, karmaşık bir bölgedeki önemli ve memnuniyetle karşılanan bir müttefik. İki ülkenin de ifade özgürlüğünü ve demokrasinin temellerini korumak için liderlik göstermesi açısından iyi bir zamandayız.