MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Türk Tabipleri Birliği (TTB) yaklaşık bir aydır devam eden grip, Covid-19, RSV başta olmak üzere adenovirüs, rotavirüs gibi mevsimsel virüsler kaynaklı salgının toplumu ve sağlık çalışanlarını esir aldığını söyledi.
Konuyla ilgili yapılan basın toplantısında konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, gizlenen, yok sayılan salgının geçtiğimiz yıllara göre her gün fazladan ölüme neden olduğunu söyledi.
Sadece İstanbul’da günlük fazladan ölüm sayısı 58
TTB Pandemi Çalışma Grubundan Güçlü Yaman’ın hesaplamalarına göre, sadece İstanbul’da ölümler yılın son haftasında da artmaya devam ederek salgın öncesi ortalamanın yüzde 25 üzerine çıktı. Bu oran, geçen yıl aynı zamanlardaki seviyenin üzerinde. 2022’ye daha yakın. İstanbul’da günlük ortalama fazladan ölüm sayısı 58’e ulaştı.
Bu verilerin pandemiyle başa çıkmakta ciddi sorunların yaşandığı günleri hatırlattığını belirten Fincancı aşılarla ilgili hala yol alınamadığını ifade etti. Fincancı Sağlık Bakanı Fahrettin Kocanın aşılara güven oluşturmak bir yana, soru işaretleri ortaya atacak açıklamalar yapmasını eleştirdi: “Yeni varyantlara karşı etkili aşıların Türkiye’ye getirilmemesi ısrarı, bunun aşı şirketleri lobiciliği gibi tanımlanması aslında toplumdaki aşı tereddütünü ciddi boyuta taşıyor. Sadece covid-19’la ilgili değil bu sorun Daha önce grip aşısı olanlar dahi aşılanmaktan kaçıyor.”
Salgın hız kesmiyor
TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı geçtiğimiz aralıktan beri, çok yoğun ve hiç azalmayan bir salğınla karşı karşıya olduğumuzu söyledi.
Salgının bu kadar büyümesi ve sürmesinin tek sebebi ve sorumlusunun, herhangi bir tedbir alınmaması ve adının konmaması olduğunu belirten Kırımlı, “Biz hepimiz, tüm sağlık çalışanları biliyoruz. Hastalarımız COVID-19 geçiriyor. Üzerine grip eklendi. Ancak testi yapılmıyor. Adını koyamıyoruz. Herhangi bir tedbirini de alamıyoruz. Bir aydır uğraşıyoruz ama hiçbir tedbir alınmadığı için alışageldiğimiz şekilde bu salgının yükselip, hızla azaldığını göremiyoruz. Toplumda sürekli devam ediyor” dedi.
Bu nezle değil!
Bakan Koca birkaç gün önce sosyal medya hesabında solunum yolu hastalıklarına sık rastlanan bir mevsimde bulunduğumuzu, en önemli artışın da nezle denilen enfeksiyonlarda görüldüğünü açıklamıştı. 10 gündür öksüren hastaların geldiğini, bazılarını kaybettiklerini anlatan Kırımlı şöyle devam etti: “Biz nezlenin ne olduğunu biliyoruz. Nezle, hapşırık, birazcık boğazımızda kaşıntı, bazen biraz baş ağrısı, kırgınlık, yorgunlukla seyreden, iki-üç günlük bir hastalık. Böyle bir şey geçirmiyoruz. Bunu saklayarak her gün yüzlerce yurttaşımızın erken, gereksiz ölümüne yol açıyorlar. Sağlık çalışanları olarak hasta hasta, öğle arasında serum alıp çalışmaya devam ediyoruz ki bu da gerçekti bir tedavi değil. Daracık koridorlarda bekleyen bebeklere, gebelere, yaşlı hastalara bakıyoruz. Bakanlık kaderimizle baş başa bıraktı. Bakanlık ‘Ölenler ölsün, hastananlar hastalansın, imkanı olanlar dinlensin’ diyor. Bunun artık sona ermesi gerekiyor.”
Deprem bölgesinde hem yaşam koşullarının hem de sağlık hizmeti verilen aile sağlığı merkezlerinin kötü olanakları nedeniyle sorun daha da büyük. Bölgeden bağlanan tabip odaları başkanları, sağlık hizmeti alanlar için bekleme alanlarının ya bulunmadığını ya da çok dar olduğunu, gelenlerin hastalanarak ayrıldığını anlattı. Depremden beri neredeyse hiç grip aşısı yapılmamış. 200 bine yakın depremzede en genişi 21 metrekare olan konteynerlerde kalabalık yaşıyor. Bu da hastalıkların bulaşmasını kolaylaştırıyor. Çadırlarda koşullar çok daha kötü.
Kalabalık ASM’ler de hasta ediyor
Aile Hekimliği Kolundan Dr. Sibel Uyan paylaştığı açıklamada, salgını önleyici yöntemlerin tercih edilmemesinin, hastane polikliniklerinde hastaların yığılmasına, yoğun bakımlar yataklarının dolmasına yol açtığını yineledi: “Hastaneler dolu. Servislerde yer bulunamıyor. Randevu almak imkansız. Hastane poliklinikleri için randevu bulamayanlar acillere ve aile sağlığı merkezlerine (ASM) akın ediyorlar. Uygunsuz ASM binalarının daracık koridorlarında, havalandırması olmayan odalarında muayeneyi beklerken; aşı bekleyen çocuklar, gebeler, kronik hastalık takibi için gelen risk grubundakiler bu hastalarla karşılaşıyor. Bulaş için uygun bir ortam oluşuyor.”
Son bir aydır tüm okullar, işyerleri hastalıktan kırılıyor. Okullarda sınav dönemi olması, işyerlerinde ise çalışma şartları ve patron baskısı nedeniyle hastalar dinlenemiyor. Uyan “Hasta hasta çalışmaya, işe ve okula bu şartlarda gitmeye ve kendileri ile birlikte okul ve işyerlerinde ya da toplu taşıma araçlarında çevrelerinde olan kişilere de salgını yaymaya devam ediyorlar” dedi.
‘Sağlık Bakanlığı halkın sağlığını hiçe sayıyor‘
Sağlık Bakanlığının elinde mevcut salgına ilişkin veriler varken, salgının kapsamı ve toplumda yarattığı tahribat bile bile bunu kamuoyundan gizlediğini anlatan Uyan, böylece toplumun salgından korunması için alınması gereken tedbirlerden de kaçındığını söyledi ve devam etti: “Yaşadığımız bahar nezlesi değil, ölümcül influenza (grip) ve Covid salgını. Salgına dair tek bir önlem önerisinde bulunmayan Sağlık Bakanlığı, sağlık emekçilerine ‘İstirahat dahi etmeyin, rapor almayın, hasta halde çalışmaya devam edin’ diye yazılar gönderiyor. ASM’lerde hastalanmamış neredeyse tek bir ebe, hekim ve hemşire kalmadı.”
Güncel varyanta göre aşı alınmalı
TTB mevcut salgınla baş edebilmek için şu uyarıları yaptı:
*Toplum ve sağlık çalışanları salgınla ilgili sürekli bilgilendirilmeli, koruyucu önlemler hatırlatılmalı, eğitimler yapılmalı.
*Sağlık kurumlarında maske takılması zorunlu. Genelgeler halen geçerli ve maske şu an en çok ihtiyacımız olan koruyucu tedbirlerden biri.
*Toplu taşıma, kapalı kalabalık ortamlarda maske-mesafe-hijyen kuralının uygulanması, bunun için yönetenlerin kararlı tutum içinde olmaları önemli ve gerekli.
*Sağlık kurumlarında sağlık emekçilerinin hastalığı bir iş güvenliği sorunu.
*Hastalanan her sağlık emekçisinin sorumluluğu Sağlık Bakanlığına aittir.
Elde grip aşısı var, geçirmeyen yaptırabilir
*Tereddüdü giderilmediği için aşı olmayan her yurttaşımızın sorumluluğu da Sağlık Bakanlığı’ndadır.
*Riskli grupları korumak için grip aşısı halen mevcut ama aşı karşıtları söylemleriyle kafası karıştırılan yurttaşlar doğru bilgilendirilmeli.
*COVID-19 güncel varyantı için aşı temin edilmeli risk gruplarına uygulanmalı.
*Sağlık Bakanlığı acilen harekete geçmeli, görev ve sorumluluğunu yerine getirmelidir.