CHP, Başbakan Binali Yıldırım’dan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın istifa etmesinin nedenini açıklamasını istedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un yazılı açıklamasında Topbaş’ın istifası ‘dramatik bir gelişme’ olarak değerlendirildi.
Topbaş’ın herhangi bir devlet görevlisi ya da siyasi olmadığı, 2004’den bu yana yönettiği İstanbul’da görev süresinin bitimine 1,5 yıl varken istifa etmek durumunda kaldığı ifade edilen açıklamada, istifanın bazı dosyaların Topbaş’a rağmen geçmesiyle açıklanamayacak bir durum olmadığı kaydedildi.
Topbaş, beş imar dosyasını “Yarın aldığı bu karardan dolayı bu meclis de sorgulanır” diyerek iade etmiş ancak dosyalar meclisten aynen geçmişti.
Açıklamada, Topbaş’ın aslında görevden el çektirildiği savunuldu: “Yakın dönemde AKP üst yönetiminin Kadir Topbaş’ın da içinde olduğu bazı belediye başkanlarından rahatsız olduğu ve görevden çekilmelerinin isteneceği bilgisi medya organlarına yansımıştır. Son dönemde İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimine ve aldığı kararlara, Kadir Topbaş’ın otoritesini kıracak biçimde, AKP Genel Merkezi tarafından müdahale edildiği de bilinmektedir. Açıkça görülmektedir ki, bugün itibariyle, halkın oyları ile İstanbul’u yönetmek için büyükşehir belediye başkanlığına seçilmiş bir büyükşehir belediye başkanı, AKP Genel Merkezi tarafından görevden el çektirilmiştir.”
‘AKP darbesi’
Topbaş’ın parti içi çekişmeler nedeniyle görevini bırakmasının demokratik değerler açısından kabul edilebilir olmadığı belirtilen açıklamada, istifa konusunda başbakan ya da içişleri bakanının kamuoyunu bilgilendirmesi gerektiği aktarıldı.
Açıklamada şöyle dendi: “Ne yazık ki AKP parti sözcüsü Mahir Ünal, yaptığı resmi açıklamada bu olağanüstü istifayı, ‘Kavgasız gürültüsüz bir nöbet değişimi’ diyerek geçiştirmeye yeltenmektedir. Hatırlatmak isteriz ki; demokrasilerde, seçimle gelmiş yöneticilerin nöbet değişimi bir sonraki seçimde olur; aksi bir durumun kabul edilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın istifası ne kişisel bir olay, ne de parti içi bir mesele, ne de nöbet değişikliği olarak geçiştirilemez. Açıktır ki; ortada en büyük şehrin belediye başkanın istifaya götüren hayati bir sorun vardır; sayın başbakan, şimdi çıkıp bu büyük sorunun ne olduğunu açıklamak göreviyle karşı karşıyadır. Aksi taktirde; yapılan bu müdahale, demokratik mekanizmaları hiçe sayan bir başka AKP darbesi olarak tarihe geçecektir.”