Hürriyet gazetesi Washington Temsilcisi Tolga Tanış, Musul ve Rakka operasyonları konusunda Türkiye ile ABD’nin uzlaşmaya varamadığını yazdı.

Fotoğraf: Reuters
Tanış, ‘DEAŞ’tan Gülen’e görünenler ve gerçekler’ başlıklı bugünkü yazısında, Gülen Cemaatli lideri Fethullah Gülen’in iadesi için ABD’ye giden Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Amerikalı mevkidaşı Loretta Lynch’ın yaklaşık 1 buçuk saat konuştuğunu hatırlattı.
Türkiye’nin iadeyi öncelediği, ABD’ninse altı savcı atayarak dosyayı önemsediği izlenimini vermesini meselenin ‘görünen’ kısmı olduğunu aktaran Tanış, Türkiye’nin Rıza Sarraf ile Gülen’in iadesini birlikle ele almasının, ülkenin imajına zarar vereceğini düşünen uzmanlar olduğunu savundu.
Türkiye’nin Gülen’in iadesi için anlaştığı avukat Bob Amsterdam’ın bu konuda farklı bir strateji izlediğini belirten Tanış, “Amerikalılar ise her ne kadar Gülen dosyasına ne kadar önem verdiklerini söyleseler de, örneğin ABD’deki Gülen okulları hakkında 2011’den beri geçerli olduğu bilinen FBI soruşturmasının neden halen bir davaya dönüşmediğini, yapılan onlarca okul baskınında elde edilen bilgilerin bir kısmının neden kamuoyuna açıklanmadığını izah edemiyorlar” diye yazdı.
‘Telefon görüşmesi endişe üzerine gerçekleşti’
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı telefon görümesinin ardından IŞİD’in Suriye’de el Bab’ı terk edeceğini, YPG’nin özgürleştirdiği Menbiç ve IŞİD’in başkent ilan ettiği Rakka’ya yöneleceklerini belirterek, “Bu adımları atacağımızı (ABD Başkanı Barack) Obama ile paylaştık” demişti.
Bu görüşmeye değinen Tanış, Türkiye’nin Irak’ta Musul, Suriye’de Rakka operasyonuna katılmasına ilişkin, ABD’li askeri ve siyasi kaynaklara dayanarak bir uzlaşma olmadığını ifade etti.
Tanış, bu konuda şunları yazdı: “O telefon görüşmesi, Musul operasyonu ve Amerikalıların bastırdığı Rakka kuşatması sırasında Türkiye’nin tek taraflı bir eyleme kalkışma ihtimalinin Washington’da yarattığı endişe üzerine gerçekleşti. Tam da Erdoğan’ın bahsettiği türden bir durumun oluşmaması için. Türkiye Musul’da rol üstlenmiyor. Üst düzey bir Savunma Bakanlığı yetkilisi de, 26 Ekim’de PYD’nin askeri kanadı YPG’nin ana unsuru olduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin Rakka Operasyonu’na katılacağını açıklayan Korgereneal Stephen Townsend’in toplantısından sonra bir şey değişmediğini söyledi. Uzlaşma yok.”
‘Erdoğan çağrı yaptıkça YPG için öncelik değişiyor’
Tanış, Rakka’daki en belirleyici unsurun ABD ile YPG işbirliği olduğunu, Türkiye’nin hamleleriyle bu işbirliğinin zemin kaybettiğini öne sürerek, “Erdoğan, Menbiç için YPG’ye yönelik çekilme çağrısında bulundukça YPG için öncelik değişiyor. Rakka’dan evvel, kendilerini Türkiye’ye karşı sağlama almaya çalışıyorlar. Townsend, geçen ay Wall Street Journal’a Türkiye’nin Cerablus harekâtının Rakka Operasyonu’nu sekteye uğrattığını söylemişti. Halen geçerli” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın “Artık Halep halkını huzura kavuşturalım. Halep Haleplilerindir” sözleriyle Rusya ile anlaştığı izlenimini verdiğini aktaran Tanış, gerçekte durumun böyle olmadığı iddiasını, Esad rejiminin Rusların desteğini alarak Halep’i kuşatmasını örnek göstererek temellendirdi.