Fadıl Akgündüz olayı, memlekete AKP ile musallat olmuş bir hastalığın, “dinbazlığın” nispeten eğlenceli bir örneği.
Düzenbaz dindara “dinbaz” denir.
Dinbaz, dini iyi bilir, yaşar, hayata geçirir. Namazında niyazındadır. İmam-Hatip’ten, İlahiyat’tan da çıkmış olabilir. Büyük ihtimal, şeyhlerin-şıhların dizinin dibinde oturmuş, eteğine yüz sürmüş, derviş postuna da bürünmüştür.
Ama neticede dindeki yetkinliğini dünyevi yükselişlere tahvil eder. Hem politik, hem ekonomik olarak böyledir bu.
Ve tepeden tırnağa, A’den Z’ye AKP bünyesinde ve çevresinde de böyledir bu.
Dinin, dini iyi bilenler tarafından dünyevi arzulara, ihtiraslara, intikamlara araçsallaştırılması: İşte “dinbazlık” budur.