Başörtüsü yasağı ağır bir insan hakları ihlali olduğu gibi, başörtülü kadının okuması, çalışması, sosyalleşmesi önüne konulmuş akılsızca bir engeldi. Bu yasağın kalkmasında AK Parti elbette baş aktör oldu fakat Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP de katkıda bulundu.
Nihayet sorun çözüldü, toplumdaki kutuplaşma faktörlerinden biri ortadan kalktı diye sevinmek gerekmez miydi?
Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan başörtüsü gerilimini sürekli diri tuttu. “Camilerimizi yaktılar… camide bira içtiler…” söyleminin bir parçası eski başörtüsü yasağıdır.
Başörtülü kadınların CHP’ye katılmasına Erdoğan’ın son tepkisi:
“CHP ne yapıyor? Sembolik olarak her zamanki yaptığı gibi istismar. Birkaç tane başörtülüyü nereden buluyorsa buluyor, yakasına bir rozet takıyor. ‘Bak işte biz sizden yanayız, sizinle beraberiz.’ Buradan o kardeşlerime de sesleniyorum. Gelmeyin bu oyuna. Sizin bu oyuna gelişiniz bilesiniz ki bu işi bu ülkede hakkıyla yapanlara da saygısızlık olur.”
Erdoğan, başörtülü kadınların CHP’ye gitmemesi, Ak Parti’ye sadık kalması gerektiğini düşünüyor. Demokraside hür seçmenin kimseye sadakat yükümlülüğü yoktur. Erdoğan’ınki ilke tavrı değil, oy kaygısıdır.