CANAN COŞKUN
canancoskun@diken.com.tr
@canancoskun
İstanbul Tabip Odası yönetimi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın doktoru olan ve onun tarafından rektör olarak atandığı Kocaeli Üniversitesi’nden barış akademisyenlerini ihraç eden Prof. Dr. Sadettin Hülagü hakkında disiplin soruşturması başlattıkları için hakim karşısına çıktı. Hekimler, söz konusu davanın meslek odalarının görevini yapmasını engellemeyi hedeflediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doktoru Prof. Dr. Sadettin Hülagü, 2014’te Erdoğan’ın atamasıyla Kocaeli Üniversitesi’ne rektör olmuştu. Hülagü, ‘Bu suça ortak olmayacağız‘ bildirisine imza atan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nda görevli Onur Hamzaoğlu, Nilay Etiler Lordoğlu, adli tıp anabilim dalında görevli Ümit Biçer, çocuk sağlığı ve hastalıkları anabilim dalında görevli Zelal Ekinci ve Mehmet Cengiz Elçin’i akademiden ihraç etmişti. İhraç edilen akademisyenler de Hülagü’yü Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) şikayet etmişti. TTB de soruşturma görevini İstanbul Tabip Odası’na vermişti.
Hülagü hakkında İstanbul Tabip Odası ‘tıp etiğine aykırı davranmak, meslektaşlarını küçük düşürücü fiil içinde olmak ve etik ihlal yapmak’ suçlamasıyla disiplin soruşturması başlatmıştı. Hülagü’ye ceza verilmedi, ancak tarafların itirazı nedeniyle disiplin soruşturması TTB Yüksek Onur Kurulu’na taşınmıştı.
İki yıla kadar hapis talebi
Soruşturma açan İstanbul Tabip Odası’nın o dönemki yönetim kurulu başkanı Pınar Saip, genel sekreteri Osman Küçükosmanoğlu, Rukiye Ömeroğlu, Güray Kılıç, Murat Ekmez, Osman Öztürk ve Recep Koç hakkında ‘görevi kötüye kullanmak‘ suçlamasıyla dava açıldı, iki yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
İstanbul 27’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya İstanbul Tabip Odası’nın altı üyesi katıldı. Hülagü’yü de avukatı temsil etti. Meslektaşlarıyla dayanışmak için Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı da salondaydı.
Duruşmada ilk olarak İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip savunma yaptı. Saip şunları söyledi: “38 yıldır hekimim ve hayatımda ilk defa görevi kötüye kullanmak suçundan yargılanıyorum. Toplum sağlığını, meslek etiğini korumak bizim görevlerimiz arasındadır. Hem hastaya hem de topluma karşı ödevlerimiz vardır. Bir hekim önce insan haklarına sahip çıkmalıdır, insan haklarını korumayan hekim mesleğini de yerine getiremez. Buna uyup uymadığını da meslek odaları denetler.”
Saip, Kocaeli Tabip Odası yönetiminden beş kişinin ‘Kocaeli Tıp Fakültesi’nde çalıştığından taraflı davranabileceklerini düşünerek‘ TTB’ye başvurduğunu, TTB’nin de soruşturmayı yürütmesi için İstanbul Tabip Odası’nı görevlendirdiğini anlattı. Saip, yargılandıkları davanın ‘meslek odalarının görevini yapmasını engellemeyi hedeflediğini‘ söyledi.
Oda yönetim kurulu genel sekreteri Osman Küçükosmanoğlu da şunları söyledi: “34 yıllık hekimim, birçok ilin tabip odasında görev yaptım. Şikayetin gerekçesi olduğunu ve değerlendirilmesi gerektiğini düşündük. Onur kuruluna sevk etmeye karar verdik. Yasada ve Anayasa’da belirtildiği üzere biz bir meslek odasıyız. Bu olayın yargıya taşınması İstanbul Tabip Odası’nın faaliyetlerini engellemeye yöneliktir.”
Güray Kılıç da “Meslek kuruluşlarının görevlerini kısıtlamak amaçlı bu davayı kabul etmiyorum” dedi.
‘Biz ceza mahkemesi değiliz’
Recep Koç da 40 yıllık hekim olduğunu belirterek şunları söyledi: “Biz bir ceza mahkemesi değiliz. Meslek etik kurallarına göre değerlendirme yaparız. Bu dosya da önümüze geldiğinde ciddi bir dosya olduğunu düşündük. Çünkü başka üniversitelerde de barış bildirisine imza atan öğretim üyeleri vardı, ancak onlar görevden atılmamıştı. Ortada bir ayrım vardı, bu yüzden onur kuruluna sevk ettik. Onlar da ceza verilmemesi yönünde karar verdi.“
‘Hülagü gerçeği ters yüz etti’
Murat Ekmez “Hülagü’nün suçlaması gerçeğin ters yüz edilmesi ve çarpıtmadır” dedi.
‘İhraç edilenlerin yarısı Kocaeli’den’
Osman Öztürk de 38 yıllık hekim olduğunu, 10 yıldır tabip odalarında görev aldığını söyledi ve görevi sırasında bunun gibi yüzlerce şikayet hakkında karar verdiğini söyledi. Öztürk, Hülagü’nün beş meslektaşının görevinden ihraç edilmesinde büyük rol oynadığını söyledi ve şunları ifade etti:
“Bu Suça Ortak Olmayacağız’ bildirisinden üç gün sonra üniversite senatosu bildiriyi terörle bağlantılandırdı. O sırada ortada ne bir soruşturma ne bir dava vardı. Akademiden ihraç edilen öğretim görevlilerinin yarıya yakını Kocaeli Üniversitesi’ndedir. Bu yüzden burada bir ayrım yapıldığını düşünüyoruz.“
Hülagü’nün avukatı da şikayetinin devam ettiğini söyledi ve davaya katılma isteğinde bulundu. Mahkeme, Hülagü’nün davaya katılma isteğini kabul etti ve Rukiye Ömeroğlu’nun ifadesinin alınması için bir sonraki duruşmanın 4 Ekim saat 12’de yapılmasına karar verdi.
‘Bu dava antidemokratik ortamı gösteriyor’
Duruşmadan önce adliyenin önünde konuşan İstanbul Tabip Odası’nın yeni başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan, yetki ve sorumluluklarını kullanan odaya karşı açılan davanın, ülkenin içinde bulunduğu antidemokratik siyasi ortamı gösterdiğini söyledi.
Erdoğan, yasal görev ve yetkilerinden ödün vermeyeceklerini, demokrasi ve sağlık hakkı mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini yineledi.
Anayasa Mahkemesi’nin, ‘Barış Bildirisi’nin ifade özgürlüğünün koruması altında ve akademik özgürlük çerçevesinde bir metin olduğuna karar verdiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu karar sonucunda hukuki bir sonuç elde edilmese de KHK’lara dayanarak uygulanan idari yaptırımların çoğu halen yürürlükte. Akademik özgürlük kapsamında kabul edilen bir bildiriyi imzaladıkları gerekçesiyle kamu görevinden ihraç edilen meslektaşlarımızın, kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin yetkili kurulları tarafından uğradıkları haksızlığın incelenmesi isteği, yasal mevzuata uygun. Yanı sıra hekimlik mesleği etiği kuralları çerçevesinde değerlendirilmeyi hak ediyor.”