Irak’ın ikinci büyük kenti Musul’u ele geçiren ve başkent Bağdat’a doğru ilerleyişini sürdüren Irak Şam İslam Devleti’nin elinde 11 Haziran’dan bu yana rehin tutulan 100’e yakın yurttaşın durumu belirsizliğini koruyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan, medyanın rehine krizini tahrik ettiği gerekçesiyle “Yazmadan, çizmeden, fazla da konuşmadan takip edin” sözlerinin ardından getirilen yayın yasağı da hiçbir işe yaramadı.
Erdoğan o sözleri dile getirdikten iki gün sonra, 17 Haziran’da Ankara 9′uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla IŞİD tarafından rehin alınan Türkiyeliler’in güvenliklerinin sağlanması için her türlü yazılı, görsel basın ve internette yayın yasağı konulmuştu.
Net bilgi yok
IŞİD militanlarının elinde 15 gündür rehin bulunan Türkiye vatandaşlarının nerede olduklarına, salıverilip verilmeyeceklerine iilşkin net bir bilgi yok. Dahası yayın yasağı nedeniyle bölgeden sağlıklı haber akışı sağlanamadığı için IŞİD’in elindeki Türkiye vatandaşlarının tam sayısı da bilinmiyor.
Umut veren sözler boş çıktı
Başta Erdoğan olmak üzere hükümet yetkilerinin ve dışişleri bürokratlarının, meselenin, sükunet içinde çözüleceğine ilişkin sözleri de şu ana kadar boş çıktı.
Rehine krizi daha dördüncü günündeyken, Erdoğan, meseleyi ‘tereyağından kıl çeker gibi halletmeye çalıştıklarını’ söylemişti.
Ayn gün Dışişleri Bakanı Ahmed Davutoğlu, “Irak’ta kaos varmış gibi gösterilmeye çalışıldığını” öne sürmüştü.
Rehine krizinin ikinci günü, “İnşallah en kısa zamanda bu yurttaşlarımızın ülkelerine döndüğünü ve kucaklaştıklarını hep birlikte göreceğiz” diyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç iki gün sonra da, “Türkiye’nin hedef alınmadığını” savunmuştu.
Rehine krizi 4′üncü gününde ama Ankara’da ‘kafalar rahat’