HDP heyetinin Kandil ve İmralı ziyaretlerinin ardından tartışılan PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Nevruz mesajı ve kendisine bir sekreterya verilip verilmeyeceği konularına ilişkin detaylar netlik kazanmaya başladı.
Mesaj görüntülü değil yazılı

(Fotoğraf: DHA)
HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, İmralı Adası’nda dün görüştükleri Abdullah Öcalan’ın 21 Mart’taki Nevruz kutlamasında okunmak üzere bir mektup kaleme aldığını söyledi.
Önder, “Daha önceki iki mektuptan farkının ne olacağını sordum. Sayın Öcalan, ‘Daha öncekiler bir barış çağrısıydı, bu mektup demokratik bir Cumhuriyet için ve bu Cumhuriyetin inşası için hepimize hayati önemde lazım olan ve evrensel olan bir perspektif verecektir’ dedi” diye konuştu.
‘Yol haritası ve yeni bir perspektif’
Abdullah Öcalan’ın ‘Nevruza dönük tarihi bir mektubu kaleme aldığını’ anlattığını anlatan HDP’li Önder, sözlerine şöyle devam etti: “Kendisi bir takım temel nokta ve vurgularını bizimle paylaştı. Nevruz’dan önce bunu bize iletecek, bizim aracılığımızla halklarımız ile bütün ülke ve dünya kamuoyu ile bunu paylaşacağız. İçeriğine dair bir şey söyleyemem şu anda doğru olmaz. Ama niteliğine dair kendisinin yaptığı değerlendirmeyi paylaşabilirim sizinle. O da şudur; Barışa giden yolun teorik, pratik, ve nitelik bakımından bütün detaylarının ulusal olarak yer alacağı bir anlamda hem ülkemiz için hem bölgemiz için kıymetli bir yol haritası ve yepyeni bir perspektif içereceğini söyleyebiliriz.”
Önder ayrıca, görüntülü mesajın HDP’nin teklifi olduğunu, ancak hükümetin bunu kabul etmeyerek daha önceki nevruzda olduğu gibi yazılı mesaj olmasının kararlaştırıldığını belirtti.
Öcalan’ın sekreteryası İmralı’ya gidiyor
Önder’in açıklamalarından kısa süre sonra ise, Öcalan’ın yanına çözüm sürecinde ‘sekreterya’ görevini yapacak PKK’lı mahkumların peyder pey gönderildiği öğrenildi. Bundan 4.5 yıl önce yanına yerleştirilen dördü PKK biri TİKKO hükümlüsü beş mahkum ise başka cezaevlerine nakledildi.
Öcalan’ın süreç kapsamındaki görüşmelerinde ‘sekreterya’ olarak görevi yapacakları belirtilen PKK’lı mahkumların, kendisini uzun yıllardır tanıyan isimler olduğu öğrenildi.
İmralı Cezaevi’ne nakledilen mahkumlar Mehmet Sait Yıldırım, Ömer Hayri Konar, Çetin Arkaş, Nasrullah Kuran ve Veysi Aktaş oldu.
Sekreterya üyeleri örgütün eski isimleri
İmralı’da Öcalan’ın ‘sekreteryası’ olarak görev yapacakları belirtilen beş PKK’lı, örgüt suçundan müebbet hapse mahkum ve uzun süredir cezaevinde bulunuyor. Bu kişilerle ilgili bilgiler şöyle:
* Ömer Hayri Konar: Elazığ nüfusuna kayıtlı. ‘Devletin egemenliği altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmak’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapse mahkum edildi. 13 yıldır cezaevinde. PKK’nın 2000- 2002 yıllarında Suriye ve Lübnan başta olmak üzere Ortadoğu ülkelerinde etkin olabilmek için girdiği yeni yapılanmada görev almış. Abdullah Öcalan’a yakın isimler arasında yer alan Konar, Suriye’de yakalanarak Türkiye’ye teslim edilmişti.
* Mehmet Sait Yıldırım: Bingöl Karlıova nüfusuna kayıtlı. ‘Devletin egemenliği altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmak’ suçundan ömür boyu hapse mahkum edildi. 18 yıldır cezaevinde. Çok eski PKK’lı olarak biliniyor. Almanya’dan örgüte katılmış, 1993’ten beri cezaevinde. Bekaa Vadisi’nde kalmış, 1987’de PKK’nın Düseldorf davasından yargılanmış.
* Çetin Arkaş: Diyarbakır Çınar doğumlu. 23 yıldır cezaevinde. ‘Devletin egemenliği altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmak’ suçundan ömür boyu hapse mahkum edildi. PKK’nın cezaevleri sorumlularından biri olarak biliniyor. Bolu Cezaevi’nde bulunurken, hakkında savcılık tarafından, ‘örgütsel ilişkileri yönlendirdiği’ gerekçesiyle soruşturma açılmış, 9 ay süren takipten sonra soruşturma takipsizlik ile sonuçlanmış.
* Nasrullah Kuran: Siirt nüfusuna kayıtlı. 23 yıldır cezaevinde. ‘Devletin egemenliği altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmak’ suçundan ömür boyu hapse mahkum edildi. Kuran da PKK’nın cezaevleri sorumlularından biri olarak biliniyor.
* Veysi Aktaş: Diyarbakır nüfusuna kayıtlı. 21 yıldır cezaevinde. ‘Devletin egemenliği altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmak’ suçundan ömür boyu hapse mahkum edildi.