• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Sorunlu ve zararlı bir polemik

20/06/2016 11:08


 

kursat bumin kelleKÜRŞAT BUMİN

[email protected]

Geç kalmasaydım yazının konusu olarak cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın hakkında epeyce söz edilen –(ve fırsat çıkmışken CHP Genel Başkanı’nı da yola getirmeyi amaçlayan!) son açıklamasını seçmiş olacaktım. Ancak söylediğim gibi  -bir seyahat dolayısıyla-  geç kaldım ve bu ‘ibretlik’ açıklamayı henüz tazeyken gözden geçiremedim. Olsun dert değil, nasıl olsa benzerleriyle  daha çok karşılaşacağız.


‘Tarihimizle yüzleşemeyeceğimiz hiçbir şey yok hamdolsun’

Ancak gecikmeden sözcünün açıklamalarının hemen tamamına ilişkin şu değerlendirmeyi yapabiliriz: Kalın’ın açıklamalarını alt alta dizince sanki Saray’ın sözcüsünü değil de emirini dinliyor intibaına siz de kapılmıyor musunuz? Tamam dünyanın pek çok ülkesinin sarayının da birer sözcüsü var. Ama bizimki meslektaşlarına epeyce fark atıyor. Aklınıza gelebilecek hemen bütün soru-sorunların cevabını alabileceğimiz bir sözcümüz var. Mesela Almanya Federal Meclisi’nden çıkan malum karara ilişkin (bence bir ‘sözcü’nün ağzına hiç mi hiç yakışmayan) şu sözler:

“ (…) Onların kirli tarihlerinin bizim tarihimizi kirletmesine asla izin vermeyiz. Bizim kendi tarihimizle yüzleşemeyeceğimiz hiçbir şey yok hamdolsun”

Tamam ‘hamdolsun’ ama nedir bu şimdi böyle? Saray’ın emiri ve  sadrazamı bile konuya ilişkin nispeten daha ‘gerçekçi’ (yani ‘ekonomik çıkarları’ gözetmeye çalışan) sözcükler bularak konuşmaya gayret ederken, sözcünün bu haddinden fazla ‘açık sözlü’ üslubu kullanmasının bir âlemi var mı şimdi? Aslına bakarsanız, Türkiye’de bir ‘cumhurbaşkanlığı sözcüsü’ne hiç mi hiç ihtiyaç da yok. Çünkü ülkenin cumhurbaşkanı Allahın her günü (ama her günü!) artık neresi ve hangi konu rast gelirse sürekli konuşmakta ve ülkenin CNN’inden ‘havuzu’na kadar bütün televizyon kanalları bu hitapları canlı olarak yayınlamaktadır. Ve bu durum haliyle, ‘cumhurbaşkanlığı sözcüsü’ gibi bir görevi hepten işlevsiz ve gereksiz kılmaktadır… (Ayrıca şunu da hatırlatalım: Cumhurbaşkanı’nın lafı kendisi kadar uzatanlardan -Davutoğlu misali- hiç mi hiç haz etmediğini de unutmayalım!)

Şimdi de gelelim bugünkü konumuza: Yazının başlığında ‘Sorunlu ve zararlı bir polemik’ olarak özetlediğim konu, yakın zamanda Milli Savunma Bakanı ile Genelkurmay Başkanı arasında ‘şehitler’ meselesi etrafında yaşanan gergin durum ve haliyle bu durumun medya tarafından nasıl ‘görüldüğü’ ile ilgili.

Aferin Orgeneral Hulusi Akar’a

Bu ‘polemik’ ya da gerginliğin medya tarafından nasıl görüldüğünü tek bir gazeteden hareketle özetlemek istiyorum. Cumhuriyet gazetesi, 17 Haziran tarihli sayısında konuya çok ama çok geniş yer ayırmış. Konu birinci sayfadan ‘Komutan da rahatsız’ başlığıyla, haberin devamında ise ‘Akar’dan iftarda ince mesajlar’ başlığıyla devam etmiş.

“Ne yazık!” dedim içimden, ‘yarım’ da olsa muhalif bir gazetenin, Milli Savunma Bakanı ile Genelkurmay Başkanı arasında yaşandığı iddia edilen bir gerginlikten muhalefet üretmeye çalışması anlaşılır gibi değildi doğrusu. Demek Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı’na bir ‘ince mesaj’ hak ettiği cevabı yetiştirmekte gecikmedi! Aferin Org. Akar’a işte böyle yaparlar adamı!

Fikri Işık ve Hulusi Akar arasında bu üstü kapalı ‘polemik’e konu olan açıklamaları biliyorsunuzdur mutlaka, tekrarlamaya gerek yok. Ama biz yine de bu ‘manâsız’ polemiği kısaca özetleyelim:

Milli Savunma Bakanı şöyle demiş: “Şehit veririm endişesiyle operasyon yapılmadığı dönemi de biliyoruz.”

Hemen hatırlatalım: Sanmayın ki Bakan, sayıları yüzlerle ifade edilen ‘şehitler’e ilişkin “Ayıptır, yazıktır, bu gencecik çocukları ‘Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır‘ hamasetiyle ölüme göndermeyin” demektedir. Onun derdi 90’lı yıllarda niçin bu kadar çok şehit verilmediğinin hesabını sormak!

Tavırları-tutumları birbirinden milim farklı değil

Cumhuriyet’in haberine göre bu sözlerden ‘rahatsız’ olan Genelkurmay Başkanı bu açıklamaya şu karşılığı veriyor: “TSK dün da bugün de kendisine verilen görevleri, sorumluluklarını, büyük bir dikkatle , büyük bir itina ile yerine getirmektedir, getirmeye devam edecektir.”

Görüyorsunuz; aslında ‘şehit veririm’ endişesini iki taraf da gereksiz bir endişe olarak kabul ettikleri için Genelkurmay Başkanı’nın ve Milli Savunma Bakanı’nın söz konusu ‘endişe’ye ilişkin tavırları-tutumları birbirinden milim farklı değil.

İsterseniz, bu yanlış anlaşılan ‘polemik’in nasıl nihayete erdiğini de Yeni Şafak’tan Hürriyet’e transfer olan Abdülkadir Selvi anlatsın:

“Genelkurmay Başkanı Akar’ın hassasiyeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilgisi sonucunda sorun aşılmış görünüyor.”

İyi bari; böylece Cumhuriyet’in Fikri Işık ile Genelkurmay Başkanı Akar ‘polemiğine’ ilişkin olarak sergilediği hassasiyet de yatışmış bulunuyor. Bundan böyle 90’lı yıllarda da bugünkü gibi ‘şehit veririm endişesiyle’  davranılmadığı, şehit vermeden işlerin yoluna girmeyeceği konusunda siyasi iktidar ve TSK’nın (başında kim-kimler olursa olsun-) tam bir dayanışma içinde olduğu (çok şükür) anlaşılmış oluyor. Yani özetle “Ne Mutlu türküm Diyene!”

Ahh bu şehitler meselesi… ‘Medeni dünya’nın epeyce zamandır ağzına almadığı, unutmaya çalıştığı şehitler ve şehitlik meselesi…. Bu konu çok ama çok (Cumhuriyet’in tahmin edemeyeceği ölçüde) önemli bir mesele. En iyisi sözü burada kesip, şu şehit-şehitlik ve de hatta ‘Mehmetçik’ meselesine bir başka yazıda devam etmek…

Filed Under: Agora

Tüm yazılar: Kürşat Bumin

SON HABERLER

Boğaziçi davası: Özel kalem müdürü, ‘abluka’ suçlamasını boşa düşürdü

Boğaziçi Üniversitesi’ne Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör atanmasıyla … Devamı...

‘Milletin sofrasındaki ekmeği çaldınız’ sözü TÜİK’e ağır geldi: CHP’li Altay’a dava açtı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), açıkladığı veriler nedeniyle eleştiriler … Devamı...

İtalyan Alplerinde buzul kütlesi koptu: Altı ölü, dokuz yaralı

İtalyan Alplerinde, dün gece buzul kütlesinin kopması sonucunda en az altı … Devamı...

Binali Yıldırım sahnede Murat Dalkılıç’ın boşluğunu doldurdu, ‘kulakların pasını sildi’

AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Erzincan'daki festivalde Murat … Devamı...

Ankara’nın seğmen kıyafeti tescillendi

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Türk Patent ve Marka Kurumu'na başvurarak … Devamı...

Yapay zeka suçun işleneceği yeri önceden tahmin edebildi

ABD'de suç oranlarını ve yerini tahmin edebilen yapay zeka modeli … Devamı...

Türkiye, Haiti devlet başkanı suikastının zanlısını iade etmedi

Türkiye, Haiti Devlet Başkanı Jovenel Moise suikastına karıştığı iddiasıyla … Devamı...

Özdağ’ın ‘iç savaş’ çıkışı İçişleri’ni kızdırdı: Suç duyurusunda bulunacağız

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Çataklı, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit … Devamı...

170 yıldır göz önündeydi; yeni keşfedildi

Britanya'daki Kraliyet Botanik Bahçesi Kew'da, 170 yıldır 'göz önünde' olan … Devamı...

Boğaziçi’nde tepkiden çekinen ‘kayyım’, mezuniyete katılmadı, odada ödül dağıttı

MEHMET BARAN KILIÇ @MehmetBaranKl [email protected] Boğaziçi … Devamı...

Milliyetçi yurttaşa çok basit bir hatırlatma…
Alkol ve Onur Yürüyüşü saldırıları: Ramazan bahane

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1706 gündür hapiste

YAZARLAR

Oyun büyük yeğen

Bahadır Kaynak

Neden bu kadar öfkeliyiz?

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sedat Peker meselesi ve içine düştüğümüz sefalet

Levent Gültekin

Türkiye demokrasisinde siyasetçilerin halktan uzaklaşmaması mümkün mü?

Murat Sevinç

AKP neden oy kaybediyor?

İhsan Dağı

Cüneyt Arkın’ın ardından: Baş ucundaki ekmeğe bakarak uyumak

Azime Acar

Başka bir Cüneyt Arkın: Oğlum, İkinci Yenicilerle düştük kalktık biz gençliğimizde

Mustafa Dağıstanlı

GÜNÜN 11’İ

Arif Kızılyalın: Görünen o ki altılı masa artık tüm konularda anlaştı

Hasan Basri Yalçın: NATO’nun içi boşalacak gibi duruyor

Mustafa Karaalioğlu: Son anda bir mutabakatsızlık enerjiyi alıp götürebilir

Can Ataklı: Cumhurbaşkanlığı helikopteri AKP’li yöneticiler için dolmuş görevi yapıyor

Rahmi Turan: İktidar, hala ‘Durumu bizden başka kimse düzeltemez’ havasında

Murat Muratoğlu: Neden sendikalar var?

Şeref Oğuz: Asgari ücret enflasyonu azdırır

Aziz Çelik: Asgari ücretin 1970’lerdeki düzeyi korunsaydı

Remzi Özdemir: Politikacılar ortaya çıkıp enflasyon bütün dünyanın sorunu diyecekler

İbrahim Kahveci: Asgari ücrete zam yapılmasının tek nedeni var

Alaattin Aktaş: Bir iktisat teorisini daha alt üst etmeyi başardık!

Elliot Page paylaştı: Pasaport fotoğrafımı seveceğim hiç aklıma gelmezdi

Mandalar günün dört saatini nehirde geçiriyor: Amaç süt verimini artırmak

Yeni Zelanda tartışıyor: Nereye s*çacaklar?

Yanlışlıkla hesabına maaşının 330 katı yatan işçi kayıplara karıştı

Kırşehir’in ‘koku vadisi’ ziyaretçilerini bekliyor

Ödünç aldığı oklarla beş madalya kazandı

Hakemden hakeme yeşil sahada evlenme teklifi

Ölmeden önceki son dileği gerçek oldu: Atıyla, kaldığı merkezin bahçesinde buluştu

Beş kez ikiz babası oldu: Çocuklarını yalnız büyütüyor

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi