Diken’in posta kutusuna Moskova’dan bir mektup düştü. Temas kurduk, teyit ettik ve bir ‘okur mektubu’ olarak yayınlamaya karar verdik.
Mektup şöyle:
“Sevgili Sinan Oğan,
Yıllar öncesine, Moskova yıllarındaki muhabbetimize dayanarak tam da arife günü sana bu mektubu yazmayı hak gördüm.
O dönem, 20 yıl kadar önce, ‘ileride politikada muhtemelen adının anılacağını’ öylesine söylediğimde seni tanıyan, hayat deneyimi yüksek Rus arkadaşım, “Çok zor. Politika için fazla dürüst, donanımlı, düz, samimi bir genç” demişti.
Yanılmış!
Vakit dar, sadede geleceğim:
Ralph Nader, 2000 seçimlerinde Yeşil Parti’den ABD başkan adayı oldu ve ulusal oyların yüzde 3’e yakınını kazandı.
Seçimin kilitlendiği Florida’da Nader yaklaşık 100 bin oy aldı. Bu, George W. Bush’un Al Gore’a karşı 537 oyla kazandığı bir eyaletti. Yani Nader aday olmasa Bush seçilemeyecek ve dünya belki bugünkünden farklı bir yer olacaktı.
Şimdi sen, neredeyse aynı noktadasın. Aslında pek çok açıdan haklısın. Aday olmak demokratik hakkın. Yaş ortalamasının 70’i bulduğu liderler katında gençlik, dinamizm, gelecek vaat eden nadir isimlerdensin. Dil bilen, dünya bilen, ufku geniş bir insansın. Ve gerçekten ‘geleceğin‘ var. Ama önce ülkenin ‘geleceğini’ kurtarmak lazım. Yangın, evi kül etmek üzereyken önce su dökülür, sonra kavgası-tartışması yapılır.
Cumhuriyetimizin 100’üncü yıldönümünde çok kritik bir dönemeçteyiz. Erdoğan kazanırsa, belki bu memleketin gördüğü son özgür seçimler olacak. Muhalefet (Kılıçdaroğlu demiyorum) kazanırsa memleket hemen demokrat, güllük-gülistanlık olamayacak ama en azından rotası otoriterlikten demokrasiye doğru dönecek. Senin, benim, hepimizin daha medeni siyaset yapma, hak-hukuk arama şansımız, nefes alma imkanımız olacak. Yani mesela Kılıçdaroğlu meselesi değil; orada kimin adı olsaydı bugün ehven-i şer olarak bile olsa onu desteklememiz lazımdı. Çünkü geleceğimiz elden gidiyor; önce yangını söndürmemiz lazım.
Elini vicdanına koy. Lütfen Nader olma.
Bugün, hala vakit varken, gönülden değil ehven-i şer saysan bile Kılıçdaroğlu lehine adaylıktan çekildiğini açıkla.
Çünkü ancak Erdoğan giderse yeni bir Türkiye için yeni bir sayfa açabiliriz. Ve o sayfada emin ol senin adın saygı ve sevgiyle yer alır. Üstelik yeni Türkiye’de yeni neslin lideri olarak seni hak ettiğin çok daha iyi yerlerde görürüz.
Mesele Kılıçdaroğlu değil, mesele maalesef çok iyi başladığı iktidarını tek adamlıkla, baskıyla, otoriterlikle kangrene çeviren Erdoğan. Bu milletin geleceği için bu adımı atmalısın. Sonra daha iyi bir gelecek mücadelesini, daha demokratik bir zeminde hep beraber veririz.
Savaşacak gücü olanın ağlamaya hakkı yoktur.”