Unutmayalım, bu ülkenin önemli fay hatlarından biridir mezhep meselesi. Daha önce defalarca bunun üzerinden ülkeyi bölmeye, parçalamaya, hatta yok etmeye dönük girişimler oldu. 1980 öncesi en çok yumruklanan yumuşak karnımızdı bu alan.
Bu arada bir bilen, işin içinde olan biri olarak bir not düşmek istiyorum huzurlarınızda… Anadolu Aleviliği bambaşka bir felsefedir. Ne Suriye’deki Nusayrilikle alakası vardır, ne de İran’daki Şiilik mezhebiyle. Aksine İran rejimine karşı Anadolu Aleviliğinin bakış açısı çok ama çok olumsuzdur. İran rejimini her daim laiklik açısından büyük bir tehlike olarak kabul eder ve bilirsiniz Türkiye’de katı bir dindarlaşma olacağı ihtimaline tepkisini göstermek istediğinde de klişeleşmiş, “Türkiye, İran olmayacak!” sloganını tekrar eder.
O nedenle kim ki Halep’te yaşanan katliamın müsebbibi olan İranlı Şii milisleri, sayıları milyonlarca olan Anadolu Alevilerini onların bir uzantısı gibi göstermek istiyor, biliniz ki onlar haindir ve amaçları da gerçekte ne Halep’te yaşanan katliama karşı duruş sergilemektir ne de Halep’te masumlara ses vermektir. Amaçları kesinlikle fitnedir ve bizleri birbirimize düşürmektir!