Gerçek enflasyonu bilmek gerekli mi?
Elbette… Zira ekonomi, matematik gerçeklikle anlam kazanıyor. Ölçemezsen bilemiyor, bilemezsen yönetemiyorsun. Ancak resmi rakamların “hükümetin hatasını örtme” dışında bir başka işlevi, onların yasalar tarafından ciddiye alınması. Bu durumda devlet alacaklarına ENAG, borçlarına TÜİK…
Enflasyonun ekonomiyle bağı koptu kopacak. Bu cümleyi kurdum diye “ne cahil ekonomistsin” cümleleri yağacak biliyorum ama yineliyorum; enflasyonumuz artık bir sosyoloji. Yani bir düşünce tarzı, bir gelecek belirleyicisi, bir fiyatlandırma davranışı… Endeksten ziyade bir beklenti unsuru…
Gittiğim her yerde insanlara “sizin enflasyon tahmininiz nedir?” diye soruyorum ve aldığım rakamla yetinmiyor, “neden böyle düşünüyorsunuz?” diye irdeliyorum. Verilen rakamlar farklı olsa da ortak kanaat şu; “sattığım malı daha pahalı yerine koyacağımı biliyorum, fiyatlar daha da artacak…”
Hiç kimsenin Merkez Bankası hedefini ciddiye aldığı yok. Ancak emekliden zam, asgari ücretliden artış, engelliden yardım, çiftçiden taban fiyat kaçıracaksan, resmi enflasyon temennisine sarılıyorsun. Enflasyon külfetini devretme imkânın varsa elin etiketlerine varıyor, değiştiriyorsun.
İyi de sabit gelirli ne yapsın? Maaşını, ücretini kendi başına ayarlama imkânı olmayan ne yapsın? Üstelik seçim yok ki oy silahını politikacının şakağına dayayıp, TÜİK yerine hissettiği enflasyon üzerinden artış alabilsin. Ayrıca hükümetin enflasyonu çözmek istediğine dair beklenti de bitti.
Enflasyonu bizler kendi çıkarlarımıza hizmet edecek tarzda kullanıyor, işimize geldiği gibi istismar ediyor, fiyatlandırmada davranış bozukluğu gösteriyoruz. Tıpkı kuru sıkı para politikası gibi…