20 yıllık yönetimin memleketimizde yarattığı tahribatın özellikle sadece ekonomide olduğunu sananlar fevkalade yanılıyorlar.
Ama tahribat ne yazık ki ekonomi ile sınırlı değil.
Hayatın hangi alanına baksam yapı-bozucu gücün eski Türkiye diye adlandırdığı günlerde aklınıza gelebilecek her alanda var olabilen potansiyel kalite ve modern gelişme nüvesi nerdeyse bilinçli bir program çerçevesinde ortadan kaldırılmış ve hayatın tümü sadece lümpen kalabalığın zevk alabileceği bir düzeysizliğe bir tür ‘başarıyla’ ulaştırılmış.
Tahribat sadece eğitim, sağlık, üniversiteler gibi kurumsal düzeyde değil, aynı zamanda ahlak, rasyonel düşünce, kaliteli hayat anlayışı, yani insanı modern ve düzgün yapan hemen her şey bir şekilde yeniden tanımlanmış ve kavramların içi boşaltılmış.