… hiç kimse AKP’nin eğitim sistemine yapmak istediği dini müdahale ve bu müdahaleye karşı bilimsel, özgürlükçü, parasız ve eşit eğitimi isteyen yurttaşlara yönelen saldırılarını unutmuyor, unutmaz. Söz konusu bu düzenleme ile yapılmak istenenin merkeziyetçi bir toplum mühendisliği olduğunun ve bu dayatmanın AKP’nin Türkiye’de hâkim kılmaya çalıştığı otoriter yönetim anlayışının en tehlikeli iz düşümlerinden biri olduğunun farkındayız.
AKP, eğitim sistemine yaptığı müdahale ile düşünsel ve inanç özgürlüklerinden yana olmadığını; yalnızca bir tek din, hatta bir tek mezhep anlayışı ve o anlayışa uygun kamusal ve özel yaşam dışında hiçbir kültüre yaşam hakkı tanımayacağını bir kez daha göstermiştir. Gelecek kuşakları şükür ve biat eden kitleler haline getirme gayesi modern eğitimden kopuşun işaretleri değil de nedir? Türkiye; ulusal olmayan değerlerle tek din çatısı altında tebalaştırılmaya çalışılmaktadır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli bu niyete resmiyet kazandırma girişimlerinin sonuncusudur.
Eğitim odaklanılması gereken en önemli kamusal meselemiz. 30 Mart 2012 tarihinde meclisten geçirilen 4+4+4 yasasının verdiği zararları, ÇEDES’in geleceğimiz olan çocuklarımız üzerindeki olumsuz etkilerini unutmadan bu müfredat değişikliğine karşı mücadele etmemiz, mücadeleyi büyütmemiz gereken günlerden geçiyoruz. Laik demokratik bir ülke için, eşit ve özgür bir hayat için, bu yobazlığın susarak ortağı olmamak için herkesin bu pısırıklıktan kurtulması şart. Çünkü suskunluğumuzdan yararlanıyorlar. Yine, yeniden sormalı; daha ne kadar susacağız?