Burdur’da yaşayan Gürdal ailesinin evinde sekiz yıl önce 11 yaşındaki oğulları Melih Gürdal’ın yüzde 61 engelli kalmasına neden olan yangında küle dönen oda, televizyon patladığı gerekçesiyle açılan dava sonuçlanmadığı için ‘delil’ amaçlı kilitli tutuluyor.

Buçak ilçesindeki Karacaören köyü Arpalık mevkisinde yaşayan İsa Gürdal (38), 2012’de bir alışveriş merkezinden televizyon satın aldı. Gürdal ve eşinin ifadesine göre televizyon üç ay sonra patladı. Çıkan yangında odada olan oğulları Melih, alevlerin içinden annesi Melek tarafından kurtarıldı.
Yangın, itfaiye ekiplerince söndürülürken, televizyonun patladığı oda küle döndü. Ellerinde yanıklar oluşan Melek Gürdal Bucak Devlet Hastanesi’nde, Melih Gürdal ise Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi edildi.
153 gün yoğun bakımda kalan oğulları ölümden dönen aile, hukuk mücadelesi başlattı. Melek Gürdal, sekiz yıl önce yaşadıkları olayı gözleri dolarak anlattı:
“17 Nisan 2012 sabahı kalktık. Kahvaltımızı yaptık, eşim işe gitti. Oğlum Melih yeni aldığımız televizyonu izlerken serada çalışmaya başladım. Saat 09:00 sıralarıydı. Oğlumun bulunduğu odanın alev alev yandığını gördüm. Can havliyle koştum, alevler arasında içeri girdim. Melih’in üzerindeki elbiseler alev alev yanarken kucakladım, ellerim yandı. Evden çıkararak Melih’in elbiselerini su dökerek söndürdüm. Yangına ilişkin dava süreci bitmediği için odanın kapısı sekiz yıldır kitli duruyor. Sadece bilirkişi, keşif ve hakim eve geldiğinde açılıyor. Yangının külleri hala dururken, yangının kokusu burnumdan hiç çıkmadı. Yanan odaya baktıkça aynı kabusu yaşıyorum. Artık yetkili makamların davada bir an önce karar vermesini istiyorum. Çünkü üç odalı bir evin sekiz yıl önceki yanıkları, o günün yanık tozları ile yaşamak, bir cesetle aynı odada yaşamaya benziyor. Artık mahkeme kararını vermeli ki biz de normal hayatımıza dönüp, o kötü günleri unutmaya çalışıp, yaralarımızı saralım.”
18 duruşma, üç kez keşif yapılmış
Baba İsa Gürdal da yangının televizyondan kaynaklandığını savunarak, firmaya 450 bin liralık tazminat davası açtığını söyledi.
Gürdal şöyle konuştu: “Dava sürdüğünden evimizin bir odasını, delillerin kaybolmaması için kilitli tutuyoruz. Çünkü zaman zaman keşifler yapılıyor. Tazminat davasında 18 duruşma, üç kez evde keşif yapıldı. Dava bir an önce sonuçlanmalı. Ev önemli değil ama oğlum Melih bundan çok etkilendi. Onlarca ameliyat oldu, hala da olacak. Artık her gün aynı kabusu yaşamak istemiyoruz, mahkemenin adaletli şekilde sonuçlanmasını bekliyoruz.”
Ailenin avukatı Anıl Yetişgin ise 2015’te Bucak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde televizyon şirketi ve satıcı market aleyhine 450 bin liralık tazminat davası açtıklarını, itiraz üzerine alınan son bilirkişi raporlarında yangının televizyondan çıktığının rapor edildiğini söyledi.
Yetişgin şu ifadeleri kullandı: “Burası bütün tozlarıyla, yangın izleriyle korunuyor. Oda sürekli kilitli ve sadece bilirkişi, keşif ve hakim eve gittiğinde kapısı açılıyor. Bu zamana kadar odada üç kez bilirkişi incelemesi yapıldı. Dava sonuçlanana kadar odanın olduğu gibi korunması kararını aldık.”