SANEM GÜVEN
Bayramda bir yerlere kaçamadınız ama televizyon veya telefon başında saatlerinizi harcamak istemiyorsunuz. Kitap platformu Bookinton’un editörlerinden Sanem Güven, her zevke uyacak, akıcı ve çarpıcı beş harika kitap önerisiyle geldi.

KABUS- Aras Gençtürk
Ben en çok polisiye ve gerilim kitapları okurken dünyayı unuturum. Kabus da bu anlamda benim “rüyam”; elimden bırakamadığım, işi gücü unutturan bir kitap oldu. Bunun sebeplerinden biri kitabın kahramanının şizofren olması.
Şizofreni… Sözcüğün kendisi bile bir korku filminden fırlamış gibi tınlıyor. Nitekim kitabın kahramanı, paranoyası arttıkça evine birinin girip girmediğinden, bir ses duyup duymadığından emin olamamaya başlıyor. O kendisine “Ben İyi miyim” diye sordukça bizim kalp atışlarımız hızlanıyor.
Gazeteci Ogün’e bilmediği birinden şiddet fotoğraflarıyla dolu bir e-mail gelir. Önce bunun bir ihbar olduğunu düşünür, ancak aslında fotoğraflar bir dizi korkunç ve tehlikeli olayın sadece başlangıcıdır.
Gündelik hayatın geriliminden kaçmak için mükemmel bir kitap. Daha ne yazayım? Okuyun. (Mahzen Yayınları, 313 sayfa)

EVCİL İNSAN BARINAĞI- Serhan Kansu
Şu soru hepimizin aklından en az bir kez geçmiştir: Ya bu dünyaya başka bir tür egemen olsaydı da biz o türün hizmetinde olsaydık?
Buyrun, bu ürpertici sorunun cevaplandığı bir kitap var burada.
Yaşlı bir adamın yeniden dünyaya gelme dileği gerçek olur; ancak dünya düzeni bildiğinden farklıdır, insanlarla köpekler adeta yer değiştirmiştir. O, yeni hayatında bir yavru köpeğin “evcil insanı”dır. Ne yazık ki köpeklerin kurduğu dünya düzeni, eskiden insanların kurduğu düzenden pek de farklı değildir. Sokaklarda açlık çeken, çöp karıştıran insanlar ve yanlarından geçip giden köpekler…
Belirsiz bir zamanda geçen bu distopik romanı okurken, dünyamızdaki diğer türleri anlamaya daha önce hiç yaklaşmadığınız kadar yaklaşacaksınız. Zihin açıcı ve çarpıcı. (İthaki Yayınları, 101 Sayfa)

CANAVAR OLMANIN ZORLUKLARI -Şeniz Baş
6 Yaş Üzeri çocuklar ve çocuk kitaplarını seven yetişkinler için.
Size kaba davranan bir insana kibarca cevap verdiğinizde bunu kibarlığınıza değil “ezikliğinize” bağlayan oldu mu hiç? Benim oldu, hem de beyaz yakalıların dünyasında. Ben o dünyadan kendim gibi kalarak çıkmayı başardım.
Modivar, başkalarını korkutmaktan hiç hoşlanmayan, dişlerini yeterince çıkaramayan, “Böööö” demeyi sevmeyen küçük bir canavar. Diğer canavarlar sarılmaktan nefret ederken o sarılmayı seviyor, yaşlı insanları üzmek istemiyor. Ama canavar sertifikasını alabilmesi için Okul Başkanının verdiği görevleri tamamlaması gerek. İlk görevi odasında yalnız yatan 8 yaşındaki kız çocuğu Bige’yi korkutmak. Modivar’ın ilk görevinde yaşadığı sürpriz gelişmeler, hayatının yönünü belirliyor.
Şeniz Baş’ın bu çok eğlenceli kitabını okurken, “kendisi gibi bir canavar” olmak isteyen Modivar’ın sorunlarına nasıl çözüm bulacağını gerçekten merak ediyorsunuz. Arkadaşlık, öteki olmak, empati yapmak, ve kendinden vazgeçmemek üzerine çok güzel bir kitap. (Timaş Yayınları, 80 Sayfa)

KÜÇÜK YUVARLAK TAŞLAR- Melisa Kesmez
Kuzenim kitabı önerince “Ay yok” dedim, “Hiç öyle ilişkiler, ayrılıklar, aldatmalar, bunalımlar falan çekemem. Ben yaşadım zaten bunları.” Ama kitap incecik olunca, kuzenim de “beğenirsin” diye ısrar edince okumaya başladım. Daha ilk sayfasında içine çekildim kitabın. Güzel bir anlatım; insanı bunalıma sürüklemeyen, yaratıcı, edebi bir dil.
Nergis, Elif ve Mehmet tek tek hikayelerini anlatıyorlar bize. Her birinin hikayesi diğerine bağlanıyor, parçalar zerafetle birleşip bütünü oluşturuyor. Herhangi bir satırda kendinizi bulabileceğiniz, hayatın “herkese başka kurduğu kahpe tuzaklar”, aslında “İlişkiler” üzerine bir roman.
“Arkadaşlıkla sevgililik arasındaki o bayraksız topraklarda bir süre duruyoruz öyle.” (Nergis)
“Babaannem, ‘Ağaç çiçeklenince suyunu kes ki meyveye dönsün’ derdi. Bana da herhalde öyle bir şeyler oldu, oturdum yazdım” (Elif)
“ ‘Seni de mi uyku tutmadı?’diye soruyor bu defa.
‘Bir kuşa uyandım’.
‘Çok şair bir sabahmış meğer’ (Mehmet) (İletişim Yayınları, 84 sayfa)
MİRA HER ŞEYİ BİLİR- Luigi Ballerini

Genç yetişkinler ve distopik bilimkurgu türünden hoşlananlar için.
Yapay zeka çoktan gündelik hayatımızı düzenliyor. Hatta bu işi iyi bilenlerin bir kısmı, “yapay zekanın insanlığın efendisi olacağı” gibi felaket teorileriyle hepimizi tedirgin ediyorlar. Oysa dahi yönetmen Stanley Kubrick, 1968 yapımı “2001: Bir Uzay Macerası” filminde çoktan bu sulara yelken açmıştı.
Mira Her Şeyi Bilir’in Mira’sı da tüm yaşamı düzenleyen, her sorunu çözen, kimin kimle sevgili olacağına bile karar veren bir süper yapay zeka. Lisenin son iki sınıfında yapılan eşleşme partisine Alessandro’yu hazırlarken, eşleştiği kızla harika bir akşam geçireceğini söyleyerek onu cesaretlendiriyor. Çünkü Mira ona en uygun kişiyi ve o akşam için en uygun kıyafeti bulduğundan çok emin. Çünkü “Mira her şeyi bilir”. Fakat bu eşleşme, kendilerine dayatılan sanal rejimden hoşnutsuz olan ve edebiyata, kitaplara sığınan dört genci bir araya getirerek, hayatlarını sonsuza dek değiştiriyor.
Teknolojinin çizdiği bu karanlık yolun sonunda neler olabilir, keşfetmeye var mısınız? (ON8 Yayınları, 242 sayfa)