Daha önce de vurguladığımız üzere, iki ülkenin ortak çıkarlarının kazandığı boyutlar, ayrıca birlikte hareket edebilmelerinin yarattığı ‘kritik yoğunluk’, aralarındaki görüş ayrılıklarını pragmatik bir şekilde yönetebilmelerini mümkün kılıyor.
Ancak son dönemde Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinin sürekli türbülans içinde gitmesi, Rusya’nın Türkiye’nin dış politikası içindeki ağırlığının artması sonucunu doğurabilir. Bu takdirde, ikili ilişkinin üzerine oturduğu dengede Rusya’nın Türkiye karşısındaki pazarlık kartlarının güçlenmesi ihtimali gözardı edilemez.
Bütün mesele, Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinde girdiği yakınlaşmayı önümüzdeki dönemde Batı ile ilişkilerinde dengeleyip dengeleyemeyeceği sorusunda beliriyor.