BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, önümüzdeki iki aylık süre içinde siyasi serüveninin en zorlu kararlarından birini vermek durumunda.
Önünde iki şık var. A) Ya yola Başbakan olarak devam edecek ve bunu mümkün kılmak üzere parti tüzüğünde bir değişikliğe gidecek. B) Ya da Çankaya Köşkü’ne çıkmaya karar verecek ve bütün gücüyle iki turlu Cumhurbaşkanlığı seçimine yüklenecek.
10 Ağustos tarihindeki ilk turda geçen pazar günkü geçerli oy oranının tekrarlandığını varsayalım. Bu durumda Erdoğan’ın ilk turda seçilebilmesi için en az 22 milyon 363 bin oy alması gerekecektir. Ancak Erdoğan’ın 2 milyon 900 bin eksiği bulunuyor. Ne yapıp yapıp bu açığı kapatmak zorunda.
Kuşkusuz ikinci tura kalınırsa MHP ve CHP’nin tek bir aday üzerinde kuvvetli bir mutabakat oluşturup oluşturamayacağı sorusu da denklemin en önemli değişkeni olacaktır. Erdoğan, bütün riskleri alıp her ihtimalde ikinci turda kazanacağı varsayımıyla Cumhurbaşkanlığı hamlesini yapabilir.
Ancak bütün bu riskleri almayı gereksiz görüp Başbakanlık’ta kalmaya devam edebilir Erdoğan. Tabii ki, Cumhurbaşkanlığı’nın yetkilerini genişleteme arayışının sonuçsuz kalması kendisini Başbakanlık’ta tutan bir başka faktör olacaktır.
Tabii, Gülen cemaatine karşı başlattığı mücadeleyi tamamlama saiki de Başbakanlık’ta kalması için bir başka neden olabilir.