Ankara’nın Avrupa ile yeni bir başlangıç yapma niyetlerini sıkça vurguladığı bir dönemde Borrell’in önümüzdeki 25-26 Mart tarihlerinde düzenlenecek AB Zirvesi’ne sunacağı Türkiye ile ilgili rapor, bu toplantıdan çıkacak kararın yönünün belirlenmesi bakımından kritik önem taşıyacaktır. AB’nin yeni dönemde Türkiye konusunda ABD ile eşgüdüm içinde hareket edeceği de hatırlandığında, zirvenin sonucu ABD ile ilişkileri de ilgilendiriyor.
Doğu Akdeniz’deki gerilimin yatışmasının ardından Borrell’in raporunda demokrasi ve insan hakları başlıklarında yapacağı değerlendirme özel bir yer tutacaktır. Raporun bu bölümünün içeriği de büyük ölçüde önümüzdeki iki ay zarfında Türkiye’den gelecek haberlerle şekillenecektir. Muhtemeldir ki, Borrell de raporu kaleme alırken Türkiye ile ilgili elini güçlü hissedebilmek için uygulamada somut adımlar olup olmadığına bakacaktır.