DR. ÖZGÜR OLGUN ERDEN
Türkiye’de önemli bir dönüm noktası olarak görülen bir seçim süreci geride bırakıldı. Bu sürecin en kayda değer sonucu muhalif kanatta yer alan seçim ittifakı ve bileşenlerine dönük bir siyasal muhasebe ve değişim talebinin başlamasıydı.
Söz konusu bu muhalif kanadı başlıkta siyasal muhalefet olarak ifade ettim. Çünkü Türkiye’de çok uzun bir süredir muhalefet siyasal partilere, seçim süreçlerine ve bu süreçlerde siyasal partilerce ortaya konan birtakım fikri-ideolojik görüşler, pratikler ve mücadelelerin toplamına indirgendi.
Hapsolan muhalefet
Bunu özellikle vurgulamak istedim. Çünkü Türkiye’de toplumsal muhalefetin güçlü bir ivme yakaladığı, kitleleri etkisi altına alıp mobilize ettiği 2013 Gezi Parkı eylemleri ve yine 2016’da gerçekleşen darbe girişiminin ardından benimsenen siyasal anlayış ve pratiklerin sonucu şuydu: Yasal-anayasal, hukuk dışı bir takım usulsüzlükler, hak ihlalleri, hukuku hiçe sayan keyfi karar ve uygulamalar, adil olmayan referandum süreçleri ve seçim dönemlerindeki girişimler ve uygulamalar karşısında siyasal muhalefet, mücadeleyi sadece Meclis’teki faaliyetlere ve seçimlere indirgedi; dahası, toplumsal muhalefeti pasifize edip önemsizleştirerek muhalefeti tek başına legal-kurumsal bir siyasete ve siyasal alana hapsetti.
Siyaseti ve siyasal pratikleri kamusal ve toplumsal bir eyleme dönüştüremeyen bu durum siyasal muhalefeti biçimsel-temsili parlamenter bir liberal demokratik mücadelenin uzantısı haline getirdi. Bu da Türkiye demokrasisi açısından temel birtakım problemlere yol açtı.
Sağ sağa karşı
Siyasal muhalefetin siyasal iktidardan ayrılması ve başka seçenek ve çözümler üretmesi beklenir. Oysa CHP’nin sağa açılma hamlesi de eklenirse siyasal alan tam anlamıyla iktidardaki sağ bir ittifak karşısında yine sağ bir siyasal ittifakla doldu.
Bu tip bir sağcılaşmanın başta CHP olmak üzere siyasal muhalefet açısından fikri-ideolojik eğilimlerin, siyasal pratiklerin ve deneyimlerin değişmesinin çok ötesinde bir anlamı var. Daha açık olmak gerekirse, bu sağcılaşma tam anlamıyla AKP iktidarının Türkiye’de uzun bir süredir kurmaya çalıştığı rejimin inşasını ve kurumsallaşmasını pekiştirdi. AKP rejiminin inşasına karşı yürütülen bu dar muhalefet anlayışı siyasal muhalefeti biçimsel-temsili parlamenter bir demokratik mücadelenin ötesine geçiremedi.
Sokak ve toplum ıskalandı
Dahası, liderliğini CHP’nin yaptığı siyasal muhalefet iki şeye çok mesafeliydi: sokak siyaseti ve toplumsal demokratik mücadele. Siyaseti dar bir alanla sınırlayan ve temel haklardan demokratik toplumsal mücadeleyi gerileten bu siyasal-muhalif anlayış, sokak siyasetinin reddine dayanan bir anlayışın ürünüydü.
Oysa sokak aslında bir nevi pek çok siyasal ve toplumsal hassasiyetin ve bakış açısının eşsiz bir şekilde yaratıldığı, yayıldığı ve ifade edildiği katılımcı demokratik toplumsal mücadelenin oluştuğu yerlerdir.
Sadece yoksullar ve işsizler gibi marjinalize edilmiş grupları değil aynı zamanda bir takım kurumsal güçleri haiz öğrencileri, işçileri, kadınları, kamu görevlilerini ve esnafı da içeren sokak kollektif olarak
uzlaşmazlıkların, itilafların ve karşıt-görüşte olmanın ifade edildiği eşsiz kamusal alanlardır. Bir
anlamda, demokratik-toplumsal mücadelelerin oluştuğu alanlardır.
Türkiye’de CHP’nin başını çektiği siyasal muhalefet tam da bu tür katılımcı demokratik bir toplumsal mücadelenin oluşumuna set çekti. Böylece temel demokratik kazanımların korunmasında, anayasal düzenin ve hukuk devletinin muhafazasında ve mevcut-otoriter rejimle mücadelede böylesi bir toplumsal gücü pasifize etti, engelledi.
Danışmanlar katını boşaltmak yetmez
CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel her ne kadar yeni sosyal demokrat bir anlayışla değişime ‘sağcı danışmanlar katını boşaltarak’ işe başlayacağını söylese de bu tek başına yeterli olmayacaktır.
CHP’nin sağcılıktan ve sağ bir siyasal anlayıştan nasıl kurtulacağını, sol, sosyal demokrat bir siyaseti ve mücadeleyi nasıl inşa edeceğini, bunu demokratik toplumsal bir mücadeleyle nasıl bütünleştireceğini tartışması gerekiyor. Ancak böylesi bir vizyon kitlelere umut verebilir ve beraberinde değişimi getirebilir.