HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, olası Suriye’ye kara harekâtı için “Halk geçim derdinde; AKP MHP iktidarı ise kendi iktidarlarının bekası için savaş peşinde” dedi. Sancar, öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi için de araştırma komisyonu kurulmasını teklif etti.

İki hafta önce Taksim’de meydana gelen patlamanın ardından hükümetten Suriye’ye kara harekatına yönelik mesajlar gelmişti.
Partisinin grup toplantısında konuşan Sancar, iktidar ile halkın gündeminin farklı olduğunu, AKP ve MHP’nin savaş peşinde koştuğunu söyledi. Sancar, gündemin çatışmalar ile değiştirilmek istendiğini savunarak şunları söyledi: “Türkiye’nin önünde iki ana gündem var, biri yoksulluktur, sefalettir, açlıktır, işsizliktir, zulümdür, baskıdır… İktidarın gündemi ise halkın gerçek gündemini bastırmaya ve unutturmaya yönelik politikalardır. Bu politikaların başında da savaş planları gelmektedir. Sokağa ve iktidarın psikolojisine baktığımızda ortaya şöyle bir tablo çıkıyor; halk geçim derdinde, AKP-MHP iktidarı ise kendi iktidarlarının bekası için savaş peşinde. Savaş, tüm toplumu saran bir şiddet iklimini beraberinde getiriyor”.
‘Bu oyunları boşa çıkarmazsak iktidar hedeflerine ulaşmakta zorlanmaz’
Sancar, kara harekâtı değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Savaş politikalarını gündeme getirdiklerinden ve hayata geçirdiklerinden itibaren, istedikleri sonuçların bir kısmını elde edebiliyorlar. Toplumu ayrıştırabiliyorlar, toplumsal muhalefetin içine ayrılık tohumlarını daha kolay ekebiliyorlar, siyasal muhalefeti de kendi arkalarına dizilmeye kolayca çekebiliyorlar. Bu yolla hem toplumsal mücadeleleri bastırmayı hem sömürüye, talana karşı seslerini kısmayı hedefliyorlar. Hem de toplumu bir kez daha milletçilik hamaseti ile kontrol altına alma gibi bir hesap yapıyorlar.
Eğer, bu oyunları boşa çıkaramazsak, iktidarın kurduğu oyun sahası, bizim dışımızda kalan muhalefeti de içine çekmeye devam ederse; bu iktidar hedeflerine ulaşmakta zorlanmayacaktır. Biz korkmuyoruz, endişe ediyoruz… Yapılan oyunların boşa çıkarılması gerektiğini söylüyoruz. Bunu engellemenin yolu, iktidarın uyduruk gerekçelerinin arkasına dizilmek değildir, cesur ve samimi bir biçimde bu oyunları açığa çıkarmak ve bunlara karşı samimi, kararlı bir duruş sergilemektir.
‘Seçim sürecini kendi lehlerine dizayn etmek istiyorlar’
Bugün, Kuzeydoğu Suriye’ye yönelik bir kara operasyonu gündemde. Çeşitli pazarlıklar yapılıyor, amaç bir yandan Kürtlere ve kazanımlarına saldırmak; diğer yandan ülke içinde siyaseti ve seçim sürecini kendi lehlerine dizayn etmektir. Kara operasyonu başlatırlarsa kiminle yapacaklar? Müttefikleri kim? ÖSO çeteleri!”
‘Altılı masa’ya: Geçmişi geleceğin vaadi olarak sunmak bir çıkış değil
‘Altılı masa’nın anayasa değişiklik metnini de değerlendiren Sancar, metnin için de ‘olumlu maddeler’ olduğunu belirtti. Sancar’ın metnin tümüne ilişkin değerlendirmeyse şöyle: “Geçmişi, belli düzenlemelerle geleceğin vaadi olarak sunmak bir çıkış değildir. Demokratik, çoğulcu, katılımcı, demokratik bir sistemdir Türkiye’nin ihtiyacı. Bu, ancak seçimlerden sonra gerekli bir Meclis çoğunluğu oluşursa resmileşebilecek bir öneri… Ama seçime kadar ne yapmak gerekir sorusunun cevabı burada yok. Amaç, güçlü bir toplumsal sözleşme, kapsayıcı bir mutabakat oluşturmaksa, seçim sürecinin de bu esaslar üzerinde kurulması gerekiyor. “
‘İktidar şiddet toplumu yarattı’
Konya Büyükşehir Belediyesi Hayvan Barınağı’nda köpeklerin işkence ile öldürülmesini hatırlatan Sancar, iktidarı suçladı. İktidarın tüm sorunları şiddetle bastırma eğilimini taşıdığını söyledi: “Bu zihniyet; hayvan haklarına saldırının da temelinde yatıyor. Konya’da bir barınakta hayvanlara karşı korkunç şiddet görüntülerini izlediniz. Sokakta insanlara şiddet; ağaca, doğaya şiddet ve hayvanlara karşı acımasız bir şiddet… Bir şiddet toplumu yarattı bu iktidar. Bu kültür ve ortam iktidarın bir yönetme biçimi olarak uygulanıyor. İktidarla, toplumun keskin bir ayrım içinde olduğu süreci yaşıyoruz. Halkın sorunlarından kopup, ülke gerçekliğinden uzak bir iktidar var ve yeni maceralarla toplumu felaketlerin içine sürüklemekten kaçınmıyor”.