17’nci yüzyılda antik Roma kenti olan Pompei’de kazı çalışmaları başladığında, bölgenin penis heykelleriyle dolu olduğu ortaya çıktı. M.S. 79 yılında Vesuvius yanardağının püskürmesiden sonra mekanı örten küllerin altında kalan antik sanat o kadar zengindi ki, İngiliz antikacı Richard Payne Knight burada kadim bir doğurganlık tarikatı olduğunu savundu. Ne de olsa o dönemde güney İtalya’da böyle bir tarikat vardı.
Bundan 200 yıl sonra, antik dünyanın priapizmi bizi etkilemeye devam ediyor. Arkeologlar Türkiye’nin güneyinde, edepsiz ve ilginç zeminli bir umumi Roma tuvaleti buldular. Daha derine doğru kazıdıklarında penisini tutan genç bir adam mozaiği buldular. Mozaikte Yunan mitolojisinde kendi yansımasına aşık olan ve kendine bakarak yitip giden Narcissus’un etiketi vardı. Burada, ilgisi daha odaklı; kendi ereksiyonuyla takıntılı bir halde.

Fotoğraf: ARCAP
Bu keşif tüm modern ince zevklerimize karşın, antik erotik sanata nasıl hayranlık duyduğumuzu gösteriyor.
Sokak levhalarındaki, kapılardaki, bahçelerdeki ve şimdi de umumi tuvaletlerdeki devasa penislerin Roma emperyalizminin ‘fallokratik’ kibrinin somutlaşmış hali olduğu sonucuna varmadan önce bir durmak gerek. Roma’nın fallik sanatı antik Yunan’ı takip ediyordu.
M.Ö. 480 yılında sanatçı Douris imzası taşıyan kırmızı figürlü bir taşıtta satirler çılgın bir parti veriyor. Bir tanesi erekte haldeki penisinin üstündeki bardağı dengede tutabilmek için vücudunu geriye doğru eğip ellerini yere bastırıyor. Yunan vazoları ‘penis fotoğraflarıyla’ doluydu ve bunlar hayret verici bir şekilde canlı görünüyordu. Yunanlar bunları gerçekten yapıyor muydu?
Bunlara kıyasla Mısır sanatı daha ‘utangaç’ görünebilir. Yine de en eski Mısır tanrılarından biri, erekte olmuş penisi elindeyken resmedilmiş Priapus gibi ‘şehvet düşkünü’ Min’di.
Yunan ve Romalılar kendi mitleriyle dalga geçiyor
Yine tarihte geriye gittiğimizde, British Museum’da bulunan Neolitik çağdan kalma iki aşığın birbirlerine dolandığı 11 bin yıllık bir heykel bulunuyor. Borumsu bedenleri ve yuvarlatılmış kafaları şüphe bırakmayacak şekilde fallik. İkisi de erkek mi? Bugün müze bu güzel nesneyi LGBTİQ turlarında gösteriyor.
Buradaki asıl soru, tüm bu penisler ne anlama geliyor? Türkiye’de bulunan tuvalet mozaiği Yunan ve Romalılar’ın kendi mitleriyle dalga geçebildiğini gösteriyor. Bu aynı zamanda kamusal olarak eşcinsel bir atmosfer olduğunu da işaret ediyor.
Ya da belki de, Payne Knight’ın penisin dini bir tarikatı olduğuna dair fikri çok da çılgınca değildir. Mozaikte Narcissus tıpkı Mısır tanrısı Min gibi penisini sol elinde tutuyor. Aslına bakılırsa, British Museum’daki penis aşıkları figürü Orta Doğu’da tarım gelişirken yapılmış. Belki tüm bu fallik nesne ve görseller Dünya’nın tohumlanmasını kutluyordur.
Guardian‘dan derlenmiştir.