Ankara belediye başkanlığı görevi sona erdikten sonra ilk kez konuşan Melih Gökçek, Atatürkçü yayın çizgisi kendi siyasi çizgisine ters, geçmişte kendisi aleyhinde yüzlerce habere imza atmış Sözcü gazetesinde köşe yazmak istediğini söyledi.
Gökçek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle 28 Ekim 2017’de istifa etmişti.
Gökçek, Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’e 23.5 yıl süren belediye başkanlığı dönemiyle ilgili açıklamalar yaptı.
Tatildeyim, deyip iş istedi
İstifa sürecine ve halefi Mustafa Tuna’nın projelerini iptal etmesine ilişkin konuşmayan Gökçek, eşi Nevin Gökçek’le birlikte tatilde olduğunu belirterek şunları söyledi: “Başkanlık görevinden ayrıldıktan sonra yazılanları, yorumları yakından takip ediyorum. Bol bol tweet atıyorum. Birkaç gün önceki bir tweetim tam 426 bin tıklanma almış. Eğer Sözcü yönetimi uygun bulursa, Sözcü’de yazmayı da çok isterim. Farklı görüşler olur. Aslında çok maaş da istemiyorum. Ben yazmaya hazırım. Başka bir yerden yazmam konusunda öneri geldi. Ancak ben Sözcü’de yazmayı tercih ederim.”
Gökçek, 23.5 yıl önce ilk belediye başkanı olduğundan bu yana Sözcü yazarı Emin Çölaşan’la ağır tartışma halinde. Hatta Çölaşan’ın Hürriyet’ten çıkarılmasında Gökçek’le arasındaki ederi milyonlarca lirayı bulan tazminat davaları baş rolü oynamıştı.
‘CHP’lilerle fark var, biz yolsuzluk mu yaptık?’
“Milletin malına sahip çıktık. Söylenti çıkaranlar sahtekardır. Allah haram yemeyi nasip etmesin” diyen Gökçek CHP’li belediye başkanların görevden alınmasına ilişkin, “Onların görevden alınmasıyla, bizim istifa etmemiz arasında fark var. Biz yolsuzluk mu yaptık? Yapsak anamazı ağlatırlar, duman ederler” dedi.
Tartışılan uygulamalara ilişkin ne dedi?
Melih Gökçek eleştirilen uygulamalarıyla ilgili şu bilgileri verdi:
Tandoğan, Kızılay, Ulus’ta ne oldu?
“Tandoğan Meydanı’na yaptığım tek düzenleme bir saat kulesi koymak oldu. Onu da estetik olsun diye yaptırdım. Benden önce orası Ankaray durağı olarak planlanmış. Meydan vardı da ben mi kaldırdım. Kızılay’da ne yapmışım? Ortaya bir lale koydum, trafik etrafında dönsün diye. Sıhhiye Meydanı’nı kaldırmadım, tam tersine Abdi İpekçi Parkı’na doğru meydanı büyüttüm. Heykeli de ben koymadım. Ulus’u meydan yapmaya çalışıyordum. Gençlik Parkı’nın karşısındaki binaları yıkıp meydan haline getirme çalışmasını sürdürürken görevden ayrıldım.
Ankapark savunması
Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerinde yapımını başlattığım Ankapark yaklaşık 450 milyon dolara mal olacaktı. Bugüne kadar 1 milyar 253 milyon lira harcama yapıldı. Örneğin bizim parkımızda bin 217 oyuncak var, Fransa’da 70-80 oyuncak var. Bana ‘Bu parkı niye yaptın?’ diye soruluyor. Ankara’ya yılda 900 bin civarında yabancı geliyor, bunların büyük bir kısmı da diplomat. Turistik amaçla gelen yabancı sayısı 200 bini bile bulmuyor. Ankara, turistik yönden küçük şehirlerden bile geride…
Atatürk Orman Çiftliği: Atatürk’ün istediğini yaptık
Belediye demek yol, kanalizasyon demek değil. Ekonomiyi ayakta tutabilmek için turizm altyapısını da yapacaksınız. Atatürk Orman Çiftliği’nin Disneyland yaptığımız arazisi ot ve otlaktı. Biz ağaç kesmedik, aksine ithal ağaçlar diktik. Nisan ayında Ankapark’ı açıp, ardından hayvanat bahçesine başlayacaktık ama olmadı.
Bizi, Atatürk’ün mirasına ihanetle suçlayanlar oldu. Atatürk’ün kaleme aldığı yazı var, ‘Atatürk Orman Çiftliği, insanlarımızın gezmesi, eğlenmesi, dinlenmesi için de kullanılmalı’ diyor. Atatürk’ün vasiyetine uygun olarak bu planlamayı yaptık. Bu projemiz Ankara’nın istikbali olacaktı. Katiyen pişmanlığım yok.”