Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, ‘borç yapılandırma’ konusuna açıklık getirerek, yapılanın ‘yapılandırma’ değil ‘yeniden vadelendirme’ olduğunu söyledi.
NTV’ye konuşan Şahenk, “Biz yeniden yapılandırma yapmıyoruz. Ne bir kesinti ne de iskonto istiyoruz. Piyasadaki faizi baz alıyoruz” dedi.
Doğuş Grubu’nun dövizdeki kur farkından dolayı zarar ettiği gerekçesiyle bankalarla masaya oturduğu ve borç yapılandırması istediği öne sürülüyordu.
Grubun Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) gönderdiği 2017 yılı bilançosuna göre bankalara 23.5 milyar liralık borcu bulunuyor. Yine bilançoya göre grup geçen yıl 2 milyar 800 milyon lira, 2016 yılındaysa 2 milyar lira zarar etti.
Son birkaç ay içerisinde Türkiye’nin önde gelen sermaye grupların bankalardan borç yapılandırması talebinde bulunmuştu.
‘Biz bu programa inanıyoruz’
Şahenk söz konusu kredi yeniden vadelendirmesinin iki artı dört şeklinde altı senelik olarak belirlendiğini, yani iki yıl faiz ödemeli, dört yıl ana para artı faiz ödemeli olduğunu dile getirdi. İşadamı, bütün bankaların yüzde 150’ye yakın teminatlandığını da ekledi.
Bankalarla yapılan anlaşmaya ana hissedarların da imza attığını dile getiren Şahenk, “Biz bu programa inanıyoruz. Biz kimseye ağırlık olmak istemiyoruz, istediğimiz şey 35 bin çalışan arkadaşımızla yeni oluşan stratejimizle ileriye dönük koşabilmek” dedi.
Doğuş Grubu CEO’su Hüsnü Akhan’ın aktardığına göre bankalara sunulan programda teminatlara ilave olarak gayrimenkul ipoteği ve şirket rehni teminatları da ilave olarak Şahenk ailesi de imza verdi.
Gruba ait beş şirketin altındaki yaklaşık 2.3 milyar avro tutarındaki kredilerin yeniden vadelendirmeye tabi tutularak, bunlar için yaklaşık 3.6 milyar avro tutarında teminat havuzu ortaya konduğu ifade edildi.
Şahenk bunun bir ‘köprü kredi’ olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
‘Türkiye şu anda en ucuz dönemini yaşıyor’
Doğuş Grubu’nun yaşadığı zorlukları Türkiye’nin ekonomide yaşadığı sıkıntılara benzeten Şahenk şöyle devam etti: “Ekonominin belirli bir süre soğutulmasının, cari işlemler açığı olsun tasarruf anlamında yani aslında devletimiz de şu anda faiz dışı fazla verebilmesi için doğru önlemleri alıyor. Bizim bir kere bunların arkasında olmamız lazım. Kısmen belirli bir ölçekte şu anda Doğuş Holding’in kendi içinde yaptığını Türkiye Cumhuriyeti devleti yapıyor. Onun için bu orta vadeli planda da biz nasıl kendimize nakit akışı çıkarıp olayımızı görüyorsak, devlet de bunu yapıyor. Burada güzel olan şey, bu orta vadeli planda bütün ekonomideki paydaşlara görevler düşmesiydi. Bunun parçası olabilmemiz, paylaşımcı olması çok önemli. Kısa vadede tabii ki bu mali politikaların, tasarruf demeyeyim de ticarette biraz baskısı olabilir. Ama rakamlar düzeldikçe, benim hiçbir endişem yok sermaye piyasalarıyla ilgili. Bono yatırımcısı, yabancı sabit getiriye yatırım yapan yatırımcılar belli fiyatlarda belli durumlarda muhakkak gelirler, Türkiye’de satın almaya başlarlar. Burada önemli olan, bu programın açıklanması ki, çok güçlü açıklanacağına ben inanıyorum. Bunun arkasında toplum olarak olmamız ve bunun uygulandığını piyasaya gösterdiğimiz zaman doğru reformlarla bu işin arkası rahat gelir. Çünkü Türkiye gibi inanın ki şu anda böyle fırsatları olan çok az ülke var. Bence Türkiye şu anda en ucuz dönemini yaşıyor.”
‘Yaptığımız yatırımların yüzde 81’i memleketimizde’
Türkiye’ye çok bağlı olduğunu dile getiren Şahenk, sermayesini yurt dışına taşıdığına yönelik haberlere ilişkinse şunları söyledi: “2005-2017 yılları arasında grubumuz, 9 milyar dolarlık yatırım yapmıştır. Bunun 8.6 milyar dolarını işlerimize, 400 milyon dolara yakınını da sosyal sorumluluk projelerine imza atmıştır. Yaptığımız yatırımların yüzde 81’i memleketimizdedir. Yüzde 19’u da demin bahsettiğimiz restoranlar olsun marinalar olsun yutdışınadır. Ben onlara finans sistemini ve dünya gerçeklerini biraz anlamaktan uzak düşen insanların yaptığı yorum olarak bakıyorum.”