MESUDE DEMİR
Sağlık Bakanlığı’nın aile hekimlerinden geriye dönük aşı retçilerinden ıslak imzalı belge almalarını istemesi tepkilere yol açtı. Hekimler ayın bitmesine günler kala yapılan düzenlemeyle, sayıları sürekli artan aşı retçilerine değil, bunu dijital kayıt altına alan hekim, hemşire ve ebelere ceza kesildiğini söyledi.

Sağlık Bakanlığı, çığ gibi büyüyen aşı reddine karşı çözüm buldu; dijital program üzerinden aile sağlığı merkezlerine gönderdiğiyle yazıyla, kağıt belge istedi. Aldığımız bilgiye göre retçilerle kendileri de görüşüp, aşı yaptırmaya ikna etmeye çalışacaklar. Ancak bu palyatif adım, aşı tereddüdü ve daha kötüsü olan reddini önlemekten uzak. Uzmanlar bakanlığın çok daha etkili adımlar atması gerektiğini söylüyor.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, aile hekimlerinin aslında aşı retlerini bilgisayar programları vasıtasıyla dijital olarak kayıt altına aldığını, dolayısıyla da bakanlığa bildirdiğini hatırlattı. Aşı reddi sorununun her geçen gün büyüdüğünü belirten Kırımlı, şöyle devam etti: “Dijital kayda geçiren bakanlığın kendisi. Muhtemelen aşı reddi çok arttı. Dijital ortamla, ıslak imzalı kayıt arasında ne fark var? Zaten bizden başka bu retçileri takip eden de yok. Veryansın etmemizin sebebi, 31 Mayıs’a kadar geriye dönük retçilerden ıslak imzalı belgeleri almamızın istenmesi. Alamamamız halindeyse tüm aile sağlığı merkezi çalışanlarının ücretlerinden yüzde 10 kesinti yapılacak.”
Kriz büyük, çözüm giderek zorlaşıyor
Covid aşılarından sonra aşı reddi sorunun daha da büyüdüğünü vurgulayan Kırımlı, şunları söyledi: “Dört yıldır ‘tansiyonum çıktı, başım ağrıyor, kalp krizi geçirdim, aşıdan mı?’ diyenlerle uğraşıyoruz. Sanki aşıdan önce bunlar yoktu. Kimse de arkamızda durmuyor. Covid aşılarından sonra çocukluk çağı aşıları tereddüdü ve reddi arttı. Biz de çok yorulduk. İkna edecek gücümüz kalmadı. ‘Aşı reddim var’ diyene, ‘ne halin varsa gör’ der hale gelindi. Oysa büyük bir krizimiz var. Boğmacadan, hepatit A’dan, kızamıktan hastanede çocuklar var. Kızamıktan insanlar ölüyor. Aşı reddinin sebebi çocuk hastalıkları uzmanı olan Sağlık Bakanı’nın kendisi ve bunun için bir şey yapmaması. Aşıda kriz büyük. Biz bunu çözebilecek noktayı geçtik.”
Bakanlığın aşı reddini önleme gibi bir niyetinin bulunmadığını öne süren Kırımlı, şöyle devam etti: “Mesela bir kısım insanlar yurtdışında oluyor ya da çocuk hastalanıyor, aşısını birkaç hafta ertelememiz gerekiyor. Bakanlık erteleme için kağıt talep ediyordu. Ama aşı reddi için talep etmiyordu. Dijital bildirimi yeterli sayıyordu. Bakanlığın aşı reddini önlemek için çözümü yok, yaklaşımı yok! Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Asamblesi’nde. Muhtemelen orada kızamık vakaları soruldu. Bakan Koca aşılama oranını yüzde 95 olarak gösteriyor. Bu orana gerçekten sahip olsak, Avrupa’nın en çok kızamık görülen ülkesi olmazdık. Aşı retlerini sistemden çıkarıp hesaplar yapıyor ve bu verileri paylaşıyorlar.”
Dönem dönem aşı sıkıntısı da yaşanıyor
Aşı karşıtlığının bir tsunami gibi geldiğini belirten Kırımlı, Koca’nın çıkıp kızamık, boğmaca, hepatit A salgınları bulunduğunu söylemesi ve aşılanma çağrısı yapması gerektiğini söyledi. Kırımlı ayrıca gerekli yasal düzenlemeleri de beklediklerini vurguladı. Kırımlı aile sağlığı merkezlerinin aşı tedariğinde sorun yaşandığını da anlattı: “Dönem dönem ya hepatit A ya tetanos ya başka bir aşı eksik oluyor. İlçelerde, illerde gruplarımız var. Hekimler olarak birbirimizden aşı bulmaya çalışıyoruz. İki, üç yıldır böyle. Bu atmosferi anlatamıyoruz. Korkunç bir atmosfer var aşıyla ilgili.”
Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Başkanı Dr. Ahmet Kandemir ise şu açıklamayı yaptı: “Bakanlığın yazılım sisteminde yaptığı güncellemeden dolayı bir problem daha ortaya çıktı. Aşı reddi yapılmış, imzası alınmış ve bilgileri müdürlüğe sunulmuş hastalardan yeniden evrak düzenlememiz ve onları tekrar kurumlara çağırmamız beklendiği bildirildi. Sistemde hata varsa bile arşivlerden bunu onaylayabilecekken veya ay başında bilgilendirme yapılarak uygulamaya konulabilecekken kendi hatalarının faturasını masa başından hastalara ve aile hekimliği çalışanlarına kesmek kabul edilebilir bir durum değil. Hastalar gelemezse veya ay bitmesine iki gün kalmışken hastalar çağrılmazsa, ki mümkün görünmüyor, aile hekimliği çalışanlarının hakedişlerinde kesinti yapılabilecek.”
‘Aşı reddinin sorumlusu hekimler değil, bakanlık’
Birlik Dayanışma Sendikası Üçüncü Şube Başkanı Dr. Yusuf Eryazğan, aile hekimleri, ebe ve hemşirelerin, aşı redlerinden sorumlu tutularak ayın son günlerinde performans kesintisine maruz bırakılmaya çalışıldığını söyledi. Bakanlığın aşı reddi yapanlarla kendilerinin de görüşmek için bu kararı aldığını belirten Eryazğan şöyle devam etti: “Sistem üzerinden bunların iletişim numarasını isteyebilirler. Halk sağlığı böyle yönetilmez. Aşı reddine izin veriliyor. Sorunu kağıtlar çözmez. Kanuni düzenleme yok. Retçiler telefonu olan herkese ulaşıyor. Yanlış bilgilendirme ve teşvikleri engellenmiyorken, aşı reddi yapanlar için her ay aile hekimlerinden hesap soruluyor. Aşı reddinin nedeni aile hekimleri değil, tehlikeyi göz ardı eden Sağlık Bakanlığı.”