ASUMAN AYDIN ORUÇOĞLU
Pandemiyle birlikte dünyada çığ gibi büyüyen bir psikolojik terapi şekli var; ‘Long Distance Therapy’; yani dijital terapi veya başka deyişle online terapi. Artık klasik koltuğa uzanmış hasta, elinde kalemi ve kağıdıyla başında oturmuş psikiyatri uzmanı görüntüsü tarihe karışıyor. 20 yıl önce psikiyatr David Sommers tarafından başlatılan uzaktan danışmanlığın popülaritesi ve etkinliği kişisel bilgisayar ve internet kullanımı yaygınlaştıkça artıyor.

Türkiye’de ise Covid 19 pandemisi uygulamanın yaygınlaşmasını beraberinde getirdi. Ve, yaptığımız görüşmeler bu uygulamanın pandemiden bağımsız olarak daha da yaygınlaşacağına işaret ediyor. Uygulama, ülkemiz için bazı sorunları da beraberinde getiriyor.
Kendisi de online terapi veren psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Mehmet Sungur uyarıyor: “Bu terapiyi, terapi eğitimi almış herkes yapabilir. Ancak ne yazık ki ülkemizde bir ruh sağlığı yasası olmaması ve YÖK Kanunu’nda da bu konuya açıklık getirilmemesi yüzünden sorunlar yaşanabilir. Terapi kavramının ülkemizde tanımı yok. Hem terapistlerin hem terapistini seçecek hastaların çok dikkatli olması gerekiyor. Terapistin eğitiminin Avrupa standartlarında olması gerekiyor.”
Bu terapi şeklinde ödül-bedel dengesinin önemine de dikkat çeken Prof. Sungur, psikiyatri alanının hastayla özel ilişkiyi esas aldığını beliritiyor. Yani terapist ve hasta kapalı kapılar arkasında çalışıyor. Bir cerrah ameliyatını göz önünde yapabiliyor. Prof. Sungur doğru teşhisin önemine dikkat çekiyor ve, “Çünkü ruhsal problemlerin altında organik sorunlar yatabilir. Terapist terapiye başlamadan böylesi bir sorun olup olmadığını belirlemelidir. Yoksa terapi yarardan çok zarar getirebilir” diyor.
Üç günlük eğitimle sertifika veriliyor
Kendisinin pandeminin getirdiği zorunluluk nedeniyle dijital terapiye başladığını, aksi taktirde uygulamaya mesafeli olmayı tercih edeceğini hatırlatan psikiyatri uzmanı Dr. Canan Efe, “Pandemi sürecinde yurtdışında ya da metropolde yaşayanlar, engelliler, kanser gibi bağışıklığı düşüren hastalıkları olanlar için online terapinin özellikle akut dönemlerde ideal olduğunu deneyimledik” diyor.
Online terapinin ABD’de salgın öncesinde de çok yaygın olduğunu bildiğini anlatan Dr. Efe, ülkemizde ruh sağlığıyla ilgili sancıların görmezden gelinemeyeceğine dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor:
“Pandemi sürecinde başladığım ve ortalama 20 seansta başarıyla sonlandırdığım vakalarım var. Ancak bu yöntemde bazı terapi tekniklerini uygulayamıyoruz. Hastadan öykü almak, sorunun altında fiziksel bir sorun olup olmadığını belirlemek hayati öneme sahip.”
Terapistin eğitiminin öneminin de altını çizen Dr. Efe, kendisinin bir tek sertifikasyon için 480 saatlik bir çalışma yaptığını ancak üç günlük eğitimle sertifika verildiğini bildiğini de sözlerine ekliyor. Türkiye’de bu konuda bir standardın olmaması ve yasadaki açık yüzünden denetim zorluğunun bulunduğunu anlatan Dr. Efe, ruh sağlığının soyut bir alan olması ve yasal boşluk nedeniyle ‘umut tacirleri’nin çok fazla olduğunu belirtiyor. Terapiye ihtiyacı olanlara kesinlikle ‘mucizevi’ diye lanse edilen çözümlere yönelmemelerini önererek, “Seçeceğiniz terapisti iyi araştırın” diyor.
Terapiye başlamadan önce temelde fiziksel bir sorun olup olmadığını anlamak gerektiğini belirten psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Aytül Çorapçıoğlu ise, “Bazı durumlarda danışanımı bulunduğu yerde yürütüyorum, bazı testler yapıyorum tabii hastanın öyküsü de çok önemli” hatırlatmasında bulunuyor. Bazı nörolojik ve tiroid gibi hormonal sorunların psikolojik yakınmalara yol açtığını belirten Prof. Çorapçıoğlu, hastayla uyumun da önemine dikkat çekiyor.
Güvenli ortam, mahremiyet sorunu ve beceri eksikliği
Uzmanlar, online terapide göz önünde bulundurulması gereken sorunları şöyle sıralıyorlar:
*Sözsüz iletişim eksikliği nedeniyle terapist hastanın genişlemiş göz bebekleri, gergin ayak vurma veya seğirme gibi belirtileri fark edemeyebilir.
*Bir kişinin e-postası saldırıya uğrarsa veya yanlış kişiye bir mesaj gönderilirse gizlilik sorunları ortaya çıkabilir.
*Ekipman kullanımındaki sorunlardan kaynaklanan gecikmeler yaşanabilir. Örneğin teşhis için gerekli tahlil ve tetkikler müdahaleyi geciktirebilir.
*Hassas bilgiler uygun şekilde saklanmazsa veya ekipman doğru şekilde kullanılmazsa, teknoloji konusunda beceri eksikliği gizlilik sorunlarına yol açabilir.
*Şiddetli veya karmaşık zihinsel sağlık sorunlarını ele almada zorluk yaşanabilir.
*Online terapi özellikle ciddi psikolojik veya duygusal sorunları olan kişilerde her zaman iyi sonuç vermeyebiliyor. Şizofreni, ağır depresyon, bipolar veya intihar düşünceleri olanlar için geleneksel tedavinin daha uygun olacağı uzmanların birleştiği ortak nokta.
Online terapiden kimler faydalanabilir?
Konum, sağlık veya ulaşım sorunları nedeniyle bakıma erişemeyen kişiler için çevrimiçi terapi iyi bir seçenek olarak değerlendiriliyor. Ruh sağlığının birçok yönü dijital terapiyle ele alınabiliyor. Uzmanlar, online terapiden yarar sağlanacak sorunları şöyle sıralıyor:
Endişe
Depresyon
Yemek ve yeme sorunları
ilişki sorunları
Stres
Obsesyonlar ve kompulsiyonlar (OKB)
Ebeveynlik sorunları
Ne dediler?
Pandemi ve iş yoğunluğu nedeniyle yaşadığı anksiyete sorunu için online terapiye yönlendiğini ve bu uygulamadan yarar gördüğünü belirten E.A, internet ortamında yaptığı araştırmalar sonucu başvurduğu psikoloğunun önce kendisine konuyla ilgili eğitim dokümanlarını gönderdiğini ve ilk online seansta kendini anlattığını belirtiyor. İkna olduktan sonra terapiye başlayan E.A bu yöntemde ücretlendirmenin de daha makul olduğunu söylüyor.
Kanser nedeniyle kemoterapi alan annesinin yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle bir liyezyon psikiyatrisinde uzman bir isimden online terapi almasına önayak olan P.A. ise, “Henüz yolun başlangıcındayız. Annem bu konuda biraz direnç gösterdi ancak yeni yeni adapte oluyor. Umarım yüz güldürücü sonuçlar alırız. Bu yöntemin en olumlu yanı pandemi nedeniyle bağışıklığı çok düşük olan annemi koruyabilmek” diyor.
Pandemi öncesi İstinye Devlet Hastanesi’nde muayene için gittiği psikiyatri uzmanının yönlendirmesiyle psikodrama grubuna katılan A.A. ise; “Grup çalışması yapıyorduk. Pandemi nedeniyle aynı şeyi zoom üzerinden yapıyoruz. Sekiz kişiyiz. İki de terapistimiz var bizi yönlendiren. Elbette yüz yüze terapi gibi değil ama yararlı oluyor” görüşünü paylaşıyor.
Online terapinin tarihçesi
Uzaktan danışmanlık kavramı yeni değil. Örneğin, 20. yüzyılda Sigmund Freud ve diğer ruh sağlığı uzmanları, mektuplar gönderiyor, bu mektuplar aracılığıyla terapideki insanlara destek sağlayabiliyor ve onlardan geri bildirim alabiliyorlardı.
Kişisel bilgisayarlar ve internet kullanımı yaygınlaştıkça, uzaktan danışmanlığın popülaritesi ve etkinliği arttı. İlk başta, ruh sağlığı hizmetleri kendi kendine yardım kitapları ve çevrimiçi destek grupları şeklinde geldi. Teknoloji ilerledikçe, terapistler tedavi sağlamak için web sohbetleri, anlık mesajlaşma, metinler, e-postalar, video konferanslar ve mobil uygulamaları kullandılar.
Çevrimiçi terapi yapan ilk terapistlerden biri, David Sommers’dı. Bir ücret karşılığında internet üzerinden ruh sağlığı hizmetleri sundu. Sommers, tek bir seansta tavsiye vermek yerine, bakımı altındaki insanlarla terapötik ilişkiler geliştirmeye odaklandı. Online terapi sunmayı bıraktığında 300’den fazla kişiye yardım etmişti. İnternet terapisinin diğer önemli öncüleri arasında Ed Needham ve Leonard Holmes adlı iki terapist bulunuyor.