• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Rönesans’ı ve Hümanizma’yı sanat üzerinden anlamak: Uygarlığın Ayak İzleri

13/12/2019 21:56


H. AYHAN TİNİN

Sanat da var / Kitap

[email protected]

Her şey birdenbire olmadı.

Skolastik’ten, Hümanizma’ya geçerken kimse gelip ışıkları yakmadı.


Tarihsel süreçler böyledir zaten. Hangisi ne zaman biter, diğeri ne zaman başlar, bize okutulduğu kadar da keskin değildir geçişler. Fakat biz yine de biliriz ki, uygarlık tarihinde Rönesans benzersiz bir dönüşüm sürecidir.

İşte bu insanın yeniden değer kazanması sürecini, bu işin en önemli ve belirgin kanallarından sanat açısından değerlendiren kıymetli bir yapıt yayınlandı ‘Uygarlığın Ayak İzleri’.

Celil Sadık, oturmuş üşenmemiş yazmış. Rönesans döneminin sembol olmuş isimlerini ve onların yapıtlarını; hayat hikayeleriyle, eserlerin özgün öyküleriyle, ilginç detaylar ve anekdotlarda ekleyerek kitaplaştırmış.

Ortaya yalnızca resim ya da heykel sanatıyla ilgilenenler için değil, dönemi sanat penceresinden gözlemleyerek sosyal hareketlere de anlam vermek isteyenler için etkili bir yapıt çıkmış.

Daha önce de benzer yayınlar olmasına karşın bu yapıtın özelliği ne?

‘Uygarlığın Ayak İzleri’ tarihçiler için, sanat tarihçileri için, ressamlar ya da heykeltraşlar için yazılmamış.

Sokaktaki adam için yazılmış.

Sıradan, entelektüel kapasitesini arttırmak için şuurlu olarak okumaya gereksinim duyan, merak eden, bu insanlık tarihi denen şeyin içinde neler var diye araştıran kişiler için yazılmış.

Bir sanat kitabının ciddiyetini, bir toplumsal saptamanın detaycılığını, bir tarihsel sürecin herkesçe anlaşılabilir biçimde aydınlatılmasını öylesine uygun bir terkip ile birleştirmiş ki, kitabı elinize aldığınızda ara vermeden bir solukta bitirme ihtiyacı hissediyorsunuz.

Eğer önümüzdeki ilk yazda Roma ya da Floransa’ya gitme düşünceniz varsa; seyahat çantanıza ilk yerleştirecekleriniz arasında Celil Sadık’ın kitabı…

Özellikle zengin olup tüketmekle, üreterek var olmak arasında sağlıklı seçim yapamayan toplumlarda bu ve benzeri yapıtların değerli olduğu inancındayım.

Üretmek derken aklımıza hemen fabrikalar gelmesin, sanat da çok kıymetli, çok değerli bir üretimdir.

Piyasa değeri açısından değil, insanlık ve o toplumun uygarlık düzeyi açısından.

Resim, heykel, yazın, tiyatro her biri ölçüyü insanlık olarak koyar. Beşeriyet olmadan medeniyet olmuyor yazık ki…

Gelişim olur, teknolojik hız kazanma olur, zenginliğin tüketebileceği metalar çoğalır ve fakat ruhlar biraz çıplak, biraz yalnız, biraz kaygılı, biraz savruk kalır; beşeriyet mecburi, yoksa bir boşluk… Ne en yeni çıkan tablet modeli, ne ‘first class’ koltuklar, ne sofistike seçimler üzerinden ‘gusto’ getirilmeye çalışılan ‘life style’lar o boşluğu bir türlü doldurmaz.

Sanat yoksa; neyi aradığını bilmeden paylaşımsız, duygusuz, mutluluk yoksunu, hazza yönelmiş yaşamların, huzurlu bir uykuya dalması mümkün olmayan geceleri kalır geriye…

Sanat, çoğu kez söylendiği gibi bir hobi alanı değildir. Bir yaşam tarzıdır. Sanatçılar da bu yaşam tarzının biraz heyecanlı, biraz da bağıra çağıra sokakta oynarken akşam yemeği için eve girmeyi unutan, haylaz ve bir o kadar da sevimli çocuklarıdır.

O haylazlıkların, içten kahkahaların, kimi zaman büyük ve uyandıran cümlelerin, tatlı şımarıklıkların önü kesildiğinde insanlığın ürettiği, yalnızca endüstriyel metalardır. Ve ne yaparsan yap, tekdüzeliğin,
soğuk durgunluğunda, nesnel olan fakat keyif vermeyen, ölçülü fakat ufku açmayan, disiplinli ve yararlı ama hayal kurmaktan yoksun, tatsız tuzsuz bir hayat çıkar ortaya.

Sonrası gündelik cümlelerin “Adamlar yapıyor birader…”, “Dolar yıl sonuna ne olur dersin?”, “Semra’nın eski kocası evleniyormuş…”, “Bu kez de müdürlüğümü vermezlerse çıkıp konuşacağım…”, “Emekli maaşlarına yüzde kaç zam gelir?”, “Çocuklara da bir ev alayım, ondan sonra emekli olacağım…” sıradanlığında ya bir hastanenin acil servisine, ya alzheimer’ın karanlık çukuruna ya da bel ağrıları içinde, salonla tuvalet arasını koltuk değnekleriyle yarım saatte almaya doğru, evrilir gider
yaşam… Bir tık yukarısı şoförünün koluna girip, senin yürümene yardımcı olmasıdır!

Celil Sadık bizi bu fasit daireden çıkarmak için bir işaret fişeği fırlatmış ‘Uygarlığın Ayak İzleri’ kitabıyla… Bize de bunu sürekli bir aydınlığa çevirmek için; almak, düşünmek, okumak ve paylaşmak, daha da önemlisi sanatı hayatımıza katmak düşüyor sanırım…

Filed Under: Keyif

SON HABERLER

Ek gösterge ve öğrenci affına ilişkin teklif yasalaştı

Ek gösterge ile öğrenci affı düzenlemesini de içeren ekonomiye ilişkin … Devamı...

‘Varlık barışı’ uzatıldı

TBMM Genel Kurulunda kabul edilen önergeyle, 'varlık barışı' uygulamasından … Devamı...

Nebati’nin ‘enflasyon masalları’: Kontrol altına aldık

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, enflasyonu kontrol altına … Devamı...

Muhalefetten asgari ücret zammına tepki: ‘Ülkenin yarısını açlığa mahkum ediyorlar’

Muhalefet partisi liderleri açlık sınırı altında duyurulan yeni asgari … Devamı...

AFAD’dan altı il için orman yangını uyarısı

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Muğla, İzmir, Manisa, Bursa, … Devamı...

Hayır lokması dağıtan aile hekimleri: Sistem son nefesini verdi

MESUDE ERŞAN @mesudersan [email protected] Aile Hekimliği … Devamı...

RTÜK, müzik kanallarına Mabel Matiz’in yeni şarkısını yayınlamama talimatı vermiş

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi İlhan Taşçı, kurulun sanatçı … Devamı...

Peker’den yeni Demirören iddiaları

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, Yıldırım Demirören'e seslenerek … Devamı...

VoA: RTÜK, internet sansürünün önünü açmak için endişe verici bir seçim yaptı

‘İnternet yayın lisansı’ almadığı gerekçesiyle Radyo ve Televizyon Üst … Devamı...

Kabotaj Bayramı’nda konuşan İmamoğlu: Lozan ve Montrö olmasa özgür olmazdık

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı üç … Devamı...

Rod Stewart, ‘bir numara’ olan en yaşlı erkek şarkıcı unvanını elde etti
Matrix serisinin dördüncü filmi 21 Mayıs 2021’de vizyona girecek

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1704 gündür hapiste

YAZARLAR

Türkiye demokrasisinde siyasetçilerin halktan uzaklaşmaması mümkün mü?

Murat Sevinç

AKP neden oy kaybediyor?

İhsan Dağı

Cüneyt Arkın’ın ardından: Baş ucundaki ekmeğe bakarak uyumak

Azime Acar

Başka bir Cüneyt Arkın: Oğlum, İkinci Yenicilerle düştük kalktık biz gençliğimizde

Mustafa Dağıstanlı

Aradığınız motivasyona ulaşılamıyor

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Selamünaleyküm asker, aleykümselam bin Selman

Bahadır Kaynak

Rahmet dilemek, tarikatsız yapamamak ve siyasetçi olmak…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Murat Muratoğlu: Sadece mayıs açığı 13 adet Avrasya Tüneli’nin maliyeti

Akif Beki: YPG ve FETÖ’nün nerede terör örgütü olarak tanımlandığını bulamıyorsunuz

Ali Sirmen: AKP birden ‘ikna oluverdi’

Şeref Oğuz: Döviz bankalardan yurt dışına veya ev kasalarına akacak

İhsan Çaralan: NATO görüşmelerinden kim kazançlı çıktı?

Yaşar Aydın: Seçimi alacak formül bu mu?

Alaattin Aktaş: Haziran enflasyonunda alt sınır yüzde 3,12

Zafer Arapkirli: Jelibon zaferler…

Barış Yarkadaş: Ortada ne bir diplomasi zaferi var ne de bir kazanım var

Yavuz Selim Demirağ: Üstüne bir de ‘Jelibon Bank’ kur da coinler iflas etsin

Taha Akyol: Erdoğan’ın hangi dış politikası zafer değil ki?!

İki ayak, dört pati: Yedi yılda yürüyerek dünya turu

Timsah telli duvaklı gelin oldu: Belediye başkanıyla evlendi

Britanya bankasıdan ‘cinsiyet kimliği’ uygulamasını beğenmeyen müşterilerine: Hesabınızı kapatın

Su aradı, mezar taşı buldu

Dikkat, plajlarımız koruma altındaki caretta caretta kaplumbağalarının üreme alanıdır!

Atık maddelerle balık heykeli yaptılar

Bir dahaki sefere unutkanlığınız nedeniyle kendinize kızmadan önce tenisçi Humbert’i düşünün

Düşen leylek yavrusunu itfaiye ekibi yuvasına bıraktı

Kadın rektörden kadın personele: Kısa etek, açık yaka, yırtmaç, kot, tayt, askılı bluz giymeyin

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi