Dolar/TL haftaya yüzde 5 civarı değer kazancıyla başladıktan sonra bugün kazanımlarının hepsini koruyamadı. Piyasalarda, yeni Merkez Bankası (MB) Başkanı Naci Ağbal’ın işaret ettiği 19 Kasım’daki faiz kararı öncesi iç siyaset izleniyor.
Yabancı istekli ama…
TL’de dünkü yüzde 5’in üzerindeki hareket 2018 üçüncü çeyrekten beri yaşanan en belirgin değer kazancıydı. Bu kazanç yabancı yatırımcıların Türkiye pozisyonlarını artırmak için ne kadar istekli olduğunu gösterdi. Bir taraftan ise yeni atamalar sonrası iyimserliğin tamamının devam etmemesi piyasanın ilk adımları da görmek istediği anlamına geliyor.
TL’deki değer kazancı, ekonomi yönetiminde yeni atamalarla birlikte ekonomi politikalarında piyasa lehine net bir değişim olacağı beklentisinden kaynaklandı.
MB başkanlığından alınan Murat Uysal’ın yerine AKP’nin en kıdemli ekonomi yöneticilerinden Naci Ağbal; Hazine ve Maliye bakanlığından istifa eden Berat Albayrak’ın yerine ise Lütfi Elvan atandı.
Dolar/TL haftaya 8.58 zirvesinden 8.005’e kadar gerileyerek başladıktan sonra dalgalı ancak yükseliş yönlü bir seyir izledi. Güne 8.2 civarında başlayan dolar /TL 8.3850’ye kadar yükseldikten sonra 8.3’ün hemen altında işlem görüyor.
Dolar/TL saat 1603’de 8.2685/8.2800 seviyesinde işlem gördü. Aynı saate euro/TL 9.7663/9.7812 seviyesinde, sepet bazında TL ise 9.0170/9.0302 seviyesinde. Euro/TL’deki düşüş 10.19’dan başlarken, sepet bazında TL’deki düşüş ise 9.38’den başladı.
Bekleyip görecekler
Goldman Sachs, Elvan’ın atanmasının ardından yayınladığı raporda, yıl sonuna kadar faiz oranının yüzde 17’ye artırılacağı tahminini koruduğunu belirtti: “En önemlisi, gereken sıkılaştırmayı gerçekleştirmek için yeterince siyasi desteğin sağlanıp sağlanmayacağı.”
Brown Brohers ise Elvan’ın teknokrat kimliğine karşın yeni atamalar sonrası nasıl bir politika değişikliği olacağını görmek istediğini belirtti: “Bir değişim olacağını düşünüyoruz, ancak bunun Türk finansal-ekonomik sistemini sürdürülebilir bir yola sokmak için gereken yapısal değişiklikleri değil, mevcut yangını söndürmek için yeterli olacağını varsayıyoruz.”
İlk sınav 19 Kasım’da
Piyasalar hala siyasilerin ekonomi yönetimine ilişkin bu ani değişime yorumlarını duymak istiyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bugün yaptığı konuşmada, ‘faiz, kur, enflasyon prangasıyla modern kapitülasyonlara mahkum etmek isteyenlere karşı’ tarihi bir mücadele verildiğini söyledi. ,
Erdoğan, “Serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz vermeden, büyümeyi özel sektör eliyle sürdürmek kararlılığından vazgeçmeden, paranın milliyeti ve sınırı olmadığını gerçeğini unutmadan tüm gücümüzle çalışıyoruz” dedi.
Piyasa siyasette yeni görevden alma/atamaların olup olmayacağını da takip ediyor. Ancak piyasanın yeni atamaların ardından izleyeceği en önemli toplantı MB’nin 19 Kasım tarihli Para Politikası Kurulu (PPK).
Ağbal MB başkanı olarak ilk açıklamasını dün sabah yapmıştı. Açıklamada, fiyat istikrarı için tüm araçların kararlılıkla kullanılacağına dikkat çekilmiş, 19 Kasım’daki PPK’ya kadar mevcut durumun gözden geçirileceği; oluşacak veri ve değerlendirmelerle gerekli politika kararlarının alınacağı vurgulanmıştı.
Mesaj faiz artışına ilişkin ilk sinyal olarak yorumlandı.
Ağbal görevi Uysal’dan devralmasının ardından, hafta sonunda İstanbul’da kamu ve özel bankaların genel müdürleri, sivil toplum kuruluşları, iş çevreleri ve düzenleyici kurumlarla tek tek görüşerek ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi. Pazar günü akşam saatlerinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a brifing verdi.
Ağbal bu süreçte MB’nin mevcut yöneticileriyle de görüştü.
Yüzde 25’ten yüzde 3’e
Atama ve istifalar öncesi TL’nin dolar karşısındaki son üç yıldaki değer kaybı yüzde 55 civarındaydı. Bu verilere göre 22 gelişmekte olan para birimi değerlendirildiğinde TL açık ara en çok değer kaybeden para birimi konumunda. TL’nin bu yılki kaybı ise yüzde 30 seviyesinde.
Son dönemde rekabetçi TL söylemiyle birlikte uygulanan politikalar yabancı yatırımcıların portföylerinde sert azalışların yanında kamunun 2019’dan beri 130 milyar dolara yaklaşan döviz arzıyla sonuçlandı. Bu yıl yerliler 27.4 milyar dolar tutarında döviz ve altın alırken, yabancılar ise hisse senetlerinde 5.8 milyar dolar, sabit getirili varlıklardan 7.6 milyar dolar satış yaptı.
Yıllarca TL cinsi iç borçlanma piyasasında yüzde 20-25 ağırlığa sahip yabancılar bugünlerde bu oranı yüzde 3’lere kadar düşürmüş durumda. Türkiye’den portföy çıkışları dünyada getiri arayışının yüksek, TL’nin ise reel bazda tarihinin en düşük seviyesinde seyrettiği bir dönemde yaşanıyor. Bu nedenle bankacılar dünkü işlemlerin yabancıların düşük pozisyonlarını artırmak için ne denli canlı bir iştaha sahip olduğunu belirtmişti. Piyasada söylemler yerine eylemleri görme isteği de devam ediyor.
Türkiye’nin beş yıllık kredi iflas takası primi (CDS) geçen hafta 550 puan civarında dalgalandıktan sonra dün sert geriledi. CDS saat 16:09’da 467/477 baz puan seviyesinde.