MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Türkiye’nin yetiştirdiği, evrensel bilgi birikimine katkıda bulunan, başarılı bilim insanlarını ödüllendirmek amacıyla verilen Koç Üniversitesi Rahmi M. Koç Bilim Madalyasının sekizincisine uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Ayşe Zarakol’a layık görüldü.
Zarakol, 2013’ten beri Cambridge Üniversitesi’nde ulusl, ararası ilişkiler profesörü ve Emmanuel College’da siyaset bilimi araştırmacısı olarak görev yapıyor. Zarakol ödülünü Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Sitti ve Koç Üniversitesi Onursal Başkanı Rahmi Koç takdim etti.

Prof. Dr. Ayşe Zarakol, tarihsel sosyoloji ve uluslararası ilişkiler alanlarının kesişiminde yer alan ve uluslararası sistemde Doğu-Batı ilişkileri, dünya düzen(ler)inin tarihi ve geleceği, modernite ve egemenlik konularındaki kavramsallaştırmaları, yükselen ve gerileyen güçler ve karşılaştırmalı bakış açısıyla insani bilimlere yaptığı yenilikçi ve bütünsel olağanüstü katkıları nedeniyle madalyaya layık görüldü.

Zarakol çalışmalarında tarih, sosyoloji, hukuk gibi birçok alandan besleniyor. Ama çalışmalarının çoğu tarihe bakıyor. Asıl amacı içinde bulunduğumuz anı ve geleceği daha iyi anlamak. Zarakol tarihi doğru anlamadan ve bilmeden şu anda olanlar hakkında sağlıklı çıkarımlar yapmanın mümkün olmadığını söylüyor. Zarakolun özellikle ilgilendiği ve üzerinde çok çalıştığım konularsa, uluslararası düzende doğu batı ilişkileri ve bu ilişkilerin zaman içinde evrimi. Batı dışında modernite, devlet ve egemenlik kavramlarının anlamı, tarihsel evrimi yükselme ve gerileme, uluslararası düzensizlik ve sonuçları yine çalıştığı ana konular arasında yer alıyor. Zarakol, uluslararası ilişkiler tarihinin hep batı-Avrupa merkezli anlatılmasına ve 17’inci yüzyıldan itibaren başlatılmasına itiraz ediyor. 13’üncü yüzyıldan itibaren başlatıyor.
Zarakol’un 2022’de Cambridge University Press’ten çıkan ve şimdiden birçok ödüle layık görülen son kitabı Before the West: The Rise and Fall of Eastern World Orders, (Batı Öncesi: Doğu Dünya Düzeninin Yükselişi ve Çöküşü) Avrasya odaklı uluslararası ilişkiler için alternatif bir küresel tarih öneriyor. Zarakol’un Koç Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlanmış Yenilgiden Sonra: Doğu Batı ile Yaşamayı Nasıl Öğrendi isimli bir kitabı da bulunuyor. Bilim insanının akademinin dışına çıkarıp kitlelerle buluşmasını sağlayan kitap Türkiye, Japonya ve Rusya’nın Batı ile ilişkileri derinlemesine ve karşılaştırmalı inceleniyor. Uluslararası sisteme entegrasyonunu irdeliyor.
‘Gazze’de sessiz kalan batı uzun vadede bundan zarar görecek‘
Zarakol Kuruçeşme Divan’daki törenden önce Diken’in de sorularını yanıtladı. Batı ülkelerinin İsrail’in Gazze’de yaptıkları karşısında seyirci kalmalarını eleştiren Zarakol, “İki yüzlü oldukları üzerine daha önce yazmıştım. Burada batı iki yüzlü bile değil. ‘Mış mış’ gibi bile yapmadılar. Biraz şaşırtıcı oldu. Çünkü bir taraftan ‘krizdeki liberal uluslararası düzen, Ukrayna savaşı sayesinde tekrar bir toparlandı, batı değerlerine sahip çıktı’ deniyordu. Tavırları çifte standart ve dünyanın diğer yarısında nasıl algılandığına çok dikkat etmiyorlar. İsrail’e kırmızı çizgi çizmemenin uzun vadede zararını batı ve son demlerin yaşadığımız liberal uluslararası düzen görecek” dedi.

‘Liberal düzen gidecek ama gelecek düzensizlik beni endişelendiriyor‘
Zarakol mevcut liberal uluslararası düzenin değişeceğini düşünüyor. Doğudan yükselen yeni düzene dikkat çekiyor. Yeni düzeni Çin’in kuracağını savunanlar var. Ancak Zarakol farklı değerlendiriyor: “Aslında Çin alternatif bir şey sunmuyor. Yani tabi ki Çin’in ağırlığı artacaktır. Ama bunun yerine uzun bir süre düzen kurulamayabilir ki bu beni daha çok endişelendiriyor. Yani hani bu düzen gitse yerine yine belli kuralları olan bir düzen gelse olur. Ona bir şekilde alışmak mümkün. Düzensizlik daha büyük bir sorun. Son kitabımda da 17’inci yüzyıldaki düzensiz dönemden bahsediyorum. Neredeyse 100 yıl süren, çok çalkantılı bir dönem yaşanmış. Avrupa’da 30 yıl savaşları, Bizde Celali isyanları. O zaman da iklim krizi, soğuma var. Şimdi ısınma. Savaşlar, güç çekişmesi, iklim krizi, yapay zeka yani çok farklı bilinmeyen faktör birleşip uzun, düzensiz bir dönem yaratabilir.”
‘Düzensizlik şirket devletler doğurabilir‘
Peki öngördüğü belirsizlik dönemlerinin sonuçları ne olabilir? Bu soruya karşılık Zarakol, “Eski kurumlar, yapılar, düzenlerin bir noktada artık işe yaramadıklarını görüyoruz. Sonra yerlerine yeni şeyler çıkıyor. Mesela o ulus devlet oluşumu. 17’inci yüzyıldan sonra, dünyanın merkezinin doğudan batıya kayması. Uzun süre düzensiz, çalkantılı dönemde kalırsak çok alıştığımız, hiç değişmeyeceğini zannettiğimiz şeyler (piyasa ekonomisi, ulus devlet modeli vs.) yerlerini tamaben başka aranjmanlara bırakabilir. Bunu şu anda bile görebiliyoruz. Mesela Elon Musk devlet insanı gibi davranıyor, o muameleyi görüyor. Ulus devletlerin yanında şirket devletler olabilir. Onlar uluslararası ilişkilerinden bahsediyor olabilir.”
‘Batı en baştan eşitlikçi bir sistem kursaydı belki bu noktada olmazdık‘
Halen kullanılan uluslararası yapıların 20’inci yüzyıl siyasetinin ürünleri olduğunu ve günün ihtiyaçları, karşılayamadığını savunan Zarakol, şöyle devam etti: “Şu anki krizlerle ne kadar başa çıkabilirler? Yani başka zamanın kurumlarıyla, 21’inci yüzyılın sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Belki başka türlü uluslararası kurumlar yapılar düşünmemiz lazım ama o vizyon yok. Mesela Birleşmiş Milletler örgütü, 19’uncu, 20’inci yüzyıl başı dinamiklerinden çıktı. Ama şu anda öyle değil. Yani Amerika tabii ki süper güç ama sözü geçen ya da geçmesini isteyen bir çok başka ülke var. En baştan batı egaliter (eşitlikçi) bir sistem kurmuş olsaydı belki bu noktada olmazdık.”
‘Son yılların liderleri düzenliğin bir parçası aslında‘
Son yıllarda pek çok ülke otoriter liderler tarafından yönetiliyor. Zarakol bunun da yaşadığımız anın bir semptomu (göstergesi) olduğunu düşünüyor: “Hem otoriterleşme var hem de sistemin kişiselleşmesi. Amerika’da da var. Bu bir küresel bir eğilim e tabii ki böyle liderler de iş yapmak ve diplomaside de görüşmek için kendilerine benzer liderler istiyorlar. Her yerde bu tip liderler var ve sayıları giderek artıyor. Çok farklı siyasi sistemler aynı tip lideri nasıl yaratsın? Bu belirsizlik zamanlarında daha keskin çizgilerle, ‘siyah-beyaz’ gibi konuşan, belirsizliği azaltacağını düşündüğümüz liderlere belki toplum olarak daha meyilli oluyoruz. O yüzden onlar da bu düzensizliğin parçası.”
Çalışmaları ağırlıklı olarak doğu üzerine olan Zarakol, “İnsanı pek çok olay karşısında tepkisiz, ilgisiz olan batı bir yandan doğuya mı benzemeye başladı?” sorumuza karşılık Zarakol, “Öyle diyebiliriz. Aslında batıyla doğu birbirinden çok ayrı şeyler değiller. Aynı sistemin parçası. Kafamızda çok aşırı bir ayrım yapmışız, batı böyledir, doğu böyledir diye. Aynı sistemin parçası oldukları için de aynı eğilimler her tarafı etkiliyor. Batı da büyük yapısal dinamiklerden etkileniyor. 20’inci yüzyıl demokrasi, liberalizm lüksü yaşayabilmiş ülkeler averaja kayıyor.”