MESUDE ERŞAN
@mesudersan
[email protected]
Enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, yayılımı devam eden maymun çiçeğinin Türkiye’de şu ana kadar görülmemesi ihtimalinin olmadığını söyledi.

Şenol, hastalıkla ilgili tüm sağlık sisteminin uyarılması, yurtdışından gelenlerin belirtiler konusunda bilgilendirilmesi ve vahşi hayvan ticaretinin bitirilmesi gerektiği konusunda uyardı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) son verilerine göre, maymun çiçeği Afrika kıtası dışında 27 ülkeye yayıldı. Vaka sayısı 780’e ulaştı. Bunlar kanıtlanmış vakalar. Örgüt bu sayının gerçek vaka sayısının altında olduğunu hatırlatarak küresel risk seviyesinin ‘orta’ düzeyde olduğunu belirtti. Önceki hafta açıklanan vaka sayısı 257’ydi.
Bugüne kadar hastalığın kökeni Afrika ülkeleri dışında, ABD, Britanya, İspanya, Portekiz, Kanada, Almanya, Fransa, Hollanda, Birleşik Krallık, İtalya, Belçika, İsviçre, Birleşik Arap Emirlikleri, İrlanda, Avustralya, Çek Cumhuriyeti, Slovenya, İsveç, Danimarka, İsrail, Avusturya, Finlandiya, Macaristan, Letonya, Malta, Norveç, Cebelitarık, Fas, Arjantin ve Meksika’dan vakalar bildirildi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca konuyla ilgili son açıklamasında, virüsün Türkiye’de görülmediğini söyleyerek “Lüzumsuz gündem yapmayalım, vatandaşı tedirgin etmeyelim” dedi.
‘Bütün sağlık sistemi alarma geçirilmeli‘
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu’ndan Prof. Dr. Şenol bakandan farklı düşünüyor. Hastalığın tanı, tedavi ve takibiyle ilgili bakanlığın henüz herhangi bir kılavuz, rehber vs. hazırlamadığını söyleyen Şenol, şöyle uyardı: “İlk aşamada, kamunun ve hekimlerin bilgilendirilmesi, koordine edilmesi gerekiyor. Hangi merkeze, ne şekilde örnekler yollanacağı belirlenmeli. Birinci basamaktaki hekimler ve bütün sağlık sistemi bu konuda alarma geçirilmeli. Kamu bilgilendirilmeli, uyarılmalı, hangi belirtiler olduğunda hastaneye başvurmaları gerektiği anlatılmalı. Vahşi hayvan ticaretinin önünün alınması çok ama çok önemli. Acil olarak Afrika’dan vahşi hayvan ticareti engellenmeli. Yurtdışından gelen yolcular da bilgilendirilmeli, belirtileri halinde belirli merkezlere başvurmaları söylenmeli.”
Aşıyla yeryüzünden silinen çiçek virüsüyle aynı aileden olan maymun çiçeği, insanlarda 1970’lerden beri tespit ediliyor. Ancak ilk kez Afrika kıtası dışında bu denli yayılıyor. Hastalık Covid-19 kadar bulaşıcı ve ölümcül değil ama son vakalarla, salgına yol açma kapasitesi olduğunu tüm dünya gördü.
Afrika’da vahşi hayvan ticareti, kesimi yapanlar ya da bunlarla temas edenlere geçen hastalık, 2003’de ABD’ye taşınmıştı. Hayvan satılan mağazalarda Afrika’dan getirilen kemirgenlerle köpeklerin bir arada tutulmasıyla insanlara ulaşmış ve salgına yol açmıştı.
‘Farklı türleri, uzun süredir yayıldığını işaret ediyor‘
Şenol, şöyle dedi: “Bu kez insandan insana yayılımını izliyoruz. Çok yakın temasla geçiyor. Ortak kullanılan çarşaf ve giysilerle, çiçeğe benzeyen lezyonlara doğrudan dokunmakla, vahşi hayvan etinin çiğ tüketilmesi veya ısırmasıyla, hasta insanın solunum salgılarına temasla bulaşıyor.”
Virüsün ilk genomik analizleri, salgının çoktandır dünyada yayıldığını gösteriyor: “Üç-dört farklı virüs sekansı var. Son salgında dikkatimizi çeken daha çok erkeklerde (homoseksüel erkekler) tespit edilmesi. Çünkü çok yakın ve uzun süreli temas bulaşmada rol oynuyor. Aslında cinsel yolla bulaşan bir hastalık değil. Ancak uyuz hastalığındaki cinsel temasın bulaşmada bir etken olduğu varsayımı var.”
Atipik vakalar bildiriliyor
Maymun çiçeği, çiçek hastalığının hafif hali. Önce ateş, baş ağrısı, şiddetli halsizlik ve kas ağrıları yapıyor. İki ila üç gün sonra genellikle yüz, ağız, bazen genital bölgede, el içi ve ayak tabanlarında içi sıvı dolu kabarcıklar çıkıyor. Kabarcıkların içi hızla iltihapla doluyor ve ardından kabuklanıyor. Oldukça ağrılı bu lezyon ve döküntüler toplam iki ila dört hafta kadar sürebiliyor. Bulaşıcılığının en yoğun olduğu bu dönem.
Şenol, “Ancak vaka sayısı arttıkça, tipik olmayan vakalarla ilgili raporlar da gelmeye başladı. Gözden ve dikkatimizden kaçırabileceğimiz, söylediğim tarzda döküntülerin olmadığı vakalar var” dedi.
Afrika’nın sorunu sanıldı, yıllarca ihmal edildi
Covid-19 bir RNA virüsüydü ve sürekli mutasyon geçirdi. Maymun çiçeği ise DNA virüsü. DNA virüsleri çift kopya oldukları için çok fazla hata yapmaz, dolayısıyla mutasyon sıklıkları çok daha düşük. Ama bu mutasyon yapmayacakları ya da yapmadıkları anlamına gelmiyor. Araştırmacılar şimdiye kadar hangi mutasyonları biriktirdiklerini anlamaya çalışıyor.
Şenol’un değerlendirmesi şöyle: “DNA virüsleri mutasyonları daha yavaş biriktirirler. RNA virüsleri hata felaketi yapar. Hata felaketini önlemek için çok fazla çoğalır. Çoğaldıkça da içindeki batı mutantlar hemen anlam kazanır. Maymun çiçeği virüsü böyle değil. Ancak 1970’lerden beri gözden kaçırdığımız, Afrika kıtasındaki salgınlarda da yeterince global bir çaba sarf etmediğimiz için mutasyonlar şimdi araştırılıyor. Önlemlerini almayan, kaynaklarını iyi kullanmayan ülkeler salgının zayıf halkası olur.”
‘Şimdilik’ pandemi potansiyeli yok
Maymun çiçeğinden bir pandemi beklenmiyor. Ancak sessiz ve hızlı yayılan bir salgın. Çiçek aşısı bulunan 40-50’li yaşlarındakiler şanslı. Çünkü aşı maymun çiçeğine karşı da koruyor. Ancak hastalık bitince aşılaması da bitti. Şenol ilk kez bu kadar duyarlı grupla karşı karşıya olduğumuzu söyleyerek, şöyle devam etti: “Çiçek hastalığıyla hiç karşılaşmamış ve hiç aşılanmamış büyük bir grup var. Dolayısıyla bu ve çok uzun süredir sessiz hastalığın seyrini gözden kaçırmamız tüm dünyanın ortak bir çaba göstermemesi durumunda, salgının da (en azından kontrol edemeyen ülkelerde) sıkıntılı süreçlere yol açacağını gösteriyor. Kaynak kısıtlılığı olan ve hastalığın iyi yönetilemediği Afrika’da yüzde 3-6 gibi ölüm oranlarına rastlanmıştı. Virüsün daha ciddi mutasyonlar yaparak karşımıza gelebilir. O yüzden cidde alınmalı.”