Türkiye’de 52 milyon aktif sosyal medya kullanıcısı var. Çoklu baro uygulaması ve Ayasofya’nın ibadete açılması sonrasında şimdi gözler ‘sosyal medya düzenlemesi’nde.
Kısa Dalga Podcast’ten Minez Bayülgen’in hazırladığı podcast’te, sosyal medyayı hiç sevmeyen ancak onu en çok kullanan parti olarak bilinen AKP’nin bir düzenleme hazırlığında olduğu hatırlatıldı.
‘Ofis aç, vergi öde’
AKP kısaca sosyal medya şirketlerine şunu söylüyor: “Türkiye’ye gel ve burada ofis aç. İstediğim zaman emniyete, yargıya kullanıcıların kimlik bilgilerini ver. Ayrıca bana vergi de öde.”
AKP yetkilileri “Sosyal medya kapatılmayacak” diyor ama bu mecralardan istenilenler kabul edilmezse karşımıza bant aralığı daraltılan yani yüzde 95 oranında yavaşlatılan bir ‘milli internet’ gelecek.
AKP, düzenlemeyi bireysel haklar ve hukuk çerçevesinde sunuyor, konuyla ilgili Batı ülkelerinin modellerinin incelendiğini duyuyor. Ancak uzmanlar asıl niyeti farklı yorumluyor.
‘Mesele seçimle ilgili’
Turk-internet.com‘un kurucusu, yazar Füsun Nebil bu meselenin seçimle ilgili olduğunu savunuyor: “Yeni nesil anne babasının öğrettikleri yerine internetin öğrettiklerini takip ediyor. 2 bin civarı doğan insanlar artık oy veren haline geldi. Bunların 6.4 milyonu ilk defa oy verecek. Toplam 16 milyon kadar genç insan var. Bu insanlar ana akım medya yerine herkesin fikrini ortaya koyduğu ve fikrin üzerine fikir geliştirilebilen medyayı önemsiyor. Bu da iktidar için bir tehdit.”
‘Bağımsız medyanın ümüğünü sıkmak’
Türkiye’de pek çok haber sitesinin yöneticiliğini yapmış gazeteci Bülent Mumay, sosyal medya düzenlemesiyle AKP’nin istemediği haberlerin buharlaşacağını söylüyor: “Türkiye’de eğer büyük medya kanallarınız veya dağıtım platformalarınız yoksa yaptığınız içerikleri dağıtmanın tek yönetimi sosyal medya üzerinden okurlarınızla buluşturmak. Bu düzenleme iktidarın denetleyemediği yüzde 5’lik bağımsız medyanın ümüğünü sıkmak anlamına geliyor. Zaten hedef de bu.”
‘Hayatlarının sona ermesi demek’
Peki, sosyal medya mecraları Ankara ile anlaşıp, sunucularını Türkiye’ye taşır mı? Dahası istendiğinde kullanıcıların kimlik bilgilerini yetkililere verir mi? Dünyada başka devletlerle böyle anlaşmalar yapıldı mı?
Bu firmaların şimdiye dek Türkiye’yi gelmeyi tercih etmediğini söyleyen Nebil, şöyle devam ediyor: “Bu iktidara kollarını kaptırırlarsa başka ülkelerdeki iktidarlara da kaptırırlar. Bu da onların hayatlarının sona ermesi demek. Çünkü bunlar kullanıcı güveni üzerine oluşmuş yapılar.”
Unutulma hakkı
Düzenlemenin en dikkat çekici taraflarından biri ‘unutulma hakkı’ ile ilgili. Kişiler, şeref ve itibarının korunması amacıyla haklarındaki haber ve içerikleri arama motorlarından kaldırtabiliyor. Peki evrensel bir hak olan unutulma hakkı Türkiye’de nasıl uygulanacak?
Mumay meseleyi bir örnekle açıklıyor: “Örneğin İBB’nin yaklaşık 500 milyon TL’sini haczeden Met-Gün İnşaat diye bir şirket hakkında arşiv taraması yaptım. Tıkladığım 10 içerikten dokuzu erişime engellenmişti. İşte unutulma hakkı bu şekilde geniş yorumlanacak.”
Mumay, bu yöntemle gazetecilerin ürettikleri içeriklerinin silineceğini, bir anlamda gazetecilik arşivinin ortadan kaldırılması gibi bir tehditle karşı karşıya olunduğunu belirtiyor.
‘Tasarı geçmeyecek’
Bilişim Hukukçusu Serhat Koç’a göre, hükümetin talepleri sosyal medya tarafından kabul görmeyecek ve sosyal medya şirketleri Türkiye’de ofis açmayacak. Peki aralarında Ankara’nın isteklerini kabul edecek şirketler yok mu?
Koç, şu değerlendirmede bulundu: “Yıllar içerisinde platformlar farklı şekillerde Türkiye Cumhuriyeti’nin isteklerine boyun eğdiler. Türkiye’de gazetecilik konusunda sabıkalı bir geçmişi olan Google’ın Türkiye Cumhuriyeti ile çok büyük işbirliği var. YouTube zaten bir Türkiye filtresiyle çalışıyor. Twitter, buzlama yapıyor ve Türkiye’den erişilemeyen profiller var. Ancak sosyal medya tasarısı geçmeyecektir. İnternet sitelerinin bant genişliğini yüzde 95’e kadar düşürebilirler.”
Podcast’in devamını aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz.