CHP İstabul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu her hafta Periscope üzerinden yaptığı yayını, lig maçlarıyla eş zamanlı olarak platformun geçici süreyle engellemesi nedeniyle farklı kanallardan yapmak zorunda kaldı.
Tanrıkulu, Twitter’a bağlı Periscope üzerinden ‘MST TV’ kanalında her hafta gündeme dair değerlendirmelerde bulunuyor.
Ancak dün akşam Periscope’un Başahşehir-Akhisar Belediyespor maçı nedeniyle erişime engellenmesi sonrası Tanrıkulu da yayınını Facebook ve YouTube üzerinden yaptı.
Periscope, maçların yayın haklarını elinde bulunduran Digiturk’ün başvurusu üzerine, maç saatlerinde 90 dakikalığına erişime engelleniyor. Böylece kaçak yayınların engellenmesi amaçlanıyor.
‘İfade özgürlüğünün ihlali’
Yayınında yasak kararına değinen CHP’li vekil, 35 haftadır yaptığı yayının, mahkemenin yasak kararı nedeniyle Periscope ve Twitter üzerinden izlenemediğini söyledi.
Tanrıkulu, “Bu çok açık bir biçimde medya ve ifade özgürlüğünün ihlalidir. Mahkeme, orantısız ve ölçüsüz bir yasaklama kararı vermiştir” dedi.
CHP’li vekil, mahkemenin kararının yurttaşların haber alma, kendilerinin de kendini ifade etme hakkına açık bir müdahale olduğunu söylerken, kaçak yayının yasaklanabileceğini ancak vatandaşların özgürlüklerinin engellenemeyeceğine vurgu yaptı.
Polis, Tanrıkulu’nu tanımamış!
Tanrıkulu, yayınında 700’üncü hafta eylemleri engellenen Cumartesi Anneleri’ne de değindi.
CHP’li vekil, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla eylemin yasaklandığı gün görüştüğünü, Soylu’nun yasak kararının süreceğini söylediğini, kendisinin de yasaklamanın yanlış olacağını ifade ettiğini kaydetti.
Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak’ın da gözaltına alınmak istendiğini, kendilerinin ısrarı sonucu gözaltı aracından indirdiklerini aktaran Tanrıkulu, şunları kaydetti: “O saatten sonra da ağır muameleye tabi tutuldu alınanlar. Kabul edemeyeceğim davranışlarla karşı karşıya kaldım. Bana bu şekilde davranan polisleri uyardım. Akıldan uzak davranış içerisindeler, geçmişten hiç ders almamışlar. Her hafta beni orada gören iki polis memuru benim TBMM kimliğine ‘Sahte olduğunu nereden bileceğiz’ deyip herkesin ortasında tacizde bulunma kabalığını gösterebildi. Bana karşı bu şekilde davranan güvenlik güçlerinin oradaki yurttaşlarımıza nasıl davrandıklarına şahit oldum. Tekme ile kalkanların arkasında insanların kafalarına vuruyorlardı. Ben ‘Vurmayın’ dedikçe kalkanları kapatıp vurmaya çalışıyorlardı.”
‘Derin devletin yeni sahibi AKP’
Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü: “İçişleri bakanının açıklamasının tarihi bağlamı yok. Tamamen tutarsız ve Cumartesi Anneleri’ne ‘paçoz’ gibi; Türk Dil Kurumu’na göre en ağır hakaret içeren bir kavramı kullandı. Kim bu? Adalet ve Kalkınma Partisi’ne 2013 yılında katılan, Doğru Yol Partisi geleneğinden gelen, o tarihe kadar da Adalet ve Kalkınma Partisi ve cumhurbaşkanına her türlü hakareti yapmış olan içişleri bakanı. 2011 yılında Cumartesi Anneleri’yle görüşen ve o görüşmeden sonra kendi grup toplantısında Berfo Ana’nın sözlerini kendi grubuna dinleten ve Cumartesi Anneleri üzerinden faili meçhul cinayetleri ve kayıpları eleştiren Erdoğan’ı tekzip eder bir biçimde bunu yaptı. Bunun büyük bir tarihsel bir anlamı da var. Bu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, içişleri bakanı şahsında derin devletin de sahibi olduğunun başka bir ifadesidir. Derin devletin yeni sahibi Adalet ve Kalkınma Partisi, kendisinden önce de yapılan ve yargılanmayan zaman aşımına uğrayan bütün bu faili meçhul cinayetlerin bütün bu kayıpların siyasal sorumluluğunu da üstlenmiş bulunmaktadır. Kürt sorunu devlettedir. Başka bir siyasal sorumluluğu içişleri bakanı bu açıklamasıyla üstlenmiş bulunmaktadır. Böyle bir açıklama başka bir durumu bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştur.”
https://www.facebook.com/chp.sezgin.tanrikulu/videos/275127399977183/