ELMAS TOPCU
@topcuelmas
Almanya’nın Dresden kentinde 20 Ekim’den bu yana her pazartesi günü gösteri yapan PEGIDA hareketine dair ilk bilimsel araştırma yayınlandı. Buna göre, adını ‘Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar’ın kısaltmasından alan hareketin destekçilerinin dörtte üçü için asıl mesele ‘Batı’nın İslamlaşması’ değil.
Yaş ortalaması 48

Dresden… Fotoğraflar: Reutres
PEGIDA’ın doğduğu şehirdeki Dresden Teknik Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hans Vorländer ve ekibi aralık ve ocak aylarında 400 civarında PEGIDA destekçisiyle anket yaptı.
Dün açıklanan sonuçlara göre tipik PEGIDA göstericisi, kentin bulunduğu Saksonya Eyaleti’nde ikamet ediyor, ortalama 48 yaşlarında, erkek, hiçbir kiliseye ve siyasi partiye üye deği, iyi bir meslek eğitimi almış, çalışıyor ve geliri eyalet ortalamasının üzerinde.
‘İslam, İslamcılar ve İslamlaşma’ya bakış

Berlin…
PEGIDA’nın ortaya çıkışının nedeni olarak gösterilen ve başından beri öne çıkarılan ‘Batı’nın İslamlaşması’, araştırmaya katılan PEGIDA’cıların dörtte üçü için hiçbir rol oynamıyor. Konuşulan PEGIDA’cıların sadece yüzde 23’ü, ‘İslam, İslamcılar ve İslamlaşma’ mevzularının kendisini eylemlere destek vermeye ittiğini söylemiş.
Diğer taraftan araştırmada yer alanların yüzde 42’si, Müslümanlara ve İslam dinine karşı çekinceleri olduğunu da itiraf etmiş. Yüzde 20’si ayrıca mülteci başvurusu yapanlar yüzünden suç işleme oranının artmasından ve bu yüzden çoğunluktaki toplumun ekonomik açıdan dezavantajlı duruma düşmesinden korktuğunu söylüyor.
İddianın aksine eğitim seviyeleri yüksek

Dresden…
Araştırmada, tahmin ve iddia edilenin aksine, PEGIDA eylemlerine katılanların eğitim seviyesi yüksek çıkmış. PEGİDA gösterilerine katılanların hemen hemen yarısı işçi veya memur olduğunu, beşte biri serbest meslek yaptığını, yüzde 18’i emekli olduğunu belirtmiş. Sadece yüzde 2’sı işsiz olduğunu beyan etmiş.
Araştırmada ortaya çıkan bir diğer önemli sonuç da, PEGIDA katılımcılarının çoğunun iyi bir eğitim aldığı ve ortalamanın da üzerinde gelir sahibi olduğu. Örneğin yüzde 28’i üniversite mezunu. Sadece yüzde 5’i en kötü lise diplomasi sayılan ‘Hauptschule’ mezunu.
En çarpıcı bulgu: Dindar değiller

Düsseldorf…
Aratırmanın en çarpıcı bulgusu ise PEGIDA’ya destek verenlerin dini aidiyeti.
Batı’nın İslamlaştığı iddiasıyla Avrupa kültürünü (Hristiyanlık vurgusuyla) savunan bu eyleme destek verenlerden dörtte üçü hiçbir kiliseye mensup değil. Sadece beşte biri Protestan olduğunu söylemiş.
Partileri yok

Yürüyüşlerden birinden Merkel’e türban giydirilmişti.
Araştırmada görüşülenlerin üçte ikisi hiçbir partiye de üye değil. Ancak yüzde 17’si AB karşıtı ve kontrollü göçü savunan Almanya İçin Alternatf Parti’yi (AfD) destekliyor.
Başbakan Angela Merkel’in partisi CDU’yu destekleyenlerin oranı yüzde 9, aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti NPD’yi destekleyenlerin oranı yüzde 4, Sol Parti’yi destekleyenlerin oranı ise yüzde 3.
PEGIDA gösterilerine katılanların üçte biri Dresden’den, üçte biri Saksonya Eyaleti’ndeki başka bir kentten. Geri kalanı da Almanya’nın başka bölgelerinden geldiğini bildirmiş.
Medyaya ve politikacılara mesafeliler
PEGIDA eylemcilerine yönelik araştırmada ortaya çıkan en önemli sonuçlardan biri de, medya ve kamuoyundaki genel intiba ve politikacılarla aralarındaki derin uçurum.
Araştırmada yer alanların dörtte biri halk ile politikacılar arasındaki mesafeden şikayetçi. Yüzde 20’si uygulanan mülteci politikasından ‘rahatsız’ olduğunu belirtmiş. Yüzde 18’i izlenen hükümet politikasından ‘çok rahatsız.’ Yüzde 15’i de izlenen göçmen politikasından memnun değil.
Medyayı Nazilerin de kullandığı ‘Yalancı medya’ diye niteleyen PEGIDA’cıların yüçde 46’sı basının yaptığı haberleri tek taraflı buluyor. Yüzde 39’u PEGIDA’nın medyada kötü gösterildiğini kaydediyor. Yüzde 15’i ise Almanya’da halkın konuşmasını engelleyen bir havanın hakim olduğu görüşünde.
Yukarıdakiler ile aşağıdakiler

Dresden…
Araştırmaya katılanlar, PEGIDA’yı, siyasete, hakim toplumsal yargıları belirleyen elit kesime karşı, şimdiye kadar dile getirilmesi mümkün olmayan, ancak derinlerde hep hissedilen endişelerin ve önyargıların ifadeye dönüşmüş hali olarak niteliyor.
Prof. Dr. Vorländer bunu, ‘Siz yukarıdakiler’ ile ‘Biz aşağıdakiler’ kombinasyonunun, yabancı düşmanı görüşlerle birleşip sağcı popülist akımlara dönüşmesi diye özetliyor.
Vorländer, “Ya PEGİDA başka Avrupa ülkelerinde de olduğu gibi sağcı, popülist bir harekete dönüşecek ya da AfD’nin bir kolu olacak” diyor.