AMBERİN ZAMAN
Türk-Amerikan ilişkilerindeki türbülans devam ediyor. Yarım asırı aşan stratejik müttefiklik bıçak sırtında. ABD’nin YPG’yi eğitip donatmaya devam etmesi ve Fethullah Gülen’i iade etmemesi Ankara’nın öfkesini artırıyor.
ABD ise iki Türk uyruklu ABD konsolosluk görevlisinin cezaevinde, bir diğerinin de ev hapisinde tutulmasını ‘gayri hukuki’ olarak niteliyor. ABD Kongresi en çok, 25 yıldır İzmir’de papazlık yapan ABD vatandaşı Andrew Brunson’un Ekim 2016’dan bu yana tutuklu olmasına ‘diş biliyor’, Ankara’nın ‘bedel ödemesini’ istiyor.
Papaz Brunson, önce ‘misyonerlik‘ faaliyeti yürüttüğü gerekçesiyle sınırdışı edilmek istenmiş, ardından gizli tanık ifadesiyle ‘FETÖ’ soruşturması kapsamında 9 Aralık 2016’da tutuklanmıştı.
ABD Başkanı Donald Trump, Erdoğan’dan, papazın tahliye ve iadesini istemişti.
Buna karşılık Protestan papaz, ‘devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi veya askeri casusluk amacıyla temin etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs ve anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs’ suçlamalarıyla bir kez daha tutuklanmıştı.
Türkiye’ye yönelik yaptırım gereği konusunda Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasında geniş mutabakat sağlanmış görünüyor. Ancak ABD dışişleri diplomasiye zaman tanınmasını istiyor, Kongre’ye “Şimdilik durun” diyor. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, geçen ay Ankara’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmenin ardından iki ülke arasındaki pürüzleri masaya yatırmak üzere bir istişare mekanizmasının kurulduğunu açıkladı.
Suriye konusunu tartışmak üzere Türk ve ABD heyetleri bugün Washington’da bir araya geldi. Sırada hukuki meseleler, yani Gülen ve tutuklu ABD’lilerin durumu var. Ancak ‘FETÖ’ ile ilişki içerisinde olduğu ve darbe teşebbüsünde yer aldığı iddialarıyla tutuklanan Brunson’un sağlık durumu hızla kötüleşirken, Gülen’e karşılık olarak Türkiye tarafından rehin tutulduğu kanaati gittikçe güçleniyor.
Erdoğan’ın geçen eeylül ayında, “Sizde de bir papaz (Fetullah Gülen) var, bizde de. Ver papazı, al diğer papazı” yönündeki ifadeleri tuz biber kattı.
Brunson’un durumunu ABD’de bağlı olduğu Evanjelik Presbiteryen Kilisesi’nin (Evangelical Presbyterian Church) ruhani ve idari lideri Jeffrey Jeremiah ile görüştük. Türk basınına ilk kez demeç veren Jeremiah’ı Kongre üyeleriyle görüşme üzere Washington’dayken bulduk.
Bize kendinizi anlatır mısınız biraz?
Adım Jeffrey Jeremiah. Sıfatım Evanjelik Presbiteryen Kilisesi’nin eyalet katibi. Yani mezhebimizin dini ve idari başkanıyım. Bu pozisyona erişmeden 26 yıl boyunca çeşitli kiliselerde papazlık yaptım. ‘Eyalet katibi’ sıfatı 17’nci yüzyıla dayanan bir terim. ‘Anglikan piskopos’ terimiyle taban tabana zıt. Piskopos ‘üstün’, eyalet katibi ise ‘altta.’
Yani mezhebinizin mütevazi ruhuna uygun bir terim?
Doğru.
Nerelisiniz?
25 yıl boyunca Washington DC bölgesinde yaşadım. Hatta ilk görev aldığım kilise Bethesda, Maryland’de idi. Ardından Washington eyaletine, Seattle kentine taşındım. İşimden dolayı çok seyahat ettiğim için oraya yerleşmeye karar verdim.
Andrew Brunson kim? Misyoner mi?
Teknik açıdan bizim kilisede misyoner sayılmıyor. Kilisemizde misyoner departmanı var. Andrew o departmanda görevli değil. Andrew, Kuzey Carolina eyaletindeki papaz evimize üye olarak atanmış bir papaz. Ancak kendi papaz evi Kuzey Carolina eyaletinde bulunmuyor. Turkiye’de bulunuyor. Teknik açıdan misyoner değil. Kayıtlarımıza göre bizim papaz evimize üye, aynı zamanda İzmir’deki Yeniden Diriliş Kilisesi’nin papazı.
Kendi dinini yayıyor muydu?
Gerçekten bilmiyorum. Andrew İsa’Peygamber’in güzel sözlerini paylaşmak ister. Ne var ki ben son dönemdeki icraatine vakıfım ve bunular tümüyle insani yardım odaklıydı. Suriyeli mültecilere yönelik çalışmalar yürütüyordu.
İnsani yardım derken? Biraz açabilir misiniz?
Bunlar ikinci elden bilgiler, çünkü birkaç aydır bu konuya eğilmedim. Ama faaliyetleri mültecilerin gıda, barınma ve giysi ve benzeri ihtiyaçlarını karşılamaya yönelikti.
Türkiye’deki Suriyeli mülteciler için mi?
Evet.
Bu faaliyetleri çerçevesinde Suriyeli mültecilerin bulunduğu güney ve güneydoğu anadolu bölgelerine gitmiş olabilir mi?
Evet.
Brunson’u şahsen tanıyor musunuz?
Hayır.
Hakkında neler duydunuz? Andrew Brunson nasıl birisi?
Tanrı’nın çağrısına uyarak Turkiye’ye gitmesi, bu çağırıya bağılılığı açısından istisnai bir kişi. Çocukları buluğ çağına erişince yurt dışında bulunan misyonerlerimizin birçoğu çocuklarınının lise ve ardından üniversite eğitimi için bir süreliğine ABD’ye dönüyorlar. Brunsonlar Türkiye’de kaldılar. 1993 yılından beri Türkiye’deler. Andrew Brunson son derece iyi eğitim almış biri. İlahiyat konusunda master ve doktorası var. Master diploması papaz olarak atanmak için gereken asgari diploma. Andrew 2010 yılından beri bizim kilisemizde yer alıyor.
Ancak Brunson’un İzmir’deki Yeniden Diriliş Kilisesi bizim mezhebimize bağlı değil.
Nasıl yani?
Türkiye’de Protestan Kiliseler Derneği ve bu dernekte yer alan kişiler Andrew’a kefiller. Hristiyanlığın esaslarına bağlılığı ve siyasetle herhangi bir ilgisi olmadığına dair kefiller.
O halde Brunson Turkiye’deki derneğin çatısı altında faaliyetlerini sürdürüyordu…
Nihai kertede Evanjelik Presbiteryen Kilisesi’nin otoritesinin altında çalışıyor. Günlük olarak Türkiye’deki diğer (Hristiyan) liderlerle birlikte çalışıyordu. Andrew herhangi uygunsuz harekette buluncak olsa Türkiye’de birlikte çalıştığı grup kilisemizi bu konuda haberdar ederdi. Herhangi bir sorun çıkacak olsa idari olarak sorunu biz ele alır ve gereğini yapardık.
Ve Andrew Brunson ile ilgili herhangi bir sorun yaşamadınız?
Hayır. Kesinlikle hayır.
Sizce Brunson neden tutuklandı?
Sanırım biliyorsunuzdur… Andrew ve eşi Norine, 7 Ekim 2016 günü karakola gittiler çünkü Türkiye’de sürekli ikamet almak için başvuruda bulunmuşlardı. Bu da cemaatlerine ve Türk halkına bağlılıklarını gösteriyor. Karakola gittiklerinde ikamet izinlerini alacaklarını düşünmüşler. Şehir dışındaydılar ve evlerine döndüklerinde ya postayla ya da mesaj yoluyla karakola çağırılmışlar. Ve olan oldu. Vize alacaklarına ulusal güvenliğe tehdit oluşturdukları iddiasıyla göz altına alındılar.
Türk hükümeti neden böyle bir şey yaptı sizce?
Türkiye insanı veya siyaseti hakkında uzman değilim. Şunu söyleyebilirim, gözaltına alınanların çoğu yabancı uyrukluydu ve Norine iki hafta sonra salıverildi.
Diyorsunuz ki sadece papaz Brunson ve eşi gözaltına altına alınmadı…
Başkaları da vardı.
Başka Amerikalı var mıydı?
Bildiğim kadarıyla yoktu. Diğer uyruktakilere Türkiye’yi derhal terk etmeyi kabul ettikleri halde serbest bırakılacakları söylenmiş.
Papaz Brunson Türkiye’yi terk etmeyi kabul etmemiş mi?
Kendisine bu tercih sunulmamış.
Brunson siyasi rehin mi?
(Uzun bir sessizlik) İsa Peygamber’e inanan biri olarak alıkonduğunu biliyorum ve bu durumun nasıl tarif edileceğini başkalarına bırakıyorum.
Yani Hristiyan olduğu için mi alıkonduğunu savunuyorsunuz?
Hristiyan ve Amerikalı olduğu için…
Şu anki durumu nasıl?
Aleyhindeki ikinci iddianame yayınlandığında bulunduğu cezaevinden bir diğerine nakledildi ve ikinci cezaevindeki koşullar daha iyi. Bundan önce 12 ile 14 kişiyi barındıracak büyüklükteki bir hücrede (koğuşta) bulunuyordu. Ancak 22 kişi barınıyordu. Şu anki hücresi (koğuşu) daha küçük ancak sadece iki kişi daha var yanında.
Kim onlar?
İkisinin de Müslüman olduğunu biliyorum ama isimlerini bilmiyorum.
ABD’nin Uluslararası Vicdan Hürriyeti Komisyonu’nun başkan yardımcısı Sandra Jolley, geçen aylarda Brunson’ı İzmir’de cezaevinde ziyaret etmişti ve manevi ve fiziksel sağlığının çok kötülediğinden söz etmişti….
Evet 22.5 kilo kaybetti. Andrew’nun her gün nelerle baş ettiğini hayal dahi edemiyorum. Kasım ayında Helsinki Komisyonu üyeleri önünde ifade veren ABD dışişlerine bağlı yetkili, tutukluluk koşullarının yeterince iyi olduğunu söyledi.
Kimdi o yetkili?
Yunanistan, Kıbrıs ve Türkiye’den sorumlu müsteşar yardımcısı Jonathan Cohen. Ve Andrew’u hukuken temsil eden CeCe Heil buna cevaben dedi ki: “Eğer tutukluluk koşulları yeterince iyiyse bu durumda 22.5 kilo kaybetmesinin nedeni suçsuz bir adamın o gün itibarıyla 13 aydır cezaevinde tutuluyor olması. Suçsuz olduğunu bilmek ancak aleyhindeki suçlamlardan bihaber olmak insanda ne gibi psikolojik ve manevi hasara neden olur?”
Cohen’in cevabı ne oldu?
Cohen ifade verdi, sorulara cevap verdi, ardından gitti. Duruşma epey ilgi çekti zira Andrew’nun kızı Jaqueline de ifade verdi. Kuzey Karolina Senatörü Tom Tillis duruşmanın ev sahipliğini yaptı .
Sizce ABD hükümeti Brunson’un özgürlüğüne kavuşması için yeterince çaba gösteriyor mu?
(Uzun bir sessizlik)
Brunson’un durumunu daha da netameli hale getirmekten çekindiğiniz için mi cevap vermiyorsunuz ve sözlerinizi bu denli özenle seçiyorsunuz?
Evet.
Anladığım kadarıyla hem Protestan Kilisesi hem de Trump yönetimi içerisinde görüş ayrılıkları söz konusu. Kimileri Türkiye’ye yönelik sertleşmekten yana, örneğin Türkiye’ye yaptırımlar uygulamak istiyor. Kimileri ise diplomasi ve yumuşaklıktan yana. Siz hangi yaklaşımı benimsiyorsunuz?
Bana öyle geliyor ki Andrew yuvasına döndüğünde hükümetimiz başarmış olacak. (Gözleri dolmaya başlıyor) Andrew evine dönene kadar daha yapılacak şeyler var. İlginç bir tesadüf eseri (ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı) Philip Konsett, Andrew’nun annesi ve babasının Montreat Kuzey Karolina’da üye oldukları kiliseye bağlı.
Bildiğiniz kadarıyla ABD hükümeti Brunson adına ne yapıyor?
Bana söylendi ki ne zaman ABD hükümetinden bir temsilci Türk hükümeti yetkilileriyle bir araya gelirse, Andrew’un durumu gündeme getiriliyor.
Sizce ABD hükümetinin bu girişimleri sayesinde mi daha rahat bir koğuşa yerleştirildi?
Bildiğimiz kadarıyla Erdoğan, Gülen ile takas edilmesini teklif etmiş.
Bunu ABD’li yetkililere özel görüşmelerinde de mi teklif etmiş?
Hayır, kamuoyu önünde. Kanaatimce, Andrew’un daha iyi koşullarda barındırılması önemliydi çünkü bu durumda Türk hükümeti için daha değerli hale gelmiş oldu.
Yani şunu mu kastediyorsunuz, Brunson canlı olarak Türk hükümeti için daha değerli?
Evet.
O halde Brunson rehin alındı diyebilir miyiz?
(Yanıt vermiyor)
Brunson’un özgürlüğüne kavuşması için kampanya yürüten Amerikan Hukuk ve Adalet Merkezi, Türkiye’ye yönelik ne gibi bir yaklaşım benimsiyor?
Bilmiyorum çünkü onlarla çok az temasımız var.
Peki başkan Trump ve Beyaz Saray’la temasınız oldu mu?
Yönetim yetkileriyle irtibata geçtik. Biliyorsunuz Amerikan Hukuk ve Adalet Merkezi’nin baş avukatı Jay Sekulow, Beyaz Saray’da görevli.
Bunun Brunson davasına nasıl bir etkisi var?
Keşke bilsem. Andrew’nun özgürlüğüne kavuşması için ellerinden geleni yaptıklarını varsayıyorum. Başkan Trump ve yardımcısı Mike Pence geçen mayıs ayında Erdoğan ile (Washington’da) bir araya geldiklerinde Andrew için girişimde bulundular. Anladığım kadarıyla Brunson’un adını ilk olarak Pence zikretti.
Pence sizin mezhebinizden mi?
Pence bizim kilisemize üye değil. Kendisini ‘Evanjelist Roman Katolik’ şeklinde tarif ediyor. Ancak bizim kilisemizle de bağları var ve üyelerimiz arasında yakın dostları var. Özellikle başkan yardımcısı olmadan yaşadığı Indianapolis kentindeki kilisemizle bağları var.
Sizce Andrew Brunson yakın bir tarihte özgürlüğüne kavuşabilir mi? Gülen Türkiye’ye iade edilmeden…
Böyle bir takasın nasıl gerçekleşebileceğini bilmiyorum. Biz hukuk devletiyiz ve eğer Gülen’in iade edilmesini gerektiren somut deliller yoksa böyle bir şey imkansız.
Gülen’le temasınız oldu mı hiç?
Benim mi? Asla. Sadece basından takip ediyorum.
Siz bir din adamısınız, maneviyatı yüksek bir kişisiniz, Tanrı’nın hizmetkarısınız. Gülen de öyle olduğunu savunuyor. On binlerce kişi sırf onun hareketiyle bir şekilde bağları olduğu için cezalandırılıyor, hapse atılıyor. Onun yerinde olsanız, karşılığında onlara yönelik baskıların sona ereceğini bilseniz Türkiye’ye dönüp kendinizi Türk yetkililerine teslim eder miydiniz?
Bu soruya cevap vermem çok zor zira Türk değilim ve Türk adalet sistemi bana yabancı.
Ama prensip olarak cemaatinizin yararına olacağına bilseniz onları korumak adına kendinizi teslim eder miydiniz?
(Sesi titremeye başlıyor yeniden) Andrew’un özgürlüğüne kavuşmasına faydası olacaksa derhal Türkiye’ye uçup Türk yetkililerle bir araya gelirdim.
Brunson’un eşi Norine ile görüştünüz mü?
Normalde kendisiyle şifreli e-posta yoluyla haberleşiyoruz.
Nasıl kendisi?
İnanılmaz cesur ve inançlı bir kadın. Kiliseye rehberlik etmeye devam ediyor ve sadakatle her hafta kocasını ziyaret ediyor.
Siz de Papaz Brunson için dua ediyor musunuz?
Onun için sürekli dua ediyorum. Umudunu yitirmemesi için dua ediyorum.
Yitirdi mi peki?
Birtakım çok derin vadilerde kayboldu ama Tanrı onu oralardan çıkardı ve Andrew unutulmadığını biliyor.
Türk hükümetine bir mesajınız var mı?
Aralık sonu Erdoğan’a bir mektup yazdım. Dedim ki: “Barış getirmek için buyuran İsa Peygamber hatırına lütfen siz de kendisini İsa Peygambere ve Türk halkına adamış bu hizmetkarın barış misyonunu onore edin. Lütfen Andrew Brunson’ı serbest bırakın.”
Mektubu ne şekilde yolladınız?
Direkt Erdoğan’a normal posta yoluyla gönderdik.
Eline geçti mi sizce?
Herhangi bir yanıt gelmedi.
Türk halkına bir mesajınız var mı?
Andrew hayatını Türk halkına hizmet etmek ve yardım etmek için adamış Tanrı’nın sadık hizmetkarı.
Hristiyanlar ve Müslümanlar arasında diyaloga inanıyor mu?
Muhakkak ki yoksa neden Müslüman ağırlıklı bir ülkede papazlık yapsın?