Maldivler’deki ‘Caprice Gold Maldives’ projesi mahkemelik olan ‘Jet Fadıl’ lakaplı Fadıl Akgündüz, Başbakan’a yazdığı mektupta yaşananlardan ‘Paralel Yapı’ olarak adlandırdığı Gülen Cemaati’ni sorumlu tutarak yardım istedi.
Mektubunda Erdoğan’a ‘Müstakbel Cumhurbaşkanım’ ve ‘Cumhurbaşkanım’ diye hitap eden Akgündüz, Gülen Cemaati’nin 2011 seçimlerinden iki gün önce kendisine suikast düzenlediğini iddia etti.
‘Jet Fadıl’, Didim’deki Caprice Thermal Palace’ın resmi internet sitesinde yayınlanan uzun mektubunda özetle şunları yazdı:
‘Paralel yapı’ bana suikast düzenledi
Grubumuza 2.5 katrilyon TL, yani o günkü kurlara göre 4 milyar ABD doları tutarında haksız vergi ve cezaları kesildi. Tamamen haksız olduğu halde, yine de hükümetinizin çıkardığı vergi barışına tabi olup son üç yılda 60 milyon liradan fazla vergi ve cezalar ödedik. Bu mudur dolandırıcı şirket? Yoksa bu mudur şer güçlerin yaptığı zulüm?
O döneme gidip baktığımızda göreceğiz ki, şirketimiz batmamıştır, iflas da etmemiştir. Tam tersine en başarılı olduğumuz bir zamanda ve en zirvede iken batırılmak istenmiştir. O zaman da bu şer cephesinin içinde bu paralel yapı vardı. Fakat biz onları bundan 6 yıl önce fark ettik ve 3 yıl önce bana kurdukları trafik kazası suikastinden sonra da onları ifşa ettik’…
Paralel yargı zincirinin Anayasa Mahkemesi’ne ulaşmadan koptuğunu görmek en büyük temennimiz
Yılda 700 bin yatak konaklaması yapan otelimize gazetelerini sokmadık, tesiste ve odalarda televizyonlarının yayınını kaldırdık ve bankalarının kredi kartlarını ve banka hesap numaralarını kabul etmedik.
Bunların nedenini soran müşterilerimize, ” Paralel yargıyı kullanarak yayınlamadıkları ilanların parasını hem de faiziyle birlikte haksız yere bizden tahsil ettiler, onun için bu hırsız, sahtekar ve iki yüzlü münafıklara tesisimizde yer olamaz” dedik.
Karşılığı olmaksızın bizden faiziyle birlikte tahsil edilen paramızın iadesini sağlamak için çok uzun bir üsre önce müracaat ettiğimiz Anayasa Mahkemesi’nde bekleyen dosyamıza halen bakılmıyor olması, o yüce mahkeme hakkındaki düşüncelerimizi de şüpheli bir hale getirmeye başlamıştır ne yazık ki.
Paralel yargı zincirinin Anayasa Mahkemesi’ne ulaşmadan koptuğunu görmek en büyük temennimizdir. Çünkü biz, ülkemizde en son müracaat edilebilecek o mahkemenin adil olduğuna inanıyor ve bunu görmek istiyoruz.Aksi takdirde, konuyu gidilebilecej tüm uluslararası hukuk mercilerine taşımaya devam edeceğiz.
Devlet ve yargı bana yapılan bu suikastı örtbas etti
Paralel yapının dershanelerle ilgili yapılan yeni düzenleme konusunda hükümete karşı yürüttüğü saldırgan tavrına en net duruşu sergileyen yegane özel sektör kuruluşu biz olduk.
2011 seçimlerinden iki gün önce bana bir ‘suikast trafik kazası’ düzenlendi. Çünkü paralel yapının müdahaleleri ile çok önemli bir topluluğun uluslararası bir organizasyonu için sponsor olarak şirketimizin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden kiraladığı Sinan Erdem Spor Salonu son günde belediye tarafından iptal edilmiş ve bize yakın bir gazetede bu topluluk aleyhine manşet atılmıştı.
Bu yapılan karşısında çok üzülen ve Paralel Yapının sinsi organizasyonu ile Ak Parti’ye karşıt bir hale getirilen bu kıymetli topluluğun seçimde Ak Parti’ye desteğini sağlamak için büyük gayret sarf ediyordum.
Ama paralel yapı, Ak Parti’ye gelecek bu önemli orandaki oyları engellemek için bana suikast düzenledi.Devlet ve yargı ise bana yapılan bu suikastı örtbas etti.
Bu gün o suikast olayının üzerine gidilse ve incelense, yine o günkü şebekenin köküne inilebilir ve o valinin ve o günkü görevli savcının bu suikastı nasıl örtbas ettikleri tespit edilebilir. Bu gerçekler ortaya çıktıkça, benim bu anlattıklarım için de, Eski Genelkurmay Başkanımız Sayın İlker Başbuğ’un “Bugün bize, yarın size” sözünü hatırlayacağımızdan eminim!
Eskiden sizi bir seviyor idiysem…
En çok hoşuma giden şey, sizin mitinglerde yaşça küçük büyük demeden bize samimice “Kardeşlerim…” diye seslenmenizdir. Siz bizim büyüğümüzsünüz, ama içimden öyle geldiği için, size ben de öyle seslenmek istiyorum şimdi.
Değerli Kardeşim, Ben sizi seviyorum. Ama eskiden sizi bir seviyor idiysem, son iki yıldır size olan sevgim on kat arttı.
Barış sürecini başarıyla tamamlamak ve Paralel Yapı tehlikesini yok etmek noktasındaki kararlılığınız, size olan sevgimizi ve bağlılığımızı her geçen gün daha da artırıyor. Allah sizi bu ülkenin ve size umut bağlayan Tüm İslam Alemi’nin başında daim kılsın
Sayın Başbakanım,
Sizin yükünüz çok ağır. Bunun çok iyi bilincindeyim. Bundan dolayı 12 yıllık hükümetiniz döneminde hiç sizin vaktinizi almak istemedim. Arkadaşlarla çözebildiğimiz konuları çözdük. Yukarıda verdiğim örnekler gibi çok çözemediklerimiz de oldu.
Ama şu anda sizden yardım diliyorum. Şahsıma değil. Ben her şart altında yaşamaya alışığım. İnterpolün kırmızı bültenle aradığı zamandaki sürgün hayatına da, cezaevi hayatına da. Bu yardımı faize bulaşmamak ve çocuklarına haram yedirmemek için benim şirketime ve benzer şirketlere yatırım yapan insanların sıkıntılarını hafifletmeniz için istiyorum.
Faiz lobisi birçok dolandırıcıya holdingler kurdurup insanların paralarını yok ettirdi
Avrupa ve Türkiye’den yüzbinlerce aile yani milyonlarca insan, faizden kaçmak ve memleket ekonomisine katkı sağlamak için faizsiz çalışan holdinglere yatırdı. Bu İslami finans modelinden rahatsız olan faiz lobisi birçok dolandırıcıya bu görüntüde holdingler kurdurup insanların paralarını yok ettirdiler ve daha sonra medyada bunu “Yeşil Holdingler vatandaşı dolandırıyor” haberleriyle Müslümanların bu şekilde bir daha bir araya gelmemesi için büyük kampanyalar yaptılar. Bu tür kampanyalar iyi niyetli holdingleri de zor duruma düşürdü.
Diğer holdingler tamamen vatandaştan alınan paralarla kuruldupu için patronsuz olmanın sonuçlarını yaşıyor. Büyük bir kısmı aldıkları darbelerden sonra toparlanamadı. Aslıda karşı cephenin organize ettiği 28 Şubat süreci yaşanmasaydı bugüm tüm Anadolu’yu kobilerin fabrikaları sarmış ve Alman ekonomisi gibi güçlü bir ekonomiye sahip olmuştuk.
Didim’deki otelimizde yıllar boyunca Avrupa’nın ve Türkiye’nin her şehrinden insanlarla konuştum. Milyonları ifade eden sayıdaki holding ortakları bu muammanın bir son bulmasını bekliyor.
Haberi ispat edemeyen medya kuruluşlarına kapatma cezası verilmeli
Efendim şimdi de salt kendi şirketimizle ilgili olarak, size kısaca aşağıda arz edeceğim hususlarda yardımınızı diliyorum.
Birincisi yalan haberlerle ilgili olarak çok daha hızlı önlemler alacak müeyyideleri getirmenizi bekliyoruz.
Aylar, yıllar süren tekzip davaları kazanılsa bilei tekzibi yayınlamamanın cezasının çok sembolikve küçük miktardaki paraların olduğu bir uygulama, yalan haberleri nasıl durdurabilir ki. Bu şartlar altında Paralel-Yahudi işbirlikçi medyası, meydanı boş buldukça bu saldırılarını haliyle sürdürebilecektir.
Bu konuda yeni uygulamalar devreye girene kadar devlet yetkililerinin ağzından vatandaşların yalan ve uydurma haberlere itibar etmemeleri gerektiği yönünde telkinler yapması bizae ayrıca nefes aldıracaktır. Haberi yayınlandığı gün o haberi ispat edemeyen medya kuruluşlarına kapatma cezaları verilmelidir.
‘Paralel yapı Maldivler projemize müdahale etti’
Efendim ikinci husus olarak da, bizim Maldivler Cumhuriyeti’nde yaptığımız bir yatırımla ilgili olarak uğradığımız bir haksızlık var. Sizin dört bakanlığınıza bu konu ile ilgili ayrıntılı bir dosya gönderdik.
Normal bir konuyu sadece hukuki yolla takip etmek yetebilir. Ama Paralel Yapı’nın hangi kanallları kullanarak, bizim Maldivler projemize uluslararası alanda müdahale ettiğini Sayın Bakanlarımıza ilettik.
Hükümetimizin konuyu Maldivler Cumhuriyeti nezdinde bir an önce gündeme getirmesini, daha hızlı bir çözüme kavuşmak açısından bekliyoruz.
Lütfen biz de özel plaj yapabilelim
Ülkemizin üç tarafı denizlerle ve cennet gibi koylarla kaplıyken neden biz Maldivler’de otel yapmaya gidiyoruz acaba? Çünkü orada özel plajlar yapılabiliyor. Yüzde 98 Müslüman nüfusa sahip olan ülkemizde lütfen biz de özel plaj yapabilelim.
Zürih Gölü’nün içinde bile İsviçreliler kadınlara özel bir doğal havuz inşa etmişler. Hükümetimizin bu hususta gerekli olan düzenlemeleri yapmasını bir an önce bekliyoruz.
Sayın Başbakanım, Müstakbel Cumhurbaşkanım,
Bu en yoğun olduğunuz Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası döneminde sizi tabi ki meşgul etmek istemezdim. Ancak şu anda çok büyük sıkıntılar yaşadığımız konular hakkında sizin de bilgniz olsun istedim.
Biz devletten bir para veya kredi beklemiyoruz. Zaten bu güne kadar işimize Yüce Allah’ın haram ettiği faizi sokmadık ve sokmayacağız.
Allah korusun eskiden olduğu gibi şirketimiz bir kazaya daha kurban giderse, bir onbeş yıl daha insanlarımız acı çeker. Hükümetimizle uğraşan aynı şer cephesi bizimle de uğraşıyor. Ama bir şirket olarak bizim hükümet gibi bir savunam gücümüz yok. Daha sonra neden geç kaldım dememek için durumu şimdi size arz etmek istedim.
Ben kendi şirketim adına konuşacak olursam, bu güne kadar ödemek niyetiyle olmayan hiçbir taahhüde girmediğimizi söyleyebilirim. Devletin yetkililer, bu güne kadar olduğu gibi, her zaman gelip her kuruşumuzun hareketini çok şeffaf görebilirler!
Sayın Cumhurbaşkanım,
Son olarak bir hususu daha size arz edip mektubumu bitireceğim inşaAllah
Ben Osmanlı’yı çok seviyor ve çok değer veriyorum. Sizin de öyle olduğunuzu biliyorum. Fatih Sultan Muhammed Han’ın ve Abdülhamit Han’ın torunları büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Biz elimizden geldiğince onlara saygı ve ilgimizi göstermeye çalışıyorduk. Ancak bizim de şu anda yaşadığınuz sıkıntılar nedeniyle onlara gerekli ilgiyi gösteremiyoruz.
Size saygıyla en büyük muahbbetlerimi sunarım
Yine yaptı Fadıl’lığını: Maldivler projesi de mahkemelik!
‘Jet Fadıl’ 4 milyar dolarlık vergi borcunu nasıl sıfırladı?
Jet Fadıl ‘komün’ kuruyor: Sonsuza kadar aidat, elektrik, su faturası yok!