• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Özgür olanlar ilerler, baskıcıları himayesine alır

30/07/2015 20:32

 

 

mert yildizMERT YILDIZ

mertyldz@gmail.com / @my2048

‘Reis’in Çin seyahati öncesinde bir yazı okudum. ‘Doğu Türkistan’da Uygur Türklerinin öldürülmesi Erdoğan’la Çin reisi Şi Jinping’in arasında soğuk rüzgarlar estirecek’ tarzı bir yazıydı.


‘Öyle mi acaba’ dedim kendi kendime. Bu dünyadan ruhen kopmuş, bu kadar güç elde etmiş liderler hakikaten böyle mi düşünür?

Tanımayanlar için önce ‘Çin reisi’ni biraz anlatayım. Tabii Çin’de kağıt üstünde komünist, gerçekte vahşi kapitalist bir sistem var. Seçim meçim yok ve her başa gelen ayrı bir diktatör ama bu Şi abi seleflerine göre biraz farklı. Bazıları kendisi için gerçek bir reformist diyor. Bazıları Mao’yı aratmayacak derecede radikal bir diktatör diyor. Kim ne derse desin bilinen bir gerçek var: Şi abi Çin Komünist Partisi’ndeki güç dağılımı sistemini değiştirip bütün gücü kendisinde toplamaya çalışıyor. Ha bu güçle reform mu yapar yoksa adam mı öldürür, onu göreceğiz.

Neyse lafı uzatmayayım. Şu soğuk rüzgar işini anlamak için Çinli bir arkadaşıma danıştım. Kendisi Şangay’da yaşar. Eski diplomattır ve konuya hakimdir.

Hemen, “Abi niye bizimkileri öldürüyorsunuz yaa, yazık değil mi” dedim. Dedi ki, “Kimi öldürüyoruz be, asıl siz niye bizim turistleri dövüyorsunuz.”.

Dedim, “Bak, bi kere biz sizinkileri değil, Korelileri dövüyoruz. Ayrıca siz başlattınız bizim Uygur Türklerini öldürerek.”

“Ha” dedi, “şimdi anladım. Şu teröristlerden bahsediyorsun. Evet öldürülmüş olabilir birkaçı ama onlar aşırı İslamcı teröristerlerdi, bomba patlacaklarmış.”

“Yok abi. Bildiğin soykırım var, öyle birkaç değil” dedim.

Bir sessizlik oldu. İkimiz de anladık durumu. Bizim kadar olmasın, Çin’de de medya olayları çarptırıyordu. Çin’de yaşayanların ülkenin batısında olanlardan haberi yoktu. Saldırdığımız turistler Çinli bile olsa neden saldırıldıklarını bilmeyeceklerdi çünkü ülkelerindeki medya Doğu Türkistan’da olan olayları yayınlamıyordu.

Aslında biz de bilmiyoruz tam neler olduğunu Doğu Türkistan’da. Ama Çin örneği bağımsız medyanın önemini net bir şekilde gözler önüne seriyor.

Soruyorum bugün Suruç’ta medyayı karatanlara, nasıl oluyormuş bir başka ülkenin medyası gerçekleri yanstımayınca? Peki ya bir gün sıra size gelirse? Gün gelip devran dönerse ve siz iktidarda olmazsanız sesinizi duyuramamak nasıl olacak bilecek misiniz? Merak ediyorsanız Uygur Türklerine bir sorun.

Sohbetin kalanında tadımız kaçmış bir şekilde Çin’de Uygur Türklerinin durumunu konuştuk. Çok hassas bir konuymuş. Bir kere kimse onları Türklerle bağdaştırmıyormuş. Han Çinlileri Uygurları Müslüman Çinli olarak görüyormuş.

Azınlık oldukları için pek çok yerde ayrıcalıklı muamele görüyorlarmış. Örneğin Çin çapında her üniversite kafeteryasında domuzsuz menü sunulmak zorundaymış. Çalışmayanlar için işsizlik maaşları daha yüksekmiş.

Son dönemde hakikaten aşırı dindar bir kesim oluşmuş. İŞİD’e katılan pek çok genç olmuş. Özellikle gençler arasında ciddi bir radikalleşme eğilimi varmış.

Son olarak Uygurların yaşadıkları yerde önemli miktarda aliminyum madeni bulunmuş. Devletin bu bölgede yatırımları çok artmış ve hatta bölgeye dışarı eyaletlerden göç bile başlamış.

Hepsini alt alta koyup toplayınca Çinlilerin neden bu azınlığı öldürmek istediğini anlayamadım. Arkadaşım, “Son dönemde protestolar artmıştı” dedi. Belki protestoları bastırmak içindi.

Kim bilir? Zaten sorun da bu değil mi? Belki Şi Jinping bilir. Belki Erdoğan bilir. Hakan Fidan bilir. Ama biz sıradan vatandaşlar bilemeyiz.

Hatırlar mısınız bize ortaokulda öğretirlerdi. 15. yüzyıldan itibaren Batı medeniyetinin gelişip bizim yerimizde saymamızın en büyük sebeplerinden biri matbaaydı. Matbaanın Çin’den Avrupa’ya getirilmesi bilginin Avrupa’da kolayca yayılmasına, halkın aydınlanmasına sebep oldu. Matbaayla ilim de bölünerek çoğaldı. Sonunda Avrupa aldı başını gitti.

Biz ona saldırdık, buna saldırdık ama olmadı. Sonunda cihan imparatorluğundan ulus devletine geriledik.

Bugün interneti ve sosyal medyayı yasaklayanlar o günün matbaasını yasaklayanlardan çok farklı değil. Bireyler farklı olmadığı gibi sonuç da farklı olmayacaktır. Özgür olanlar ilerler, baskıcıları himayesine alır.

Tarih tekerrürden ibarettir.

Kategori:Analiz

SON HABERLER

Bağdat, KBY'nin 110 milyar dolarlık anlaşmasını reddetti

Irak’ta merkezi yönetim, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) ABD’li şirketlerle yaptığı 110 milyar dolarlık enerji anlaşmasını kabul etmediğini duyurdu.

Posta servisi 12 bin civcivi kamyonda terk etti: Binlercesi öldü

ABD’de 12 bin civciv Amerika Birleşik Devletleri Posta Servisi’ne (USPS) ait kamyonda terk edildi.

Üç gün sonra bulunan civcivlerden binlercesi öldü, kalanlarıysa küçük bir barınakta tutuluyor.

İstanbul Caz Festivali: Piyanist Max Richter 3 Temmuz'da ilk kez Türkiye'ye geliyor

Besteci ve piyanist Max Richter, İstanbul Kültür Sanat VakfI’nın (İKSV) düzenlediği (İKSV) 32’nci İstanbul Caz Festivali kapsamında 3 Temmuz’da ilk kez Türkiye’ye gelecek.

Ankara'da üç güzergaha metrobüs geliyor

Ankara’da EGO Genel Müdürlüğü trafik sıkışıklığını azaltmak amacıyla araç filosuna yeni nesil metrobüs alacak.

Adalet bakanı Rusya'da: Uluslararası kuruluşlar, insan haklarını korumalı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Rusya’da “Uluslararası kuruluşlar, uluslararası hukuk kapsamında insan haklarını korumalıdır” dedi.

Türkiye 90'lara dönmüyor: Bu zihniyetin bizi taşıdığı yer çok daha karanlık!
O silahlar susacak ki onurlu bir barış filizlenebilsin

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 758 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Elif Çakır: 'Allah aşkına neden Türkiye'nin yolsuzluk belası'ndan kurtulması için niye iki çift laf edilmiyor?

Erdal Sağlam: 'Gençlik açısından hiç bu kadar kabus bir dönem yaşanmamıştı' diyebiliriz

Fikret Başkaya: Bizde diplomalılara 'aydın' deniyor…

Mithat Fabian Sözmen: Bir kez daha har vurup harman savrulan bir yaz transfer dönemi izleyeceğiz

Esfender Korkmaz: 2024, Türkiye'de rekor sayıda konkordato başvurusunun yaşandığı bir yıl oldu

Şeref Oğuz: Bodrum'da belediyecilik zor

Nevşin Mengü: Milyonlar harcanan gazeteler okunmuyor, o nedenle kendilerine bir trol ordusu kurmak zorunda kaldılar

Murat Ağırel: Gazetecilere iftiralar atılıyor, itibarsızlaştırma kampanyası büyütülüyor

Özge Güneş: Barınma hakkı ile rant politikaları aynı zeminde ama birbirine zıt yönlerde ilerliyor

Ali Eyüboğlu: Yapay zekanın Eurovision'da üçüncü sıraya yerleştirdiği Avusturya birinci oldu

Murat Belge: Ana muhalefet partisine 'terörist' demenin amacı ne olabilir?

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×