Dün cemaatin başına gelenlerin çok kişide “eden bulur” hissi doğurması anlaşılır bir durum. Neticede iktidarın gücünü pekiştirmek için kullandığı birçok siyasi/hukuki operasyonun başrol oyuncusu cemaatti.
Bugün yöneticileri gözaltına alınan cemaate yakın medya organlarının, zamanında bu operasyonlara nasıl destek verdiği akıllarda. Destekten de öte bir yönlendirme, sevk ve idare söz konusuydu. Daha dün sayılır, herhalde hepimiz hafızamızı toptan yitirmedik.
Cemaat güdümündeki bu medya organlarını “özgür medya” olarak kutsamanın, buralardan bir demokrasi ve halk kahramanı çıkarmanın âlemi yok.
Gelgelelim, vaziyet bu istikamette diye olan biteni “eden bulur” diyerek zevkle izlemek de kabul edilemez. Adalet arzusu ilkel temellere oturtulursa işin niteliği değişir. Adaletin değil intikamın peşine düşülür.
… Cemaatle ortaklık bozulunca ara verilen sürek avı, avcının kendini toparlamasıyla yeniden başladı. Son avı savunmak için değil, avcıya direnmek için bu av mevsimine karşı çıkmak gerek. İntikam değil adalet. İnsan haklarına dayanan bir hukuk devleti hedefi… Bu temel ilkelerden kavganın taraflarının kirli geçmişleri nedeniyle feragat edilemez. Bu av mevsimi sona ermeli.