Siyasal iktidar, milletten saymadığı hatta milletin iradesinin önünde bir engel olarak değerlendirdiği, millete yabancı unsurlar diye gördüğü toplum kesimleri ve onların bürokrasideki varlığıyla mücadele ederken “cemaat” ile işbirliği yapmıştır.
Bu işbirliğinin sebebi, toplumun yarısı dışlanırken “cemaat”in siyasal iktidar tarafından milletin bir parçası diye kabul edilmesi. Bunun en veciz ifadesini zamanında “cemaat”in faaliyetleri ile ilgili uyarıldığında “Hayır, arkadaşlarımız bizim gibi düşünüyorlar, aynı kıbleye bakıyoruz…” diyerek sayın cumhurbaşkanı vermiştir.
Milletin tamamını millet olarak kabul eden, kapsayıcı bir ekonomik ve siyasi düzen kurulmazsa, iş aynı kıbleye bakanların güç için birbirini yemesiyle sonuçlanır.
Dün “FETÖ”yle, yarın “aynı kıbleye bakan” başka bir güç odağıyla. Kabul, “FETÖ” atipik bir yapılanma. Ancak bu yapılanmayı var etmese de palazlandırıp darbeye girişecek güce ulaştıran milleti sadece kendine destek verenlerden ibaret zanneden anlayıştır.
“FETÖ” bir sebep değil bir sonuç. Bu sonucu doğuran siyasi iklim ise maalesef değişmiş değil.