Tüm bunlar olup biterken jandarmanın tek yaptığı şey ise Coşkun ailesine “Siz de burayı terk edin, zaten arazi ormana aitmiş” telkinlerinde bulunmaktı. Silahlı saldırının yaşandığı gece jandarma, Ailenin Avukatı Hicran Danışman’ın video kayıtlarına da geçen çırpınışlarına, yazılı ve sözlü olarak verdiği dilekçeye rağmen ne olay yerini incelemiş, ne de şüphelilerde barut izi ve silah aramıştı. Zaten bu nedenlerle jandarmalar hakkında da görevi ihmalden suç duyurusunda bulundu aile.
Buraya kadar yazılanlar size de biraz Kolombiyalı Ünlü Yazar Gabriel García Márquez’in “Kırmızı Pazartesi” kitabındaki acı öyküyü çağrıştırdı mı? Sonu bu öyküdeki gibi olmamalı ama. Çünkü herkesin işleneceğini bildiği bir cinayete engel ol(a)mamak herkesi katilin suç ortağı yapmaz mı?
Coşkun ailesinin sonuna kadar haklı davalarında, atadan dededen kalan topraklarında huzur içinde yaşamaya hakları yok mu?