Cumhuriyet gazetesinin çaycısı Şenol Buran’ın ‘cumhurbaşkanına hakaret’ten tutuklanma gerekçesini Anadolu Ajansı duyurdu: ‘Gazetenin güvenlik amiri ve bir polis memurunun tanık olarak verdiği ifadeler ve suçunu inkar eden şüphelinin tanıklara baskı yapabilme ihtimali.’
Habere göre Buran hakimlik ifadesinde, Cumhuriyet gazetesinde çaycılık yaptığını söyleyerek ‘cumhurbaşkanına hakaret etmediğini, tanıkların beyanlarında geçen sözleri kullanmadığını’ söyledi; tutanağı düzenleyen Y.Y. ile konuşmadığını, iki sene önce tartıştıklarını belirtti.
AA, nöbetçi hakimliğin üzerine atılı ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçunu işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunan Buran’ın inkar ettiği için tanıklar üzerinde baskı oluşturma ihtimalini ve soruşturmanın devam etmesini göz önüne alarak tutuklama kararı verdiğini kaydetti.
Tanık beyanları
Habere göre polis memuru da ifadesinde, çaycının, özel güvenlik görevlisinin yanında ‘cumhurbaşkanı yüzünden yolların kapatıldığını’ söyleyerek şunları anlattı: “Özel güvenlik görevlisi de çaycıya ‘Belki de buraya gelip çay içmek isteyecek’ dedi. Buran da cumhurbaşkanına hakaret etti. Kısa süreli tartışma yaşandı bunun üzerine tutanak tutuldu.”
Güvenlik görevlisi de şunları anlattı: “Çaycının, cumhurbaşkanının yolları kapattığını söylemesi üzerine polis memuru da çaycıya ‘Cumhurbaşkanımız hakkında böyle konuşamazsın’ şeklinde ikazda bulundu. Ben de ‘Buraya kadar gelmiş, belki burayı da ziyaret ederek çay içmek isteyecek. dedim. Bu sefer çaycı, cumhurbaşkanına hakaret etti. Bunun üzerine tartışma çıktı.”
Buran’ın gözaltına alındığı gün Cumhuriyet’te yer alan haberde ise Buran’ın şu sözleri yer almıştı: “Saat 11.10 sıralarında güvenlik amirinin yanına geldiğimde bana neden bu kadar geciktiğimi sordu. Ben de bir saattir gazetenin etrafında dolaşıyordum. Bir sürü yere girdim almadılar. ‘Aracı Kuştepe’ye bıraktım ve yürüyerek geldim bu soğukta’ dedim. Bunun üzerine güvenlik amiri ‘Cumhurbaşkanımız gelecekmiş o yüzden kapatmışlar. Buraya gelirse bir çayımızı içmeye artık bir çay servisi yaparsınız’ dedi. Ben de kendisine çay servisinde bulunamyacağımı söyledim. Sözlerimde ‘itham’ yoktu.”