Barış sağlamanın yolu yordamı, siyasî çözümü var. Bu konuda, ders çıkartılabilecek önemli deneyimler var. Savaş zorunluluk değil bir tercih meselesi. Neyin tercihi? Bu sorunun, giderek toplum nezdinde etkisini ve inandırıcılığını yitiren “beka ” ötesinde ikna edici bir cevabı olmalı: kayıplarımızı, şehitlerimizi, dökülen kanı haklı ve meşru gösterecek bir cevap…
Bu savaş sürdükçe ülkemizde barış da anayasa gibi askıda kalacak, insanlarımızı kasıp kavuran yokluk, yoksulluk, ekonomik yıkım sürecek. Savaş; halkların kardeşliğine, iç barışa, hak, hukuk, özgürlük taleplerine engel olduğu gibi refahımıza da engel. Zamanın içişleri bakanı Soylu’nun resmî açıklamalarına göre 40 yılda terörle mücadeleye harcanan meblağ 3 trilyon 722 milyar dolar, son Pençe – Kilit operasyonlarının maliyeti ise 12 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Sadece Pençe- kilit harekâtında onlarca, yüzlerce canımızı yitirdiğimizi düşününce, insan maliyet hesaplarından utanç duyuyor.
Militarist, savaşçı, güvenlikçi, özünde ırkçı şoven zihniyetin ülkeyi mahkûm ettiği kader bu. Şimdi soruyorum, hain kim/ kimler? Bu hainlerin gerçek amaçları nedir? O amaç neyse, ödenen bedele değer mi?