Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025-2027 arasında uygulanacak üç yıllık Orta Vadeli Planı (OVP) açıkladı: “Kişi başına düşen gelir, 2023’te 13 bin 243 dolar seviyesindeyken, 2027 sonunda 20 bin 420 dolara ulaşacak.”
Yılmaz’ın Orta Vadeli Plan’a ilişkin açıklamasından öne çıkanlar şunlar:
*Makroekonomik ve finansal istikrarın kalıcı hale getirilmesi hedefimiz bulunmaktadır. Bu reform alanı, enflasyonun kalıcı olarak tek haneye düşürülmesi, kamu maliyesinin disiplin altına alınması ve finansal istikrarın sağlanması gibi unsurları kapsamaktadır. Ekonomimizin dış şoklara karşı daha dirençli olabilmesi için güçlü bir makroekonomik temel oluşturmak önemlidir. ‘Kamu Mali Reformlarının Hayata Geçirilmesi’ ise, kamu harcamalarında etkinliğin artırılması, bütçe disiplininin sağlanması ve kamu borcunun yönetilebilir seviyelere çekilmesi gibi adımları içermektedir. Bu reformlar, kamu maliyesinin sürdürülebilirliğini artırarak uzun vadeli ekonomik istikrarı destekleyecektir.
Kayıt dışılık azaltılacak
*Ekonomide kayıt dışılığın azaltılması da kritik bir reform alanıdır. Kayıt dışı ekonomiyle mücadele ederek, haksız rekabeti engellemeyi, vergi tabanını genişletmeyi, vergi adaletini sağlamayı ve kamu gelirlerini artırmayı amaçlıyoruz.
*2023’te Gayri Safi Yurt İçi Hasıla büyümesi yüzde 5,1 olarak gerçekleşmiştir. Bu büyüme oranı, pandemi sonrası toparlanmanın etkilerini ve Türkiye ekonomisinin direncini yansıtmaktadır. Ancak, yüksek enflasyon riskinin bertaraf edilmesi ve dengelenme süreci, daha ılımlı ve sürdürülebilir bir büyüme sürecini gerektirmektedir. Bu çerçevede, 2024’te bölgemizde artan jeopolitik gerilimlerin de etkisiyle, büyüme oranının yüzde 3,5 oranında gerçekleşmesi beklenmektedir. Önceki OVP’ye göre yüzde 0,5’lik bir aşağı yönlü revizyon söz konusudur.
*2025’e geldiğimizde, büyüme oranının toparlanarak yüzde 4,0 seviyesine ulaşması hedeflenmektedir. Bu dönemde, ekonomik reformlar ve yapısal düzenlemelerin etkisiyle, büyümenin tekrar hız kazanması öngörülmektedir. 2026 ve 2027’deyse büyüme oranlarının sırasıyla yüzde 4,5 ve yüzde 5,0 seviyelerine çıkması planlanmaktadır. Bu hedefler, ekonominin potansiyel büyüme kapasitesine ulaşmasını ve uzun vadede istikrarlı bir büyüme eğilimi yakalamasını amaçlamaktadır.
Kişi başına düşen milli gelir 20 bin 420 dolar olacak
*2023’te GSYH’miz cari fiyatlarla 26,5 trilyon TL seviyesindeyken, 2024’te bu rakamın 44,2 trilyon TL’ye çıkması beklenmektedir. Dolar cinsinden bakıldığında, milli gelirimizin 2024 sonunda 1 trilyon 331 milyar dolar ve kişi başına gelirimizinse 15.551 dolar olmasını bekliyoruz. 2027’ye geldiğimizdeyse GSYH’nın 83,1 trilyon TL seviyesine ulaşması öngörülüyor. Dolar cinsinden bakıldığında ise, GSYH’nın 2023’te 1,1 trilyon dolar seviyesinden 2027’de 1,8 trilyon dolara yükselmesi hedeflenmektedir. Kişi başına düşen gelirse, 2023’te 13 bin 243 dolar seviyesindeyken, 2027 sonunda 20 bin 420 dolara ulaşması planlanmaktadır.
*Hükümetlerimiz döneminde refah artışı en önemli önceliklerimizden olmuş, 2002-2023 arasında son yirmi yıllık dönemde milli gelirimiz 238 milyar dolardan 1 trilyon 130 milyar dolar büyüklüğüne ulaşmıştır. Bu dönemde vatandaşlarımızın satın alma gücü de önemli oranda ilerleme kaydetmiş, kişi başına düşen milli gelirimiz satın alma gücü paritesine göre 9 bin 279 dolardan 42 bin 997 dolara yükselmiştir. Ülkemiz, nominal dolar bazında 17’nci, SAGP bazında ise 11’inci büyük ekonomi konumuna gelmiştir.
İşsizlik 2027’de yüzde 8-9’a gerileyecek
*2023’te işsizlik oranı yüzde 9,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran, pandemi sonrası toparlanma sürecinin ve küresel ekonomik belirsizliklerin işgücü piyasası üzerindeki etkilerini yansıtmaktadır. 2024 içinse işsizlik oranının yüzde 10,3 olan geçen yılki tahminin oldukça altında, yüzde 9,3 seviyesine gerilemesi beklenmektedir. Bu düşüş, ekonomideki toparlanmanın devam ettiğini ve işgücü piyasasında kısmi bir iyileşme yaşandığını göstermektedir. 2025’e geldiğimizde, işsizlik oranının yüzde 9,6 seviyesinde olacağı öngörülmektedir. Bu artış, ekonominin yeniden dengelenme sürecinin bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Ancak, 2026 ve 2027’de işsizlik oranlarının sırasıyla yüzde 9,2 ve yüzde 8,8 seviyelerine gerilemesi beklenmektedir.
2,3 milyon ilave istihdam
*OVP dönemi boyunca toplamda 2,3 milyon ilave istihdam oluşturulması hedeflenmektedir.
*İşgücüne katılım oranının 2023’te yüzde 53,3 iken, 2027 sonunda yüzde 56’ya çıkması öngörülmektedir. İstihdam oranı açısından bakıldığında, 2023’te yüzde 48,3 olan istihdam oranının, 2027’de yüzde 51,1’e yükselmesi bekleniyor.
*Hükümetlerimiz döneminde yeni istihdam serisinin başladığı 2005 ile 2023 arasında toplam 12,2 milyon kişinin istihdamı sağlanarak istihdam düzeyi 19,4 milyondan 31,6 milyona yükselmiştir. Aynı dönemde nüfusumuz 17,6 milyon artmış, artan nüfusun yaklaşık yüzde 70’ine istihdam imkanı sağlanmıştır.
Enflasyon 2026’da tek hanelere inecek
*2023’te küresel tedarik zinciri sorunları, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve iç talep koşulları dahil pek çok olumsuz gelişmenin etkisiyle, enflasyon oranı yüzde 64,8 seviyesinde gerçekleşmiştir. Uygulamaya konulan sıkı para ve maliye politikalarıyla 2024 için enflasyon oranının yüzde 41,5’e gerileyerek, enflasyonla mücadelede önemli bir mesafe kat edilmesi beklenmektedir. 2025 itibarıyla, enflasyon oranının daha da gerileyerek yüzde 17,5 seviyesine inmesi hedeflenmektedir. Bu dönemde, ekonominin dengelenmesi ve para politikalarının istikrarlı bir şekilde uygulanması, enflasyonun tek hanelere inmesinde kritik rol oynayacaktır. 2026’ya geldiğimizde, enflasyonun yüzde 9,7’yle tek haneli seviyelere gerilemesi ve 2027’de yüzde 7,0’ye gerilemesi öngörülmektedir.
*Cari işlemler açığının 2023’te milli gelire oranı yüzde 4,0 olarak gerçekleşmiştir. Ancak, 2024 sonunda bu oranın yüzde 1,7’ye düşmesi beklenmektedir. Tahminimiz olan yüzde 3,1’in altında olan bu önemli düşüş, Türkiye’nin ekonomik yapısında başlayan dönüşüm ve dış ticaret politikasındaki stratejik değişimlerin bir sonucudur. 2025’de cari işlemler açığının milli gelire oranının yüzde 2,0 seviyesinde olması öngörülmektedir. Bu dönemde, ihracatta çeşitliliğin artması ve enerji maliyetlerindeki düşüşler, cari işlemler açığının iyileştirilmesine yardımcı olacaktır. 2026 ve 2027’ye geldiğimizde, cari işlemler açığının milli gelire oranının sırasıyla yüzde 1,6 ve yüzde 1,3 seviyelerine gerilemesi hedeflenmektedir
Bütçe açığı
*Deprem kaynaklı harcamaların sürmesine rağmen, mali disiplinin güçlendirilmesine yönelik adımlar sayesinde bütçe dengelerinde hızlı bir toparlanma görülmektedir. 2024’te bütçe açığının bu yıl bütçede öngörülen yüzde 6,4’lük hedefin oldukça altında, milli gelire oranla yüzde 4,9 düzeyinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Bütçe açığının, 2025’te yüzde 3,1 olarak gerçekleşmesi hedeflenmektedir. Bütçe açığının milli gelire oranının, OVP döneminde kademeli olarak azalarak 2027’de yüzde 2,5 düzeyine gerilemesi öngörülmektedir.