Uzmanlar 2050’yi takip eden yıllarda aramızdaki her dört kişiden birinin “65 yaş finişi”ni göğüslemiş ve devletler tarafından da “Bundan böyle sen de yaşlısın arkadaş” denilip “yaşlılık sabıkası” ile fişlenmiş kişiler olacağını söylüyor. İşte bu nedenle üzerinde önemle durduğum “yaşam süresi/lifespan” ve “sağlıklı ömür süresi/healthspan” kavramlarını mümkün olduğu ölçüde üst üste getirip eşitlemek, en azından ucu ucuna dengelememiz gerekiyor. Bunun yollarından birinin ise bu süreçte ortaya çıkabilecek yaşamsal besin eksikliklerini gidermek ve bu arada mümkünse beden ve ruha iyi gelebilecek “doğru sağlık takviyeleri”ni “uygun zamanda, uygun dozda, uygun süreyle ve uygun kombinasyonlar” halinde bedene kazandırmak olduğu kanaatindeyim. İsterseniz şimdi gelin kısa bir “iyi yaşam ve iyi yaşlanma takviyeleri” turu yapalım.
Ve bu arada bu takviyelerin size sadece bilgi için anlatıldığını, tecrübeli bir doktorun önerisini almadan kullanıldıkları takdirde çoğu zaman beklenen faydayı sağlayamayacaklarını da tekrar hatırlatalım.
Evrensel ve hatta her yaş için hemen hepimizde ciddi bir omega 3 yağları eksikliğinin olduğu kesindir. Zira yeteri kadar balık tüketmiyoruz, tüketemiyoruz. Ayrıca yiyip içtiğimiz gıdaların çoğu da maalesef eskisi kadar omega 3 (EPA / DHA) içermiyor. İşte bu nedenle yaşlanırken iyi hayat takviye listemize günde 1-2 gram kadar kaliteli bir omega 3 takviyesini de eklememizde fayda olabilir.
Muhakkak ki güneş ışığı ile kendi bedeninizde üreteceğiniz sülfatlı D vitamini daha değerlidir ama bu imkânı bulamadığınız koşullarda günde 2 bin-5 bin ünite kadar D3 vitamini takviyesi ile bedeninizi güçlendirmek daha iyi bir yaşam ve yaşlılık desteğiniz olabilir.