• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Ortayolculuk da aklın katilidir!

20/10/2021 23:58

DAĞHAN IRAK

daghan@daghanirak.com

@daghanirak

“Korkmamalıyım. Korku aklın katilidir. Korku tam bir yok oluş getiren küçük ölümdür. Korkumla yüzleşeceğim. Üzerimden ve benden geçmesine izin vereceğim. Ve geçip gittiğinde yolunu görmek için iç gözümü çevireceğim. Korkunun gittiği yerde hiçbir şey olmayacak. Sadece ben kalacağım.”

Korkma sevgili okuyucu, sitenin bu bölümünü Holoşko ve bir miktar para karşılığında Diyanet’e kiralamış değiliz. Yukarıdaki satırlar, bilim kurgu tarihinin gelmiş geçmiş en büyük eserlerinden Dune’den alınma. Siz bu satırları okuduğunuz sıralarda, Dune’un ikinci sinema uyarlaması vizyona girmiş olacak. Lâkin, herhangi bir viral kampanyaya dahil olmuş da değiliz, zaten bu köşeciyi ciddiye alıp verilecek virale viral denmez. Bastıbacaklık günlerinden beri meftunu olduğumuz roman serisini beyazperdede izleyecek olmanın heyecanı sadece. Yalnız daha izlemeden söyleyeyim; kitabı daha iyi.


Velâkin, Gom Cabbar denen zehirli iğne ‘seçilmiş kişi‘, esas çocuk, yani Kwisatz Haderach olan Paul Atreides’in eline yaklaşırken içinden okuduğu yukarıdaki bu Bene Gesserit duası, nedense bizim ülkemizde zehri bünyemizden atarken lazım oluyor. Son yirmi yılı hırpalanarak geçirmiş olmak, dayak arsızlığı olarak da tanımlanabilecek bir konfor yaratmış olacak ki daha ağa köyü satmadan marabadan yasını tutan çıkıyor.

Bizim burada da yazan çizen oldu, şimdi durduk yere kişisel polemiğe sürmeyeyim yazıyı da, geçen hafta Kılıçdaroğlu’nun şöyle bir siyaset kuracak gibi olmasından ürküp ‘Aman AKP’nin işine yarar‘ diye çığlık çığlığa ortalığı velveleye verenlerin sesini duyduk yine. Bu ‘Aman ağzımızın tadı kaçmasın‘cılığa ezelden beri alışkınız da, bu kadarı artık cenaze kalkarken ‘Aman ses yapmayalım, uyuyan var‘ demeye benziyor. Yani Kemal bey bile artık kalenin boş olduğunu gördü, hâlâ ‘Maç berabere bitsin, bir puan alalım‘ diye defansa koşanlar var. Kendi kalesine gol atanı siyaset çok görmüştür de rakip kaleye giden golü çıkarana ne denir bilemedim. Aslında bildim, dur, size de anlatayım.

Türkiye’ye dair bir şey biliyorsam o da şu: Bir iktidarın bittiğine dair en önemli işaret, insanların o iktidarın bittiğine inanması. Ülkemizde, güçlü siyasi hareketler ağır ağır tükenmez, bir günde eşekten düşmüş karpuza döner. Sıradan vatandaş, demokrasi içindeki tek fonksiyonunun seçmenlik olmasına alıştığından, seçim meydanında düşene tekme vurmayı pek sever. Düşene tekme vurmuyorsa, düştüğünü fark etmediğindendir. Şu an herkes, her şeyin farkında. Dolayısıyla artık herkes ve dahi Kemal bey, AKP iktidarının bittiğini biliyor. AKP de, artık ANAP’ın kaderinin bin mislini yaşamaya hazırlanıyor. Modern Türkiye tarihinde, rüzgar değişikliği herhalde 1908’den beri bu kadar aleni olmamıştı. İktidar mahfilindekilerin sürekli “Ne seçimi ya, seçime daha ohooo” demesinin nedeni de kurtulabilecekleri bir mucize için zaman kazanmaya çalışmaları, lâkin o mucize eşiğini de geçtik artık. Halk, tekme için gerildi, bekliyor.

Normalde böyle zamanlar farklı farklı siyasi akımların, değişik değişik siyasetler kurması için müsait zamanlardır. Bizim normalimiz yok tabii, o yüzden yine her taraftan ortayolculuk fışkırıyor. ‘Aman AKP’nin işine yarar’ tayfası, siyasetin sağını solunu sade suya tirit bir ortayolculuğa angaje etmek için kendini yırtıyor. Ortayolculuğun ideolojisi, anti-politizm, bizim ülkenin kurucu dinidir malum; halkın siyasete burnunu sokması hiçbir mahallede pek hoş görülmez, zamanı gelince oyumuzu veririz, tekmelik bir durum çıkarsa da vururuz. Ama şu anki meseleyi, sırf bu haslete bağlamak çok doğru değil, bizim bu hâlimiz olsa olsa asıl sorunun antresi olabilir.

Daldan dala atlıyorum farkındayım ama vallahi sözüm söz, ortalığı toparlayacağım. Geçen hafta Diyarbakır’da ilginç bir işler döndü. Bayram değil, seyran değilken; bir anda o eski ana akım mensubu “Newroz’da Amed’de ciğer yiyoruz şekerim” tayfası, tekrar Diyarbekir’de beliriverdi (herhalde özel harekat Sur’u Toledo’ya çevirmekle meşgulken Amed’de ciğer kalmamıştı ki o zamanlar ortada yoklardı). ‘Influencer’lar Kürdün renkli tabutunun yanında poz verip ‘hafıza tazeler‘ken (28 kurşun yedikten sonra TOMA’nın arkasına bağlanıp sürüklenen Hacı Birlik’i ya da cansız bedeni bir hafta sokakta kalan Taybet Ana’yı baştan nasıl unuttularsa artık), ‘pre-Ahmet Hakan‘ Ertuğrul Özkök’le, ‘post-Ahmet Hakan’ İsmail Saymaz’ı muhabbet ve huşu içinde halay çekerken gördü bu gözler.

Entelektüel işlerde, yani siz onu kalem ırgatlığı diye okuyun, bir süredir zaten bir ana akımlaşma arayışı var; zira AKP’nin Gezi’den beri dolabın tepesinde tuttuğu kurabiye kavanozunu oradan indirmeye niyetli herkes. Bu aralar, dizicisinden medyacısına herkesin vaziyet almasının nedeni o. Üçüncü Abdülhamid gittiği an, meydana ‘Yaşasın hürriyet‘ diye koşacak eski saraylılar, çiğ yumurta içip seslerini dinlendiriyor. Bizim mahalle de çalkalanmaya başladı, ‘büyük atılım‘ yapıp yeni Hürriyet olmanın taliplisi az değil.

Binaenaleyh sevgili okuyucu, ana akımlaşıp yeni dönemde parsayı toplayacak yazı-çizi-dizi efradının toplumdaki ortayolculuk damarı pek bir işine geliyor. Zira, sade suya tirit siyasetin tek albenisi estetik olduğundan, bildiğiniz laf ebesinin ikbali parlak oluyor.

Bu nedenden, ‘pieyçdi kendidıt in polsay‘ gençlerden, eski ANAPlılara, neo-Özalcılardan, kendini darı ambarında partisiz cumhurbaşkanı adayı görmüşlere kadar herkesin aklında, devranı devrime kaptırmama telaşı var. İşin ucunda Halk TV’lerden Habertürk’lere yatay geçiş yapma ihtimali var babası, hatta ay dur heyecandan yazamadım, Aydın Doğan’ın bile medyaya dönesi var diyollar! Aman Allah mı söyletti, düşünsene Aydın Bey’in Hürriyet’i, olmadı Milliyet’i geri aldığını? Açılsın yeni köşeci kadroları, hop, özgeçmiş ektedir. ‘Sağduyunun sesi gazetemizde‘, Türkiye Türklerindir logosunun yanında anons, tepesinde kollar kavuşuk köşeci pozu, laps, yapıştır paraları. Şimdi durup dururken Namık Kemal’liğe soyunup daha inkılabı göremeden Sakız Adası’na sürülmenin gereği var mı? Top patlayana kadar orta şeritten devam o yüzden…

Sevgili okuyucu, korku gibi ortayolculuk da katilidir aklın. Başka bir alem istemek varken, ‘eski Türkiye’den bozma Yeni Türkiye‘den bozma daha yeni Türkiye peşinde koşmanın ne alemi var? Doksanlar nostaljisi istiyorsan Grup Mask’ın efsane albümü Kapılar Ardında var ortamlarda, aç dinle, niye AKP’yi yaratan bulanık sulara geri döneceksin ki? Bak ne güzel diyor tâ o zamandan, “Çok fazla işsizlik, bilinçsizlik, çok fazla din ve devlet sömürüsü, çok fazla iç ve dış borç ve göç var. Kapılar ardında, yaşam kapılar ardında.” Aç kapıyı, oksijen girsin, ortayolculuk çıksın, hadi…

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Dağhan Irak

SON HABERLER

Britanya başbakanının evindeki yangına kundaklama soruşturması: Bir tutuklama

Britanya Başbakanı Keir Starmer’ın başkent Londra’daki evindeki yangının ardından kundaklama şüphesiyle soruşturması başlattı. Bir kişi tutuklandı.

Yavaş'tan 'Lozan' vurgulu PKK açıklaması

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, PKK’nın silah bırakma ve fesih kararıyla ilgili “Türkiye Cumhuriyeti devleti süreci şeffaflıkla, hukuka ve anayasal düzenimize bağlı kalarak yürütmelidir” dedi.

Trump, Suudi Arabistan'da: 1 trilyon dolarlık yatırım çekme planı

ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu turunun ilk ayağı olan Suudi Arabistan’da. 79 yaşındaki siyasetçi ülkesine 1 trilyon dolarlık yatırım çekmeyi planlıyor.

Cari açık beklentiyi aştı: 4 milyar 87 milyon dolar

Cari açık martta 4 milyar 87 milyon dolarla piyasa beklentisi aştı.

Ticaret bakanlığı: Yılın ilk dört ayında 17 ilin ihracatı 1 milyar doların üstünde

Ticaret bakanlığı duyurdu. Türkiye’de ocak-nisan döneminde 17 ilin ihracatı 1 milyar doların üzerine çıktı.

Seçimi kimin kazanacağı algısı niye önemli?
Yeşil dönüşümün gizli planı

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 751 gündür hapiste

YAZARLAR

Yeşil zeytini neden yemedin Sait?

Ayhan Tinin

Editör eksikliği fazlalık yaratır

Mustafa Dağıstanlı

Anne dediğin başlangıçtır

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Dilsiz bir ülkenin çığlığı

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sırrı Süreyya Önder'in 'Cumhuriyet' eleştirisi üzerine…

Murat Sevinç

Silmek isteseler de silemezler

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Füruzan'ın röportajlarındaki dil dikenleri

Mustafa Dağıstanlı

GÜNÜN 11’İ

Mehmet Metiner: İyi ki arşiv var

Akif Beki: Bahçeli'nin 'yapılacaklar' listesi 

Abbas Güçlü: Çin'in binlerce yıllık sembolü ejderhaydı şimdiyse panda

Servet Yıldırım: Türkiye'de konut talebi genelde krediyle desteklenen bir niteliğe sahip

Nevzat Evrim Önal: Bu ahmaklara göre işçi Erol 'AKP'liydi' ve olay da 'bir AKP'liyi başka AKP'lilerin yok etmesi'nden ibaretti

Esfender Korkmaz: Asgari ücret masasında işçi yok

Abdulkadir Selvi: PKK'nın silah bırakma kararı MİT tarafından sahada kontrol edilecek

Nevşin Mengü: Muhtemelen 'yeni anayasada yüzde 50 şartı da aranmasın, ilk turda en çok oyu kim alırsa seçilsin' denecek

Hasan Cemal: PKK'nın silahları gömme ve kendini feshetme kararını önemsiyorum

Taha Akyol: Öcalan belki de 'Meclis'e gelip DEM grubunda konuşma' yapabilecek…

Timur Soykan: Bugün Soma Katliamı'nın 11'inci yıldönümü

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×