Britanya’nın köklü yayın kuruluşlarından Independent’ın Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn, anayasa değişikliği referandumundan ‘Evet’ çıkmasını şöyle değerlendirdi: “Türkiye, Ortadoğu otokrasileri kulübünün bir üyesi oldu.”
BBC Türkçe’nin aktardığı yazıda Cockburn, referandum sonrası ortaya çıkan derin bölünmenin Türkiye’yi potansiyel düşmanları için bir av haline getireceğini kaleme aldı.
Deneyimli yazar, Erdoğan’ın OHAL sayesinde Meclis’i elinde tuttuğunu, başkanlık sistemiyle de kontrolü tamamen eline alacağını belirtti: “Erdoğan, yeni başkanlık sistemiyle zaten bir süredir OHAL’la keyfi şekilde elinde tuttuğu yasama, yargı ve diğer güç odaklarını tam kontrolüne alacak. Tüm bunlar dünyada tek partili ya da monarşik ülkelerin zehirli politikalarına aşina kişilere tanıdık gelecektir.”
Cockburn, Türkiye’nin geçmişte birçok Avrupa ülkesinden üstün bir entelektüel enerjisi olduğunu vurgulayıp şu yorumda bulundu: “Geçmişte uluslararası gözlemciler Türkiye’nin Ortadoğu ülkelerine benzediği yanılgısına düşmüştü. Gerçekte siyasi geçmişiyle Türkiye güney Avrupa ülkelerine benzeyen modern bir ülkeydi. Askeri darbe ve yönetimler oluyor ancak diğer taraftan gerçek seçimler yapılıyordu ve güçlü bir parlamentosu bulunuyordu. Sofistike ve etkili bir medyası ve birçok Avrupa ülkesinden üstün bir entelektüel enerjisi vardı. Ancak artık Türkiye bunları eledi ve Ortadoğu’nun yoz ve değersiz otokrasileri kulübünün bir üyesi oldu.”
‘’Muhalefet yetersiz’
Türkiye’nin üç büyük şehrinde ‘Hayır’ oyunun çoğunlukta olduğuna dikkat çeken Cockburn, ‘Evet’ baskısına karşın bunun cesaret verici bir göstergesi olduğunu savundu. Cockburn buna karşın muhalefet liderlerinin yetersiz olduğunu, HDP liderlerinin de cezaevinde bulunduğunu hatırlattı.
Deneyimli yazar, referandumun ardından Erdoğan’ın daha da agresif olacağı öngörüsünde de bulundu: “Erdoğan için ülkede istikrarı sağlamak zor olacak… Otoriter liderler genellikle, kontrollerindeki medyayı kullanarak tekel güçlerini meşrulaştırıyor. Ülke içindeki muhaliflerle de güvenlik güçlerini ve devleti üzerlerine salarak baş edebilir. Hükümdarlıklarına yönelik gerçek tehlike, iç ve dış düşmanları kendilerine karşı birleştiğinde oluşur. Türkiye’nin etrafı birçok düşman ve potansiyel düşmanla -Suriye, Kürtler, İran, Rusya- çevrili ve bunlar ülkenin derin bölünmüşlüğünü istismar etmenin ne kadar kolay olduğunu görüyor.”