Canlıyken, götüremediği hastaneye, cesedini götürdüler oğullarının. Baba bir çuvala koyduğu oğlunu, 16 kilometre boyunca sırtında taşıdı…
Fadile Tosun’un 7 çocuğu var. Mehmet Ali’si Roboski’de F-16’ların havadan bıraktıkları bombalarla param parça oldu…
Emel Korkmaz’ın üç çocuğu var. Oğlu Eskişehir’de üniversiteyi kazanınca sevinçten havalara uçtu, öperek koklayarak uğurladı kınalı kuzusu Ali İsmail’i. Döverek öldürdüler oğlunu…
Maviş Eşme’nin iki çocuğu var. Konya Ereğli’de dondurucu bir soğuk vardı o gece. Sabah kalktığında 40 günlük Ayaz bebenin donarak öldüğünü gördü…
Başbakan “En az üç çocuk yapın” diyor ya, anladınız mı şimdi nedenini? Eğer bir tanesi, bombalanır, linç edilir, donarak, yanarak veya hastaneye yetişemeden ölürse geride başka çocuklarınız kalsın deniyor.
Eğer başka çocuklarınız kalmazsa, siz sırtınızda ölen oğlunuzun cenazesini taşırken, birilerinin çuvallarla para taşıması; sizin çocuklarınız için bir damla göz yaşı dökmeyen Başbakan’ın başka ülkelerde ölenler için hüngür hüngür ağlaması ve daha nicesi, aklınızı kaçırmanıza yol açabilir.
En az üç çocuk yapın, birisi elinizden alındığında, yaşadığınız zulüm ve aşağılanma karşısında, diğerlerine sarılarak aklınıza mukayyet olabilmek için…