Ama bana sorarsanız eğer, Anayasa Mahkemesi’ne en çok onun ihtiyacı var…
Medyanın bu kadar muazzam bir baskı altında olduğu; bazı gazetelerin Sovyetler’in Pravdası gibi AK Parti’nin resmi yayın organına dönüştüğü bu ülke;
Sırf yolsuzluk soruşturması yürüttükleri için, hakimlerin, savcıların, polislerin çil yavrusu gibi oradan oraya gönderildiği, buram buram intikam kokan operasyonların hedefi haline getirildiği bu devlet düzeni;
Bütün eğitim sisteminin dini/ideolojik bir dayatmanın altına sokulduğu bu dönem;
Keyfiyetin kol gezdiği; hukukun paspas yapıldığı; kurumların işlemez hale geldiği bu sistem;
Eğer hâlâ bir biçimde demokrasi olarak görülebiliyorsa;
Erdoğan, bütün itibar kaybına rağmen, dünyada Özbekistan, Türkmenistan devlet başkanları gibi değil de, sorunlu da olsa demokratik bir ülkenin devlet başkanı gibi muamele görüyorsa;
Bunları, bu ülkede, onun hışmına uğramasına rağmen görevini yapabilen kurumlara ve kişilere borçludur…
Ancak Erdoğan ve hükümetin, “Yeni Türkiye” diye sundukları dizginsiz yönetim biçiminin önündeki engelleri böyle görmedikleri çok açık…